Politika

AKP'de "not edildi, kaydedildi, devlet haddini bildirir" krizi: Erdoğan'a, başdanışmanı Uçum için "milletin evinden millete sallanan o parmağı hemen kesin" çağrısı

"Ak Parti’nin şimdi bir numaralı meselesi Külliye’deki Maocu-Carl Schmittçi danışmanın o karargâhtan kapı dışarı edilmesidir. Kan ve ruh bozulmasının kaynağı başka yerlerde aranmasın"

Orhan Miroğlu, Aziz Babuşcu ve Mehmet Uçum

05 Nisan 2024 15:52

Güncelleme: 05 Nisan 2024 20:32

T24 Ankara

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, Van'da DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın seçilme hakkı geri alınmasına tepki gösteren AKP içinden isimlere verdiği yanıt, parti içinde büyüyen tartışmayı daha önce benzeri yaşanmamış bir krize dönüştürdü. Uçum’un, Van’daki hukuk krizini eleştiren AKP’lilere, “İktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neoliberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin bu olayda aldıkları tutumlar kaydedildi" diyerek verdiği mesaja, AKP’nin yönetim kadrosundan sert eleştiriler ve itirazlar geldi. Orhan Miroğlu’ndan sonra, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MYKY) üyesi Aziz Babuşcu da Erdoğan’ın başdanışmanı Uçum’un “tutumlar kaydedildi” sözlerine, “Milletin Evi’nden millete parmak sallayamazsınız! Sizin üslubunuz ile söyleyeyim, haddinizi aşıyorsunuz” yanıtı verdi.  

AKP’de dört dönem milletvekilliği yapmış Orhan Atalay da, Uçum’un “Devlet iradesi haddini bildirir” sözleri üzerine çağrıda bulunarak, "AK Parti'deki ruh ve mana kaybının önlemenin ilk düğmesi millete sallanan parmağı kesip atmakla olur” dedi. Atalay’ın X hesabından yazdığı bu mesajın, Aziz Babuşçu tarafından da beğenildiği görüldü. Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner ise Uçum'un ismini vererek açıktan bir mektup yazdı. Metiner, Uçum'a yazdığı mektupta, "Solcu bir geçmişten geliyorsunuz. İttihatçı bir düşünceye de mensup olabilirsiniz. Ama soruyorum size: Sahi siz kimsiniz de partimizin içindekilere oturduğunuz yerden parmak sallama cesaretini görebiliyorsunuz? Sonuçta atanmış bir memursunuz" diyerek tepki gösterdi. AKP'de iki dönem milletvekilliği yapan Hüseyin Kocabıyık da Uçum'a sert tepki göstererek, "Ak Parti’nin şimdi bir numaralı meselesi Külliye’deki Maocu-Carl Schmittçi danışmanın o karargâhtan kapı dışarı edilmesidir. Kan ve ruh bozulmasının kaynağı başka yerlerde aranmasın" dedi.


Yüksek Seçim Kurulu (YSK), DEM Parti’nin itiraz üzerine, 4 Nisan günü Van İl Seçim Kurulu'nun kararını kaldırarak, AKP adayına verilen Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasının DEM Parti adayı Abdullah Zeydan'a verilmesine hükmetti. İlk olarak mazbatanın Zeydan yerine, AKP adayına verilmesi kararıyla başlayan Van krizi, muhalefet kadar AKP’deki iç tartışmaları da alevlendirdi. Bu iç krizin başını, partinin kendi içindeki hukuk tartışmaları çekti. Van’da yaşananlara eski AKP milletvekillerinden yükselen eleştiriler, ardından doğrudan AKP yönetiminden isimlerin de net biçimde gösterdikleri itirazlarla büyüdü.

AKP kadrosundan Van’daki hukuk krizine net eleştiri

Söz konusu yönetim kadrosu temsilcilerin arasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi olan Aziz Babuşcu da yer aldı. Yazıcı, daha sonra silmek durumunda kaldığı X mesajında, YSK’yı “isabetli karar” diyerek kutlaması ve Van’da yaşananları “cinnet hali” olarak nitelendirdi. Eski AKP İstanbul İl Başkanı ve hala AKP MKYK üyesi olan Aziz Babuşcu da, “Van halkı iradesini ortaya koymuştur. Kazanan adaya mazbatasının verilmemesi millî iradeye saygısızlıktır, kabul edilemez” dedi.

Uçum mesajı verdi: Devlet haddini bildirir, tutumlar da kaydedildi

AKP’nin yönetim kadrosunun hukuk krizine yönelik eleştirileriyle başlayan tartışma, önceki gece Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un muhalefet kadar, parti içindekileri de hedef gösteren mesajıyla büyüdü. Uçum, Van’daki hukuk krizine karşı pozisyon alan AKP içinden isimleri, "Bu seçim sonuçlarını Türkiye’yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini bildirir. İktidar içindeki neoliberallerin tutumu da kaydedildi" diyerek hedef aldı.

