Yeni Akit gazetesi yazarı ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, 'FETÖ'den 2 aile üyesinin tutuklu bulunan Boydak’ların Fethullah Gülen’in taziye mesajın, “FETÖ liderinin taziyesini kabul etmiyoruz, düşün yakamızdan, Allah bin türlü belanızı versin” diyerek reddetmesine değindi. Karahasanoğlu, “Boydak’lar 17 Aralık öncesinde… Hatta kısmen 30 Mart seçimleri öncesindeki bazı irtibatları sebebi ile eleştiriyi hakediyorlarsa da… Son çıkışları sebebi ile de… Cenazelerine verilen taziyeyi bile reddederek… Övgüyü hakediyorlar…” dedi.
Ali Karahasanoğlu’nun bugün (11 Ekim 2016) yayımlanan “Gülen taziyede bulunsun’ beklentisinden ‘Düş yakamızdan’a!” başlıklı yazısı şöyle:
Bir yandan “Rüyamda gördüm” diye başlayan uçuk hikayelerle müritlerinin moralini yüksek tutmaya çalışıyorlarken...
Öbür taraftan, “Düşün artık yakamızdan” çıkışına muhatap oluyorlar…
Bir yandan “Cezaevinde duvarlar kalktı. Hz. Yusuf imam oldu” halüsinasyonu ile, tabanlarını ayakta tutma girişimleri.
Öbür tarafta maddi gerçek: “Taziyeni reddediyoruz.”
Evet…
Fetullah Gülen grubu…
Ne kadar kuyruklarını dik tutmaya çalışırlarsa çalışsınlar…
Gerçek ortada…
Düne kadar, bir yakını öldüğünde, “Fetullah Gülen bizim için taziyede bulunur mu?” diye merak eden işadamları, bakanlar, milletvekillerinin yerini…
Şimdi…
“Bizim adımızı ağzına alma. Bize taziyede falan bulunma.. Gölge etme, başka ihsan etmeyiz” diyen işadamları aldı…
Düne kadar Pensilvanya ile görüşmek için sıraya giren bürokratların yerini…
“Aman yıllar öncesinden de olsa.. Birlikte çekilmiş fotoğrafımızı kimse görmesin” diyenler aldı.
Pensilvanya’da CIA’in kuklası halindeki Gülen grubu, gelinen bu noktadan ders çıkarır mı acaba?
“Bir yanda” derken.. “Öbür tarafta” derken.. Hayali iddiada bulunmuyorum.
Bire bir yaşanmış tepkiden, isyandan bahsediyorum.
Somut örnek…
Fetullah Gülen’le irtibatı gerekçe gösterilip yönetimi TMSF’ye geçirilen Boydak grubunun aile büyüğü Huriye Boydak geçtiğimiz hafta içinde vefat etmişti…
Halen tutuklu bulunan oğullarına.. Her tutuklu için bir hak olan cenazeye katılmak üzere izin verildi…
Ama her olayı çarpıtarak algı oluşturmaya çalışan FETÖ mensupları…
Tarık Toros’undan…
Adem Yavuz’una…
Emre Uslu’suna kadar hemen hepsi…
Haydi onlar yurtdışındalar…
Yurtiçindeki uzantıları…
Hemen bir algı oluşturma girişimine soyundular…
Neymiş?
Tutuklu oldukları cezaevinden çıkarılıp, cenazeye getirilen üç oğul ve yeğenleri için “Elleri kelepçeli cenazeye getirildi” palavrasını attılar…
Başlıkta böyle bir ifade okuyunca siz ne anlıyorsunuz?
“Cenaze namazı sırasında, tutukluların ellerinin kelepçeli olduğu”nu…
Gerçekte, var mı böyle bir şey?
Yok…
Peki ne var?
Cezaevi aracına bindirilirken ve indirilirken, tutuklu herkesin elleri kelepçeli olduğu gibi…
Bu cenazeye katılanların da ellerinin kelepçeli olduğu…
Başka örneklere kıyasla, ne ayrıcalık tanındığı… Ne de olumsuz bir muameleye tabi tutuldukları…
Kural ne ise, onun uygulandığı…
Ama cenaze namazı kılmak üzere saf tuttuklarında… Açıkça görüyoruz ki…
Yine kurala uygun olarak…
Eller kelepçeli değil…
Ama yalan söyleyecekler ya…
Algı oluşturacaklar ya…
Başlıkta “Elleri kelepçeli getirildiler” diyorlar…
Altına da eller kelepçeli olarak cezaevi aracından indirilirken bir fotoğraf veriyorlar…
Gerisini boşver…
Böylece dindar insanların inançlarını istismar ederek…
Hükümetin, cenaze namazını kılmaya bile izin vermediği gibi bir izlenim oluşturmak istiyorlar…
Oysa…
Cenaze namazı kılarken, kişinin ellerinin kelepçeli olup olmadığı, en net hangi fotoğrafla anlaşılır?
Tekbir alınırken, ellerin havaya kaldırılması sırasında…
Ama öyle bir “derin” işbirliği yapılmış ki…
Hemen hiçbir haber ajansında, tekbir alınırken çekilmiş bir fotoğraf yok…
Böylece…
Algı operasyonu, dört dörtlük başarıya ulaşmış oluyor…
Ardından da Fetullah Gülen…
Mavi Marmara gemisindeki şehitlere dil uzatan…
İsrail’deki bebekler için ağladığını söyleyen Pensilvanyalı zat…
Huriye Hanım için taziyede bulunurken…
Boydak ailesi isyan ediyor…
“Düşün yakamızdan!”
Olay nerelere varmış görüyor musunuz?
Hayatınızda hiç, cenaze sebebi ile taziyede bulunan bir kişiye, “Taziyeni kabul etmiyorum” diyen birisini gördünüz mü?
“Taziyede bulunma… Düş yakamdan” diyeni duydunuz mu?
Belki de ilk somut örnek olarak, Fetullah Gülen’e karşı, bu örneği görmüş oldunuz…
Öyle dramlar yaşandı ki…
Öyle istismarlar yapıldı ki…
Hâlâ…
Öyle ahlaksızca istismarlar yapılmaya çalışılıyor ki…
İnsanların cenazeleri üzerinden, yalanlar söylenip, algı operasyonlarına imza atılıyor ki…
Sonunda cenaze sahipleri…
Acılarını bile yaşayamıyor…
Bu haşhaşilerin kendileri üzerinden rant devşirmelerine karşı çıkıyorlar…
Boydak’lar 17 Aralık öncesinde… Hatta kısmen 30 Mart seçimleri öncesindeki bazı irtibatları sebebi ile eleştiriyi hakediyorlarsa da…
Son çıkışları sebebi ile de…
Cenazelerine verilen taziyeyi bile reddederek…
Övgüyü hakediyorlar…