Çevre

Akdeniz'in tamamı 'Kükürtdioksit Emisyon Kontrol Alanı' ilan edildi

2023 yılında düzenlenecek 23. Taraf Ülkeler Konferansı'nın (COP23) Slovenya'da yapılması kararlaştırıldı

13 Aralık 2021 17:02

Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Barselona Sözleşmesi'nin 22. Taraf Ülkeler Konferansı (COP22) Antalya Bakanlar Deklarasyonu yayımlandı. Deklarasyonda, Akdeniz'in tamamı 'Kükürtdioksit Emisyon Kontrol Alanı' ilan edildi. Bu kararla, 2025'e kadar Akdeniz'de seyreden deniz ulaşım araçlarında kullanılan yakıtlardaki kükürt içeriği 5'te 1 seviyesine indirilerek hava kalitesinin yükselmesi sağlanacak.

'Barselona Sözleşmesi', diğer adıyla 'Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi'nin 22. Taraf Ülkeler Konferansı (COP22), Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da tamamlandı. Barselona Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerin bakan ve temsilcileri, BM kuruluşları UNEP, UNEP MAP ve UNDP ile sivil toplum kuruluşları ve bilim insanlarının katıldığı, açılışını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yaptığı konferansta, Akdeniz'in bir bütün olarak 'Sülfür Emisyon Kontrol Alanı (SECA)' ilan edilmesi kararı alındı.

Hava kalitesini yükseltecek karar

21 ülkeden 400 katılımcının müzakerelerde hazır bulunduğu 4 gün süren konferansın son gününde 'Antalya Bakanlar Deklarasyonu' yayımlandı. Akdeniz'in bir bütün olarak kükürtdioksit emisyon kontrol alanı ilan edilmesi, konferansta öne çıkan karar oldu. Söz konusu karar ile 2025'e kadar Akdeniz'de seyreden deniz ulaşım araçlarında kullanılan yakıtlardaki kükürt içeriği beşte bir oranına indirilecek. Bu hamle ile hava kalitesi de yükselecek.

Bir diğer önemli karar ise önümüzdeki 5 yılın yol haritasını belirleyecek olan '2022-2027 Dönemi Orta Vadeli Strateji Belgesi'nin eksiksiz uygulanması oldu. Deniz çöpleri yönetiminde müşterek hareket etmek için bölgesel bazlı planların hazırlanması da dikkat çeken kararlardan bir diğeri.

COP23 Slovenya'da yapılacak

Konferansta bir sonraki toplantıya ev sahipliği yapacak ülke de belirlendi. 2023 yılında düzenlenecek 23. Taraf Ülkeler Konferansı'nın (COP23) Slovenya'da yapılması kararlaştırıldı. Antalya Bakanlar Deklarasyonu'nda ise deniz ve kıyı ekosistemlerine sahip, sağlıklı, temiz, sürdürülebilir ve iklime dayanıklı bir Akdeniz ve kıyı şeridine ulaşma yönündeki taahhüt yinelendi.

Akdeniz'deki kirliliğe karşı taahhütler 

Akdeniz'deki kirlilikle mücadele etmek için 'önleme, azaltma ve mümkün olan en geniş ölçüde ortadan kaldırmaya' yönelik taahhütler deklarasyonda şu şekilde sıralandı:

“Havayı kirleten emisyonların azaltılmasına yönelik benimsenen önlemlerin ve aynı zamanda Akdeniz boyunca limanların ve kıyı kentlerinin karbondan arındırılmasına, enerji verimliliğine ve sürdürülebilirliğine geçişe yardımcı olan önlemlerin hızla uygulanmasının teşvik edilmesi;

Akdeniz'i bir bütün olarak kükürt oksitler için emisyon kontrol alanı olarak belirlemek ve Akdeniz ekosisteminin ve insanlarının sağlığını zamanında iyileştirmek için iddialı bir yürürlüğe giriş tarihi belirleyip ortak ve koordineli bir teklifin en geç 2022'nin ortasına kadar Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne sunulması;