Miroğlu: Partiyi statüko içinde tutmak isteyenler olacak

Uçum’un bu sözleri dün AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu’ndan yanıt geldi. Miroğlu, "Partimizin sembolü haline gelmiş bir dostumuz, partimizin siyasi ve hukuki işler başkanı olarak konuşur bir başka dostumuz 'devlet adına kayıt' tutarsa, hiçbirimiz Cumhurbaşkanımızın bizi davet ettiği yüzleşmeyle ‘gerçek bir yüzleşme’ yaşayamayız" diyerek Uçum’u eleştirdi.

Daha sonra DW Türkçe'den Kıvanç El'e konuşan Miroğlu, Hayati Yazıcı başta olmak üzere, Van'da yaşanan krize parti kadrodan gelen eleştirilere şöyle açıklık getirdi: "Parti içindeki Kürt aktörlerin, onun da sayısı, konuşanların demek istiyorum, zaten biri ikiyi geçmiyor. Mazbata verilmesine gelince fikirlerini paylaştılar. O kadar! Hadiseler büyünce ve hiç hoş olmayan görüntüler meydana gelince Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcımız Hayati Yazıcı bu 'cinnet halinden' duyduğu rahatsızlığı ifade etti ve YSK kararını olumlayan bir paylaşım yaptı. Nasıl oldu anlayamadım, bir arkadaşımız da devlet adına konuşma misyonuyla hareket etti, parti içindeki neoliberallerin kaydı tutuluyor anlamında partinin misyonuna ve reformcu kimliğiyle pek de bağdaşmayan bir paylaşım yaptı."

"AKP'de yeni bir özeleştiri ve muhasebe süreci nasıl işleyecek?" sorusuna da Miroğlu, "Partiyi mevcut halde, yani bir bakıma statüko içinde tutmak isteyenler olacak. Bunlar pek bir şey olmamış gibi davranacak olanlardır. Ama bu yanlış olur.  AK Parti'nin 2028'den zaferle çıkması için ciddi ve cesur bir muhasebeye ihtiyaç var" diye yanıt verdi.

Aziz Babuşçu da itiraz etti: Haddinizi aşıyorsunuz

Miroğlu’nun ardından bugün de AKP MKYK üyesi olan Aziz Babuşcu, Erdoğan’ın Başdanışmanı Uçum’a sert bir yanıt vererek, “Devlet farkında! Devlet okudu! Not edildi! Kaydedildi! Devlet haddini bildirir! Bu anlayış bize uymaz, bizi temsil edemez. Milletin Evi’nden millete parmak sallayamazsınız! Sizin üslubunuz ile söyleyeyim, haddinizi aşıyorsunuz” dedi.

Atalay “Millete sallanan parmağı kesip atmalı” dedi, Babuşçu beğendi

 AKP'de dört dönem vekillik yapan Orhan Atalay da Uçum’a sert tepki göstererek, "AK Parti'deki ruh ve mana kaybının önlemenin ilk düğmesi millete sallanan parmağı kesip atmakla olur” dedi. Atalay’ın X hesabından yazdığı bu mesajın, Aziz Babuşçu tarafından da beğenildiği görüldü.  

Hüseyin Kocabıyık: Külliye’deki Maocu-Carl Schmittçi danışman

AKP'de iki dönem milletvekilliği yapan Hüseyin Kocabıyık da, Uçum'a, "Ak Parti’nin şimdi bir numaralı meselesi Külliye’deki Maocu-Carl Schmittçi danışmanın o karargâhtan kapı dışarı edilmesidir. Kan ve ruh bozulmasının kaynağı başka yerlerde aranmasın" sözleriyle tepki gösterdi.

TIKLAYIN - Miroğlu’ndan Uçum’a tepki: AKP'li Kürt aktörler "devletin istediği doğrultuda" konuşmazlarsa bölücü mü sayılacak?


Metiner: Siz kimsiniz? Sonuçta atanmış bir memursunuz

31 Mart yenilgisinden sonra parti içindeki eleştirileri kadar Zeydan hakkındaki karara da eleştiriyle gündeme gelen eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, 3 Nisan günü X hesabından yaptığı paylaşımda, “Sorun sadece AK Parti yönetiminden kaynaklanmıyor. Külliye’deki yapılanma da yeniden gözden geçirilmeli” diyerek Erdoğan’ın yakın kadrosunu eleştirmişti. Metiner, sonraki mesajında da, “Kimi adamların Külliye’de anlı-şanlı titri var, ama kendi ilinde karşılığı yok, millet nezdinde itibarı yok. Sahada tanınırlıkları yok. Sözlerinin bir karşılığı yok. Kimi adamların partide, mecliste ve devlet katında anlı-şanlı unvanı ve makamı var ama kendi ilinde veya sahada ciddi bir karşılığı yok, milletin kalbinde de yeri yok ki sözleri para etmiyor. Ve partilerinin elindeki belediyeleri dahi korumaya güçleri yetmiyor. Sizce bir sorun yok mu?” diye yazmıştı. 

