Kültür-Sanat

AFP, "Arafta Düet"i anlattı: Parmaklıklar arasında dört elle yazılmış bir roman

"Başlangıçta esas olarak mahkumu oyalamaktı, özgürlüğün anahtarını veremeyince bari kalemini hediye etmek"

06 Ağustos 2024 19:04

T24 Haber Merkezi

Agence France-Press (AFP), hükümlü eski HDP Eş Başkanı ve yazar Selahattin Demirtaş ve edebiyatçı Yiğit Bener'in ortak kaleme aldığı Arafta Düet'i anlatan bir haber yayınladı.

AFP, Demiraş ve Bener'in ortak kaleme aldığı ikinci baskısı planlanan Arafta Düet'i yazdı. Haberde Demirtaş ve Bener'in tanışma ve ilk konuşma, görüşme hikayelerine de yer verilirken romanın yazım sürecine de değinildi. 

France 24'te de yayınlanan ve "Parmaklıklar arasında dört elle yazılmış bir roman" başlığıyla verilen haberin tamamı şöyle: 

"İki yazar, biri dışarıda diğeri ise, yani Türkiye'deki en popüler Kürt lider, içeride. Hiç karşılaşmadan parmaklıklar arasında dört elli bir roman kotardılar ve roman ülkenin en çok satanları arasında yerini aldı.

Her ikisi de emekli olan ve benzer hayal kırıklıkları içinde boğulan biri eski bir işkenceci general diğeri eski bir solcu avukat arasında geçen hızlı tempolu ve coşkulu bir gerilim romanı olan "Arafta Düet", 5 Temmuz'da piyasaya çıktığından beri bu yazın romanı oldu.

Bu hikayenin temelinde, yazar ve Louis-Ferdinand Céline'in çevirmeni olan Yiğit Bener'in, 2016'dan beri hapiste olan ve mayıs ayında 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Kürt lider Selahattin Demirtaş'a duyduğu hayranlığı yer alıyor.

Parlamentodaki üçüncü siyasi güç olan Kürt HDP/DEM Parti'nin eski eş başkanı, her zaman karizmatik olan 51 yaşındaki Kürt lider "Selo" Demirtaş, devletin birliğini baltalamak da dahil olmak üzere 47 suçlamayla karşı karşıya kalmış ve bu Ankara'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum edilmesine neden olmuştu.

'Her şeyden önce, ne kurgu üzerine ne konu üzerine ne dil-üslup üzerine vs. tek kelime konuşmadan, sadece akışına bırakarak tıpkı satranç hamleleri gibi yazmak büyük riskti' diyor Demirtaş, bir edebiyat eleştirmeni ile yapılan (uzaktan) bir söyleşide.

Kendisinden 15 yaş büyük olan ve bir yazar ailesinden gelen Yiğit Bener, 2019 yılında 'Gecenin Sonuna Yolculuk' adlı eserinin Türkçe çevirisini tutukluya bir dayanışma notu eşliğinde iletir: 'Altı milyon seçmenden biri olarak oy verdiğim ve fikirlerini paylaştığım bu insanın, ben özgürken parmaklıklar ardında kalmasını kabul edemezdim.'

'Kim başlattı?'

1980'lerde siyasi nedenlerle sürgüne giden Bener, Demirtaş'ın ilk öykü derlemesi olan Seher’i (Fransızca ve İngilizceye çevrildi) yayınlanır yayınlanmaz övmüştü. Aralarında, mahpusun avukatı aracılığıyla bir mektuplaşma başlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs 2023'te yeniden seçilmesinin ardından, Demirtaş'ın bir an önce serbest bırakılma umudunun söndüğü bir dönemde, Yiğit Bener edebi alışverişlerin hızlandırılmasını öneriyor. Derken konuyu ya da karakterleri önceden tanımlamadan, "Ya ikimiz de bir roman yazsaydık?" önerisi geliyor.

Kim başlattı? 'Bunu söylemek yasak! Herkesin dönüşümlü olarak sırayla yazmasına karar verdik.' Başlangıçta esas olarak mahkumu oyalamaktı, özgürlüğün anahtarını veremeyince bari kalemini hediye etmek.

Ama kısa süre sonra, kelime oyunlarından hikayenin sürprizli gelişimlerine uzanırken 13 bölümde olay örgüsü yerli yerine oturuveriyor. 'Çok eğleniyorduk, ama bir noktada son noktayı koymak gerekiyordu. Okuması için birkaç arkadaşımıza vermeden önce iki ay dinlendirdik.'

Demirtaş'ın tamamı cezaevinde yazılmış olan roman ve kısa öykülerini yayınlayan yayıncısı Dipnot, projeyi hemen onayladı: 55 bin kopyalık ilk baskının ardından, eylül ayında ikinci bir baskı planlandı.

Bener, özetle, eğlenceli bir meydan okuma gibi başlatılan romanın, 'Türkiye tarihinin son kırk yılı ve Kürt sorunu üzerine örülmüş bir polisiye entrikaya' dönüştüğünü belirtiyor.

'Yiğit'in ve benim kişisel tarihlerimiz, hikâyelerimiz romanı şekillendirdi elbette. İhtiyacım olduğunda o beni motive etti.' diyor Demirtaş.

Yiğit Bener, 'Kitap, aynı yenilgi duygusunu paylaşan, aynı kaybedenler kuşağından bu iki karakter aracılığıyla barış konusunu da gündeme getiriyor' diyor. 'Bu fikir, daha önce hiç olmadığı kadar kutuplaşmış olan günümüz Türkiye'sine hitap ediyor.'

Eleştirmenler kitabı 'mizahi, hızlı ve sürükleyici bir hikaye' olarak selamladı ve okuyucular kitapçılardaki ilk toplantılara akın etti.

Bener rahatsızlığını dile getirerek, 'Selo' olmadan yalnız konuştuğu için özür diliyor. Ve bu nedenle gittiği her yere bir ketıl götürüyor: Gardiyanların Demirtaş'ın bir cep telefonunu sakladığından şüphelendiklerinde hücresini aradıklarında buldukları tek elektrikli cihaz oymuş.

Kitabın yayınlandığı gün olan temmuz ayının başında, nihayet onu Edirne'deki (kuzeybatı) hapishanesinde ziyaret etmesine izin veriliyor. 'Son derece duygulandım' diye itiraf ediyor, sonunda camın arkasından ve telefonla aracılığıyla da olsa ortak yazarıyla tanışıyor.

El atölyeleri için de dahil olmak üzere tecride tabi tutulan Selahattin Demirtaş'ın sadece avukatı ve ailesi tarafından haftalık ziyaret hakkı var.

Demirtaş, o cumartesi, istisnai olarak, Türkiye'nin (güneydoğu) ana Kürt şehri olan Diyarbakır'ın eski belediye başkanı Selçuk Mızraklı'yla birlikte 8 yıldır kaldığı 12 metrekarelik hücresinden çıkarıldı.

İki yazar bu ilk yüz yüze görüşmelerine şakalaşarak başladı."

SİBEL ORAL YAZDI - Dünyada bir ilk; edebi firarda iki yazar 'ortak roman' yazdı: Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener ilk kez konuştu