Gündem

AKP'li Mücahit Arslan’dan Ali Yeşildağ hakkında suç duyurusu

09 Mayıs 2023 14:10

AKP Ankara Milletvekili Ali İhsan (Mücahit) Arslan, sosyal medyada paylaştığı videolarda, ihalelerde yolsuzluk iddialarında bulunan Ali Yeşildağ hakkında suç duyurusunda bulundu.

Arslan’ın 8 Mayıs 2023'te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunda, firari durumdaki Yeşildağ’ın Türk Ceza Kanunu’nun iftira ve tehdit suçlarından yargılanması talebinde bulunduğu öğrenildi.

Gazete Duvar'da yer alan habere göre Arslan, avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, “FETÖ’nün medya imamı”, kesinleşmiş 22 yıl hapis cezasıyla aranan ve Almanya’da ikamet eden Cevheri Güven aracılığıyla servis edilen Ali Yeşildağ videosundaki iddiaları, “tamamen hayal ürünü” olarak niteledi.

Yeşildağ’ın 2007'ye dair afaki iddialarını, “çamur at izi kalsın” mantığıyla 2023 seçimleri öncesinde ortaya attığına işaret edilen suç duyurusunda, “Her aklına gelenin video çekip kamuoyunda bilinilirliği ve saygınlığı olan kurum ve kişilerin isimlerini canı istediği gibi kullanarak, onların kişilik haklarını ihlal etmesi ve bunu dünyanın her yerinden izlenip takip edilebilen paylaşım sitelerinde yayınlaması kabul edilebilir bir durum değildir” denildi.

Hapis talebi

Arslan’ın iftira ve tehdide maruz kaldığının vurgulandığı suç duyurusunda, Yeşildağ hakkında söz konusu suçlara istinaden, “soruşturulma başlatılması” ve “kamu davaları açılması” talebinde bulunuldu.

Dilekçede, Yeşildağ’ın iftira nedeniyle TCK'nın 267. maddesi gereğince, “bir yıldan dört yıla kadar hapis” tehdit nedeniyle ise 106. madde doğrultusunda, “altı yıldan iki yıla kadar hapis” cezasına çarptırılması istenildi.

Yeşildağ, 2007’deki Antalya Havalimanı’nın işletme ihalesinde, Çelebi Holding’i dosyasından "evrak çalarak" devre dışı bıraktıklarını, Erdoğan’ın bu ihale için 1 milyar dolar aldığını, Ali İhsan Arslan’ın da bu süreçte yer aldığını iddia etmişti. 

TIKLAYIN | Akşener’in işaret ettiği 'Ali Yeşildağ' videosuna erişim engeli getirildi

TIKLAYIN |  Akşener Erdoğan'a, eski koruması Hasan Yeşildağ'ın kardeşinin 'rüşvet' iddiasını sordu: İddiasına göre 1 milyar Euro senin cebine girmiş; Cumhurbaşkanı'sın, bize söveceğine bunu soruştur!

Ne olmuştu | Erdoğan’ın korumasının kardeşi Erdoğan’ı suçladı

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde dile getirdiği rüşvet iddiasını, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı korumak gerekçesiyle, "karşılıksız çek suçu kurgulayarak" Pınarhisar Cezaevi’ne girerek kendisiyle birlikte hapis yatan Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Ali Yeşildağ öne sürdü.

Hakkındaki "FETÖ soruşturması" nedeniyle yurtdışına kaçan Cevheri Güven’in Youtube kanalında konuşan Ali Yeşildağ, Antalya Havalimanı işletmesi ihalesi için özetle, "Çelebi grubu 4 milyar dolar teklif edecekti 5 milyar dolara kadar çıkacaktı. Bana da aracılık için 30 milyon dolar teklif ettiler, az para değil kabul ettim. Ancak Mücahit Aslan'ın yönlendirdiği süreçte Çelebi grubu 'eksik evrak' iddiasıyla ihale dışı bırakıldı. İhale İbrahim Çeçen ve yabancı ortağına (ihaleyi TAV grubu kazanmıştı/T24)  3 milyar dolara verildi. Tayyip Abi 1 milyarı indirdi" iddiasında bulundu.

