AP 2022 Türkiye raporu
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı Türkiye raporu, 13 Eylül'de AP Genel Kurulu'nda kabul edildi. Rapora ilişkin yapılan açıklamada, “AP üyeleri, Türk hükümeti yönünü değiştirmedikçe, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım sürecinin mevcut koşullar altında devam edemeyeceğini belirtmektedir. Türk hükümetini, AB'yi ve üye devletleri mevcut açmazı kırmaya ve daha yakın bir ortaklığa doğru ilerlemeye çağıran AP üyeleri, AB-Türkiye ilişkileri için paralel ve gerçekçi bir çerçeve bulunmasını önermekte ve Komisyon'u olası formatlar üzerinde çalışmaya çağırmaktadır” ifadelerine yer verildi.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı Türkiye raporu, AP Genel Kurulu'nda yapılan oylamada kabul edildi. AP'den yapılan yazılı açıklamaya göre oylamaya sunulan rapor, 434 parlamenterin oyuyla kabul edildi. 152 parlamenter çekimser kalırken, 18 parlamenter ret oyu kullandı.
Erdoğan, "olumlu adımlar" istemişti; Dışişleri raporun hükmünün bulunmadığını söyledi
Erdoğan, Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesi sonrası yaptığı açıklamada ise "AB liderlerinden 52 yıldır kapıda bekletilen Türkiye'ye yönelik olumlu adımlar bekliyoruz. Görüşme yaptığım tüm AB liderlerinin ülkeleriyle etraflıca konuştuk. Kendilerinden bu konuda artık 52 yıldır kapıda bekletilen Türkiye'ye yönelik olumlu adımların atılmasını istiyoruz dedik" demişti.
TIKLAYIN | AP'den Türkiye raporu: Türk hükümeti yönünü değiştirmedikçe AB'ye katılım süreci devam edemez
Türkiye raporu sonrası Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen açıklamada ise Avrupa Parlamentosu'nun "tarafsız, rasyonel ve yapıcı bakış açısına sahip olmadığı" vurgusu yapılarak "Belirli çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve hukuki gerçekliklerden kopuk iddialarının, bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır" denildi.
KKTC'den de AP raporuna tepki
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı da Avrupa Parlamentosu'nun (AP) onaylanan Türkiye raporuna tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "AP Kıbrıs konusuna ve Kıbrıs’taki taraflara yönelik bu yanlış ve yanlı tutumunu devam ettirmekte ısrar ettiği sürece, AP’nin bu tür rapor ve kararları bizim için yok hükmündedir” ifadelerine yer verildi.
TIKLAYIN - Dışişleri'nden Avrupa Parlamentosu raporu tepkisi: Bizim için hiçbir hükmü yok
Dışişleri: Bizim için hiçbir hükmü yok
Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı belirtilen açıklamaya, Dışişleri Bakanlığı'ndan da tepki geldi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "Belirli çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve hukuki gerçekliklerden kopuk iddialarının, bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır" denildi.
Erdoğan'ın sözlerine cevap: NATO'ya katılım, başka ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemez
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vilnius'ta 10-12 Temmuz’da düzenlenecek olan NATO Zirvesi'ne katılmak üzere Litvanya’ya gitmeden önce yaptığı açıklamada, "50 yılı aşkın zamandır AB kapısında bekletilen Türkiye var. Türkiye'yi bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum. Türkiye'nin AB'de önünü açın. Finlandiya'nın önünü nasıl açtıysak İsveç'in de önünü açalım" demişti.
TIKLAYIN | KKTC’den AP'nin Türkiye raporuna tepki: Bu tür rapor ve kararlar bizim için yok hükmünde
Bugün AP Genel Kurulu'nda kabul edilen Türkiye raporunda Erdoğan'ın söz konusu ifadelerine cevap olarak, "Türkiye'yi İsveç'in NATO üyeliğini daha fazla gecikmeden onaylamaya çağıran Parlamento, bir ülkenin NATO'ya katılım sürecinin hiçbir şekilde başka bir ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemeyeceğini vurgular. AP milletvekilleri, her ülkenin AB'deki ilerlemesinin kendi esasına dayandığını belirtir" denildi.
Raporda ne diyor?
“AP üyeleri, Türk hükümeti yönünü değiştirmedikçe, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım sürecinin mevcut koşullar altında devam edemeyeceğini belirtmektedir. Türk hükümetini, AB'yi ve üye devletleri mevcut açmazı kırmaya ve daha yakın bir ortaklığa doğru ilerlemeye çağıran AP üyeleri, AB-Türkiye ilişkileri için paralel ve gerçekçi bir çerçeve bulunmasını önermekte ve Komisyon'u olası formatlar üzerinde çalışmaya çağırmaktadır.
AP üyeleri, Türkiye'nin AB üyeliğine aday, NATO müttefiki ve güvenlik, ticari ve ekonomik ilişkiler ve göç konularında kilit bir ortak olmaya devam ettiğini teyit ederek, bu ülkeden demokratik değerlere, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygı göstermesinin; AB yasalarına, ilkelerine ve yükümlülüklerine uymasının beklendiğini vurguluyor.
“Bir ülkenin NATO'ya katılım süreci, hiçbir şekilde başka bir ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemez”
Türkiye'yi İsveç'in NATO üyeliğini daha fazla gecikmeden onaylamaya çağıran Parlamento, bir ülkenin NATO'ya katılım sürecinin hiçbir şekilde başka bir ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemeyeceğini vurgular. AP milletvekilleri, her ülkenin AB'deki ilerlemesinin kendi esasına dayandığını belirtir.
Rapor, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının kınanması yönünde oy kullanmasını ve ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığını memnuniyetle karşılarken, Türkiye'nin BM dışındaki yaptırımları desteklememesini üzüntüyle karşılamaktadır. Türkiye'nin AB'nin ortak dış ve güvenlik politikasına uyum oranı tüm zamanların en düşük seviyesi olan yüzde 7'ye gerilemiş olup, bu oran tüm genişleme ülkeleri arasında en düşük seviyedir.
AP üyeleri, Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon kişiyle dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmesini takdirle karşılamaktadır.
AP üyeleri, 6 Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremlerde yaşamını yitirenlerin ailelerine en içten taziyelerini sunarak, AB'nin Türkiye'nin insani ihtiyaçlarını ve yeniden inşa çalışmalarını karşılamaya devam etmesi gerektiğini ifade ederler. Dayanışmanın AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde somut bir iyileşmeye yol açabileceğinin altını çizerler.”
"Türk hükümeti AB yolunu gerçekten canlandırmak istiyorsa..."
Sanchez-Amor'un ise, “Son zamanlarda Türk hükümetinin AB katılım sürecini yeniden canlandırmaya yönelik ilgisinin arttığını görüyoruz. Bu, jeopolitik pazarlıklarla değil, ancak Türk yetkililer ülkedeki temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü alanlarında devam eden gerilemeyi durdurmak için gerçek bir ilgi gösterdiğinde gerçekleşecektir. Türk hükümeti AB yolunu gerçekten canlandırmak istiyorsa, bunu açıklamalarla değil somut reformlar ve eylemlerle göstermelidir” değerlendirmesini yaptığı aktarıldı.
|