HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Bakırköy Kadın Cezaevi’nde 19 Şubat’tan bu yana annesiyle kalan Miraz bebeğin durumunu TBMM gündemine taşıdı. Annenin 16. Yargıtay Ceza Dairesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına dikkat çeken Özsoy, Miraz bebeğin 8 aylık olduğunu da hatırlatarak, "Miraz bebek bu küçücük yaşta yaşadıkları ile Türkiye’deki hukuk düzeninin içinde bulunduğu içler acısı duruma şahitlik etmektedir" dedi.
HDP'nin soru önergesi şöyle:
Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere Gülistan Diken Akbaba ve bebeği Miraz 19 Şubat 2017’den beri Bakırköy Kadın Cezaevi’nde bulunmaktadır. 2012 yılında tutuklanan Gülistan Diken Akbaba, 2013 yılının Ekim ayında tahliye edilmişti. Örgüt üyeliği suçlaması ile aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası 16. Yargıtay Ceza Dairesi tarafından onanınca, bebeği Miraz ile 19 Şubat 2017’de cezaevine konmuştur. Miraz bebek sekiz aylıktır.
Bu davayı ilginç kılan basitçe Miraz bebeğin durumu değildir. Miraz’ın annesine ceza veren 16. Özel Yetkili Mahkeme'nin Başkanı Mehmet Ekinci, Hâkim Hikmet Şen, Savcı Yılmaz Kıstı tutuklu bulunmakta, diğer Hâkim Bülent Kınay kaçak durumdadır. Bu yargı mensuplarının hepsi terör örgütü üyesi olmak suçlaması ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) oybirliği ile aldığı kararlarla meslekten ihraç edilmiştir. HSYK bu şahıslar hakkında "kendinden olmayan, farklı düşünen herkesi düşman kabul edip hedef hâline getirerek, hiç bir örgütsel bağlantı içermeyen ve içeriğinde yargılama konusu ile ilgili bulunmayan telefon tapelerini iddianameye yazarak, hak, hukuk, adalet kavramlarını araç olarak kullanmaktan çekinmedikleri yargı mensuplarının varlığının, vatandaşların yine Anayasanın teminatı altındaki adil yargılanma hakkı önünde büyük bir engel teşkil ettiğini, Özel yetkili mahkemelerden verilen hukuka aykırı ve yanlış kararların temyiz incelemesi için gideceği Yargıtay ilgili dairelerinin yargı imamları tarafından önceden dizayn edilmesin edeniyle bu yolun hakkın ve adaletin tecellisi noktasında bir anlam ifade etmediği…” şeklinde tespitlerde bulunmuştur.
Gülistan Diken Akbaba ve Miraz bebeği hapse gönderen bu yargı mensupları hakkında açılan davanın iddianamesine baktığımızda şu suçlamalar görülmektedir: "Silahlı terör örgütüne üye olmak (FETÖ) ve yönetmek, suç uydurmak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı elde edilen verileri kaydetmek, suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek, resmi belgede sahtecilik yapmak ve görevi kötüye kullanmak."
Kısacası, terör örgütü üyesi olmaktan tutuklu, suç uydurmayı kendine meslek edinmiş ve hâlihazırda meslekten ihraç edilmiş yargı mensuplarının kararı ile Gülistan Diken Akbaba terör örgütü üyesi olarak hapse gönderilmiştir. Siyasal çatışmaların merkezi haline gelmiş yargı kurumlarının on binlerce kurbanlarından biri olan Gülistan Diken Akbaba ve ailesi bu gerçekler ışığında tekrar ve adil bir yargılama talep etmektedir. Miraz bebek bu küçücük yaşta yaşadıkları ile Türkiye’deki hukuk düzeninin içinde bulunduğu içler acısı duruma şahitlik etmektedir.
Örgüt üyeliğinden tutuklanmış hakimlerin kararları sadece adil yargılanma hakkını ihlal etmemektedir. Aynı zamanda toplumun adalet kurumuna olan inanç ve güvenini de temelden sarsmaktadır. Adil yargılanma hakkı, sadece yargılamanın taraflarını ilgilendiren bir kavram değil, ülkenin yargı egemenliğinin altındaki tüm bireyleri ilgilendiren bir kavramdır.
Bu nedenle:
1) Gülistan Diken Akbaba ve Miraz bebeğin mağduriyetlerini gidermek ve yeniden yargılanmanın sağlanması için Bakanlık olarak herhangi bir girişimde bulunacak mısınız?
2) Yeniden yargılanma olana kadar Gülistan Diken Akbaba’nın serbest bırakılması için bir girişiminiz olacak mı?
3) Hukuksuz bir karar ile hüküm yiyen annesi yüzünden kendisi de mağdur olan Miraz bebeğin durumu hakkındaki görüşünüz nedir?
4) Meslekten ihraç edilmiş yargı mensuplarının kararları sonucu şimdiye kadar Gülistan Diken Akbaba gibi kaç vatandaşımız tutuklanmış ya da hüküm giymiştir?
5) Şaibeli yargı mensuplarının kararları ile mağdur edilen binlerce vatandaşımızın yeniden ve adil bir şekilde yargılanması için herhangi bir hukuki düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
6) Eğer böyle bir hukuki düzenlemeniz olacaksa, ne zaman? Olmayacaksa, neden?