İddianın, Erdoğan’ın en yakınındaki isimler arasında yer alan, bünyesinde Akşam, Güneş, Star gazeteleri ile 24 TV ve 360 TV kanallarını da bulunduran Türk Medya grubunun sahibi Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Ali Yeşildağ’dan gelmesi tartışma yarattı.

2007’deki tartışma

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in de bazı mesajlarında ismine sıkça yer verdiği Ali Yeşildağ tarafından gündeme getirilen Antalya Havalimanı ihalesi, 2007’de de tartışma konusu oldu.

Havalimanını 17 yıl 3 ay 17 gün işletecek firmayı belirlemek için yapılan ihalenin ardından İhale Komisyonu Başkanı Funda Ocak, "Rekor kırdık" diye değerlendirirken, gözyaşlarını tutamadı.

Alman Fraport ve Türkiye’den IC Holding ile TAV Holding arasında geçen mücadele sonunda Tepe-Akfen Grubu ortaklığı olan TAV Holding’in 3 milyar 57 milyon dolar karşılığında kazandığı ihale, Çelebi Grubu’nun devre dışı kalması nedeniyle tartışıldı. İhaleye katılan üç firmadan Çelebi Hava Servisi’nin, TAV’ın eski ortağı Avusturyalı Flughafen Vien’le birlikte oluşturduğu konsorsiyum teminat mektubu koşulundaki bir eksiklik nedeniyle elendi. Çelebi-Vien ortaklığının 25 milyon Euro tutarındaki geçici teminat mektubu belgesindeki bir eksiklik nedeniyle elendiği belirtildi.

İhalenin ardından Çelebi Grup’tan Canan Çelebioğlu’nun yaptığı, "Biz 4 milyar dolar teklif edecektik" açıklaması tartışma yarattı. Grubun avukatları da ihalenin iptali için harekete geçti. O dönem yapılan haberlerde Çelebi Grubu’nun evrakının 5 saat incelendiği, geçici teminat mektubu ve ek belgelerde eksik evrak olduğu gerekçesiyle şartnameye uygunsuzluk gerekçesiyle ihale dışı bırakıldığı aktarıldı.

Dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Mahmut Tekin ise Çelebi Grubu’nun haksız yere ihale dışı bırakıldıklarına yönelik açıklamalarından sonra bir basın toplantısı düzenleyerek, Antalya Havalimanı ihalesinin 12 Nisan’da noter huzurunda yapıldığını belirtti. İhaleden elenen Çelebi’nin evrakının eksik olduğunu kaydeden Tekin, şunları söyledi: 

“Şartnameler ihalelerin anayasasıdır. Şartnameye aykırı hareket eden, şartnamede verilmesi gereken evrakları vermeyen firmalar kesinlikle ihale dışı bırakılır. Çelebi’nin geçici teminat mektubu, vergi ilişiksizlik belgesi ve SSK prim borcu belgesi ihale şartnamesine uygun değildi. Bu eksiklikler ihaleden elenme nedenidir. Savcılık idareden "ihaleye hangi firmaların katıldığı, eleme nedenleri" ile ilgili bilgi istedi. Mahkeme sürecinin tamamlanmasından sonra Çelebi hakkında dava açacağız. İdare olarak son derece rahatız. Belgeler son derece açık ve net. Daha önce 7 ihale yaptık. Bu firma 6 tanesine girdi. Bir tanesi hariç diğer 5 ihalede evrakları tamdı. Bu kadar önemli bir ihaleye neden eksik belgelerle katıldılar, bilmiyorum. Yargı süreci sonuçlandıktan sonra bu şirketin bundan sonraki ihalelere girip girmeyeceği netleşir. Noter tarafından evraklar zaten tespit edildi.”