Taraf ülkelerin, denizcilik emisyonlarını en aza indirmek ve önemli sağlık ve çevresel faydalar elde etmek için 2022-23 döneminde Akdeniz'de bir Nitrojen Oksit Emisyon Kontrol Alanı'nın fizibilitesini araştırmak için daha fazla çalışmaya başlamaya teşvik edilmesi;

Sürdürülebilir ve kirlilikten arındırılmış bir denizcilik sektörü aracılığıyla, temiz ve sağlıklı Akdeniz deniz ve kıyı çevresi hedefine katkıda bulunan Gemilerden Kaynaklanan Deniz Kirliliğini Önleme, Hazırlılık ve Müdahale için Akdeniz Stratejisinin (2022-2031) titiz bir uygulama sistemi ve güçlendirilmiş çok sektörlü iş birliği ile etkin bir şekilde uygulanması;

'BlueMed Girişimi' ve sağlıklı, plastikten arındırılmış Akdeniz'i dikkate alarak kurulan Deniz Çöpü İşbirliği Platformu'nun çalışmalarını tanımak ve teşvik etmek;

Kentsel Atık Su Arıtımı ve Arıtma Çamuru Yönetimine ilişkin güncellenmiş bölgesel planların mutabık kalınan zaman çizelgelerinde etkin bir şekilde uygulanması çerçevesinde daha fazla çaba gösterilmesi hususlarını taahhüt ediyoruz."

Canlıların korunmasına yönelik taahhütler

Nadir, tükenmiş, tehdit altında veya tehlikede olan yabani fauna ve flora türlerini ve bunların habitatlarını korumaya ve muhafaza etmeye, biyolojik çeşitliliğin korunması, deniz ve kıyı biyolojik kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için stratejiler, planlar ve programlar benimsenmesi çağrısının da yapıldığı sonuç bildirgesinde, Akdeniz canlılarının korunması konusunda şu görevlerin üstlenildiğinin altı çizildi:

“2020 Sonrası Stratejik Eylem Programını, kabul edilecek 2020 Sonrası Küresel Biyoçeşitlilik çerçevesine bölgesel katkı olarak tam ve etkin bir şekilde uygulamak, 2022 ve özellikle yeni/güncellenmiş Ulusal Biyoçeşitlilik Stratejileri ve Eylem Planlarında ulusal biyoçeşitlilik düzenleyici çerçevelerine uyumlu hale getirilmesinin teşvik edilmesi;

Akdeniz'de deniz ve kıyı koruma alanları için bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla koordinasyon içerisinde etkili önlemler alınması;

2030 yılına kadar küresel okyanusun yüzde 30'unun korunması hedefine ulaşılmasına katkıda bulunan geliştirilmiş ve somut koruma ve muhafaza önlemleri ile, 2030 yılına kadar Akdeniz'in en az yüzde 30'unu iyi bağlantılı, ekolojik olarak temsil edici ve etkili Deniz ve Kıyı Koruma Alanları (MCPA) ve diğer etkin alan bazlı koruma önlemlerini (OECM) sistemleri aracılığıyla korumak ve muhafaza etmek için her türlü çabanın gösterilmesi,

2022'de ilk kez düzenlenecek olan Akdeniz'de Önemli Özel Koruma Alanları Günü'nün kutlanması ve ilgili araçların taraf ülkelerce gerçekleştirilmesinin teşvik edilmesi;

Tehdit altındaki veya nesli tükenmekte olan türlerin korunması ve muhafaza edilmesine yönelik çabaların arttırılması, restorasyonunu amaçlayan kilit türler ve habitatlara yönelik eylem planlarının etkin bir şekilde uygulanması için gerekli önlemlerin alınması hususlarını taahhüt ediyoruz."