Bilim insanları, ahtapotların denizin sıcaklığına uyum sağlamak için beynini yeniden yapılandırdığını ortaya koydu.
Independent Türkçe'nin haberine göre, ABD'nin Massachusetts eyaletindeki Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'nın yönettiği araştırma ekibi, ahtapotların bu durumda RNA düzenlemesi yapıp yapmadığını görmek için bir çalışma yürüttü. 8 Haziran'da Cell adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan makalede 12 yabani Kaliforniya iki benekli ahtapotu incelendi. Araştırma ekibi, hayvanları iki gruba ayırdı. Bir grup 22 santigrat derecelik, diğeriyse 13 santigrat derecelik sulara kondu.
Uzmanlar birkaç hafta sonra bu hayvanların RNA verilerini karşılaştırdı. Çok az farklılık bekleyen bilim insanları, incelenen 60 bin bölgenin 20 bininden fazlasında değişiklik gördü. Bu RNA düzenlemelerinin sıcaklığa maruz kaldıktan sadece birkaç saat sonra gerçekleşmeye başladığı tespit edildi.
İki protein analiz edildi
Araştırma ekibi daha sonra bu değişikliklerin protein yapısını etkileyip etkilemediğini görmek için bir çalışma daha yaptı. Ahtapotların sinir sistemi için çok önem arz eden kinesis ve sinaptotagmin adlı iki protein analiz edildi. Bunların sıcaklığa bağlı olarak yapılarının değiştiği keşfedildi. Değişikliklerin, proteinlerin işlevini de etkilediği tespit edildi. Bunların muhtemelen ahtapotların içinde bulunduğu sıcaklığa daha iyi adapte olmasını sağladığı düşünülüyor.
Uzmanlar ayrıca Kaliforniya iki benekli ahtapotuyla yakından akraba olan Verrill'in iki benekli ahtapotunda da (Octopus bimaculatus) sıcaklığa duyarlı RNA kanıtları buldu. Bu yüzden RNA değişikliğinin ahtapot ve kalamarlar arasında yaygın olabileceği düşünülüyor.
"Ahtapotun kışın kullandığı proteinlerin yazın kullandıklarıyla aynı olmadığı söylenebilir"
Araştırma ekibinde yer alan genetik araştırmacı Eli Eisenberg, "RNA'yı mevcut ortamın ihtiyaçlarına göre düzenleyebilmek güzel bir şey. Ahtapotun kışın kullandığı proteinlerin çoğunun yazın kullandıklarıyla aynı olmadığı söylenebilir" dedi.
Araştırmada yer almayan ekolojist Michael Kuba ise, kafadan bacaklıların hâlâ gizemini koruduğunu hatırlatarak, "Bu makale, kafadan bacaklıların ortamla nasıl başa çıktığını daha iyi anlama yolunda son derece önemli bir ilk adım" ifadelerini kullandı.