Hasan Yeşildağ, Erdoğan için hapse girmişti

Sedat Peker’in açıklamalarında çeşitli iddialarla suçlanan Hasan Yeşildağ’ın adı; Erdoğan'a en yakın isimlerden, eski AKP Adıyaman Milletvekili Hüseyin Besli ile Ömer Özbay'ın yazdığı biyografide de önemli aktarımlarla geçiyor. "R. Tayyip Erdoğan / Bir Liderin Doğuşu" başlığıyla yayımlanan biyografide, Erdoğan'a, Siirt’te okuduğu şiir nedeniyle çarptırıldığı 4 aylık hapis cezası için 1999 yılında Pınarhisar Cezaevi’nde nasıl bir koğuş hazırlandığı anlatılıyor. Kitapta bu bölümün bilgileri Hasan Yeşildağ'a dayandırılarak veriliyor. Kitapta, “Yeşildağ’ın, şiir cezası kesinleşince cezaevinde suikasta uğrayabileceği endişesiyle ‘uygun bir suç’ işleyip Erdoğan'la cezaevine girmeyi planladığı, yakın bir arkadaşına karşılıksız çek kestiği, böylece açtırdığı davada hâkimi, kendisini, 4 ay hapisle sonuçlanacak karşılıksız çek cezasına çarptırmaya ikna ettiği” paylaşılıyor. Yeşildağ’ın, bu cezayı aldıktan sonra Erdoğan'a giderek "Ben hazırım" dediği belirtilen kitapta, şöyle devam ediliyor: 

"Hasan Yeşildağ, önceden gidip cezaevini gezer. Yapılacak işlerin bir listesini çıkarır:

Yönetimden gerekli izinleri aldıktan sonra kendilerine tahsis edilen koğuşu bir güzel temizletir. Duvarlara kâğıt kaplatır, zemine, boydan boya halı döşetir. Elektrik ve sıhhi tesisatı yeniler. Sıcak su temini için şofben taktırır. Koğuşun bahçeye ve koridora açılan kapılarını boyatıp yalnızca içeriden açılabilen ilave sürgüler yaptırır. Çatıya manyetik bariyerler, bahçeye elektronik sensörler yerleştirir. Gerekli gördüğü kör noktalara kamera sistemi kurdurur.

Sıra mobilya ve beyaz eşyaya geldiğinde keseye davranmak Erhan Şenol'a düşer:

Derin donduruculu büyük boy bir buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinası, toplantı ve çalışma masaları, deri koltuklar, oturma grupları ve büyük ekran bir televizyonla, kalacakları koğuşu ve cezaevi kütüphanesini, sıkıcılıktan uzak bir yaşam ve çalışma alanına dönüştürürler.

Bu arada mahkûm ve gardiyanlar da unutulmamıştır:

Herkese pantolon, gömlek, ayakkabı ve eşofman takımı alınır.

Hasan Yeşildağ, ağalığın 'vermekle kaim' olduğunun farkındadır. Son kez İsviçre'ye gittiğinde, işlerini bir arkadaşına, eşini ve çocuklarını Allah'a emanet edip geri dönmüştür. Dışardaki işlerini bitirip, 'Reis'ten (Tayyip Erdoğan, D.A) üç gün önce Pınarhisar Cezaevi'ne teslim olduğunda, mahkûmlar ve gardiyanlar tarafından krallar gibi karşılanır.

Yanında getirdiği hediyeleri dağıtırken, ortalık bayram yerine döner.

Koğuşu ve aldığı güvenlik önlemlerini son kez gözden geçirir:

Her şey yerli yerindedir.

T.C. Pınarhisar Kapalı Ceza ve Tevkif Evi, mahzun ve utangaç bir çocuk gibi başını önüne eğmiş, 'tarihi misafir'ini beklemektedir." (Sayfa 224, 225)