TIKLAYIN - AKP'li Mehmet Metiner, seçim yenilgisi için 'Külliye'yi işaret etti: Değişim topyekûn olmalı

Uçum, bugün X hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum'a açıkça bir mektup yazarak, "Siz kimsiniz?" diye sordu. Uçum'un geçmişte solcu bir siyasetten geldiğini hatırlatırken, kendisinin partideki görevinin Erdoğan'ın atamış olduğu bir isim olmaktan öteye gitmediğini ifade ederek, "Beni rahatsız eden, o kibirli devlet diliniz oldu. Solcu bir geçmişten geliyorsunuz. İttihatçı bir düşünceye de mensup olabilirsiniz. Ama soruyorum size: Sahi siz kimsiniz de partimizin içindekilere oturduğunuz yerden parmak sallama cesaretini görebiliyorsunuz? Sonuçta atanmış bir memursunuz. AK Parti’mizin sizin gibiler tarafından getirildiği yer apaçık ortadayken hâlâ o kibirli devlet dili üzerinden partimizin birbirinden değerli isimlerini sigaya çekme cüretini kendinizde buluyor olmanıza da pes doğrusu!" diye tepki gösterdi.

Metiner, Uçum'un ismini verdiği mektupta şunları yazdı:

"MEHMET UÇUM’A

Yazdıklarınızı yeni gördüm okudum.

Orhan Miroğlu kardeşimin isim vermeden size verdiği cevabı da henüz okudum.

Kimi kastettiğinizi bilmiyorum. Keşke kimi kastettiğinizi bilseydik de ona göre sözümüzü söyleseydik.

Van seçimiyle ilgili benim de farklı görüşlerim oldu. Bunu da ilk gün daha hiç kimse görüş beyan etmeden önce Yanlış ve kabul edilemez” bulduğumu açık yüreklilikle dile getirdim.

Siz iktidar içinde görünen neo liberaller diyerek sizden farklı düşünenlerin devlet tarafından kayda alındığını yazmışsınız.

Kendi adıma belirteyim: Ben neo-liberal değilim. O yüzden üstüme almak istemedim. Ama katıksız bir özgürlükçü ve demokrat olduğum için millet iradesinin yanısıra milletin partisi olan ve millet iradesini de her şeyin üstünde tutan AK Parti’mize yargı marifetiyle çekilen bir operasyona alenen karşı çıktım. Şayet böyle düşünüp tepki gösterenleri kasdettiyseniz lütfen isim isim kimi kastettiğinizi belirtiniz ki birbirimize söyleyecek sözümüz olsun.

İsim vermediğiniz için üstüme alıp size bu bahiste cevap verdiğimi düşünmenizi istemem.

Benim asıl bir AK Partili olarak rahatsız eden, o kibirli devlet diliniz oldu. Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti liderimizin başdanışmanı sıfatını taşıdığınız için bu dilin tam da seçimlerde bize kaybettiren dil ve anlayış olarak gördüğüm için üzüldüğümü belirtmek isterim.

Solcu bir geçmişten geliyorsunuz. İttihatçı bir düşünceye de mensup olabilirsiniz. Ama soruyorum size: Kendinizi devlet gibi görüp kibirli bir dille devlet adına AK Parti’mizin içinde sizin gibi düşünmeyen değerli kardeşlerimize parmak sallama cüretini nerden alıyorsunuz?

Sahi siz kimsiniz de partimizin içindekilere oturduğunuz yerden parmak sallama cesaretini görebiliyorsunuz?

Partimizde bir göreviniz var da biz mi bilmiyoruz?

Sonuçta atanmış bir memursunuz.

Kendinizi olduğunuzdan büyük görebilirsiniz lakin partimizde farklı düşünen değerli kardeşlerimize parmak sallama, öyle “kayıt altına alındı” gibi laflar söyleme hakkına sahip değilsiniz. Bu haddinize de değil.

Bilesiniz ki AK Parti milletin partisidir, devletin partisi değil.

AK Parti devleti yöneten partidir, devletin kendisi değildir.

Ve Türkiye bir parti devleti değildir.

AK Parti’miz bir parti devleti için kurulmuş bir parti de değildir.

Siz ise Cumhurbaşkanımızın atadığı bir görevliden öte değilsiniz.

AK Parti’mizi devletin partisi ve AK Parti hükümetini de parti devleti gibi göstermeye hiç kimsenin hakkı yok.

Bu anlayışınız ve diliniz AK Parti’mizin kuruluş misyonuna aykırıdır. Ve partimizin içine yönelik yaptığınız bu hamle de asla kabul edilemez.

Sizin bulunduğunuz konum kişisel mülahazalarınızı bu şekilde partimizin ve partili arkadaşlarımızın üzerine boca etme, hele de parmak sallama hakkını size zinhar vermez.

Partimize ve partililerimize ayar çekme veya ideolojik gömlek giydirme mevkisinde olmadığınızı da biliniz.

Öyle Cumhurbaşkanımızın ve liderimizin size sağladığı unvanlar üzerinden bu şekilde konuşmayı da umarım bırakırsınız gayrı.

AK Parti’mizin sizin gibiler tarafından getirildiği yer apaçık ortadayken hâlâ o kibirli devlet dili üzerinden partimizin birbirinden değerli isimlerini sigaya çekme cüretini kendinizde buluyor olmanıza da pes doğrusu!"