Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, 686 sayılı KHK ile aralarında anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu 330 akademisyenin ihraç edilmesini eleştirdi. "'Şu hayatta tanıdığın en barışçıl, en demokrat, en karınca incitmez, en şiddet karşıtı, en özgürlükçü, en vicdanlı beş kişi say' deseler Prof. İbrahim Kaboğlu’nu muhakkak sayarım" açıklamasında bulunan Hakan, "İbrahim Kaboğlu gibi bir hocayı FETÖ’den ya da terörden üniversiteden atmak ancak FETÖ’nün işi olabilir" yorumunda bulundu.
HDP’li Sancar AKP'nin akademisyen vekillerine sordu: Söyleyecek tek bir sözünüz yok mu?
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (9 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'Hocalara kıymayın efendiler' başlıklı yazısı şöyle:
“Şu hayatta tanıdığın en barışçıl, en demokrat, en karınca incitmez, en şiddet karşıtı, en özgürlükçü, en vicdanlı beş kişi say” deseler...
Prof. İbrahim Kaboğlu’nu muhakkak sayarım.
O İbrahim Kaboğlu ki...
Her dönemde demokrat...
Her dönemde özgürlükçü...
Her dönemde vicdanlı...
Her dönemde şiddet karşıtı...
Her dönemde barışçı...
Olmuş, olabilmiş ender isimlerdendir.
Herhangi bir terör örgütü ile İbrahim Kaboğlu arasında bağ kurmak, sadece ve sadece teröristlerin işine yarar.
Dünyanın bütün teröristleri, “İbrahim Kaboğlu’na da terörist diyorlar, bize de” diyerek kendilerini aklamaya kalkar.
Her taşın altında FETÖ aranmasına ben de sonuna kadar kılım ama İbrahim Kaboğlu gibi bir hocayı FETÖ’den ya da terörden üniversiteden atmak ancak FETÖ’nün işi olabilir.
O derecedir yani.
Hayır demek teröristlik ise
Yüce devletimiz bu seçeneği niye koyuyor ahalinin karşısına?
Ne yani? Devletimiz teröre sandık yoluyla dediğini yaptırma imkânı mı sunuyor?
Hayır seçeneği, teröristlerin çok hoşuna giden bir seçenek ise... Teröristleri sevindirecek bir seçeneğin ne işi var orada?
Neden tek seçenek konmuyor aziz milletimizin önüne? Neden? Neden?
Niyet hayr, akıbet hayr
Başbaka Binali Yıldırım, “Hayırlı işler”, “Hayırlı cumalar”, “Hayırlı günler” gibi geleneksel ve dini temennilerin hayırcıların işine yaramaması için bir çıkış noktası bulmuş.
Diyor ki Binali Bey:
“Hayır başka... Hayr başka... Biz ‘niyet hayr, akıbet hayr’ sözündeki gibi hayrcıyız. Onlar ise düpedüz hayırcı.”
Güzel bir buluş.
Fakat işlemez.
Ses benzerliği o kadar fazla ki...
Farkı ahaliye anlatmak çok ama çok zor.
Yani fazla üstüne gitmesin bu buluşunun Binali Bey.
Korkarım Fetullah
HAYIR cephesini sayarken...
FETÖ, PKK, HDP, CHP falan deniliyor ya...
Korkarım yeryüzünün en sinsi, en tersten gidici, en hesapçı, en tuzakçı, en plancı adamlarından biri olan Fetullah, sırf hükümet kanadını zor durumda bırakmak amacıyla...
“Biz evet diyoruz, ölüleri bile mezardan çıkarmak lazım” türü bir trollük yapabilir.
Aman dikkat!
Aman! Aman!
Sen unutma Kemal Bey
NAZLI Ilıcak’ı, Ali Bulaç’ı, Ahmet Turan Alkan’ı, Şahin Alpay’ı, Cumhuriyet yazarlarını biz unuttuk.
Sen unutma Kemal Bey.
Kimse takmasa da kimse etkilenmese de kimse görmese de kimse umursamasa da...
Hep söz et onlardan Kemal Bey.
En reisçi kim?
REİS en tepede olduğu müddetçe bunu saptamak mümkün değil.
Ne zaman ki...
Reis’i savunmak acayip riskli bir hale gelir...
Ancak işte o zaman anlarız en hakiki Reisçi kimdir.
Yeni bir üniversite
Kurdururlar mı bilmiyorum ama...
“Görevine son verilen akademisyenler üniversitesi” diye bir üniversite kurulsa...
Bayağı iş yapar.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız