Yapımcı Acun Ilıcalı, 'ekstrem bir insan olduğunu' söyleyerek, "Yaptığım seyahat programları bile aklı başında birinin yapacağı şeyler değil. Mesela Hollanda’da maç varken öğlen yemeğini burada yiyip, akşamüstü Hollanda’da maça gidip, gece Atina’ya geçip orada ‘Survivor’ seçmeleri yaptıktan sonra Türkiye’ye dönebiliyorum" dedi.
Medya patronu Acun Ilıcalı, kendisi hakkında merak edilenlerle ilgili olarak Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'nin sorularını yanıtladı.
Ilıcalı, "Acun olmayı nasıl anlatırsınız?" şeklindeki soruya "Dışarıdan duruş olarak çok normal gibi duruyorum, bana baktığında 'Bu adam normal' dersin ama derinlere indikçe tatlı bir deli görebilirsin, öyle bir yapım var" yanıtını verdi.
Bunun üzerine ise Gence, "Nedir delilikleriniz?" sorusunu yöneltti. Ilıcalı'nın buna yanıtı da şöyle oldu:
"Ekstrem bir insanım. Yaptığım seyahat programları bile aklı başında birinin yapacağı şeyler değil. Mesela Hollanda’da maç varken öğlen yemeğini burada yiyip, akşamüstü Hollanda’da maça gidip, gece Atina’ya geçip orada ‘Survivor’ seçmeleri yaptıktan sonra Türkiye’ye dönebiliyorum. Bu hız herhalde çok sağlıklı birinin kaldırabileceği bir şey değil."
Ilıcalı, "Böyle hızlı bir hayatın içinde ne kadar özgür hissediyorsunuz?" sorusu üzerine de "Dünyanın sayılı hızlı yaşayanlarından biri olabilirim. Ama kendi eğlence dünyamı bu hayatın içine entegre ettim. O yüzden bu aşırı telaşın içinde mutlaka yapılması gereken hobilerim oluyor" ifadesini kullandı.
Ilıcalı, devamında Gence'nin yönelttiği bazı sorular ve Ilıcalı'nın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Şimdi geldiğiniz nokta ne hissettiriyor?
Ben hep mutluydum. Muhabirken de biriyle röportaj yaptığımda mutlu oluyordum. Açıkçası bir muhabirle Acun’un şu anda yaptığı iş arasında teknik olarak bir fark yok bence.
- Nasıl yani?
Şu an muhabirken yaptığımın büyüğünü yapıyorum. DNA aynı, başarılardaki mutluluklar aynı. Şöyle düşün; benimle röportaj yapmaya karar veriyorsun; sonra arıyor, bağlantı kuruyor ve ikna ediyorsun; çekimini ayarlıyor, sorularını hazırlıyorsun. Ardından bunu yazıyorsun ve sunuyorsun... Bunun aslında benim yaptığım işten çok farkı yok. Senin röportaj yapman gibi, ben de şu anda bir şeye karar veriyorum ve bir program yapıyorum. Dolayısıyla mutluluğum çok daha arttı diyemem.
- "Yırttım" diyor musunuz?
Burak Yılmaz’la geçen yıl bir yurtdışı projesinden bahsederken "Böyle bir şey olursa yırtarız" dedim. Çok şaşırdı, "Nasıl? Şimdiye kadar yırtamamıştık, şimdi mi yırtıyoruz" diye çok güldü. Şimdi de "Exxen Amerika’da tutarsa yırtarım" diyorum. Yırtmadan yırtmaya fark var. Senin anladığın anlamda yırttım, benim anladığım anlamda yırtmadım.
- Varlıkla imtihanınız nasıl gidiyor?
İnsanın istediği her şeyi alabilecek güçte olması psikolojisi üzerinde bir baskı aslında.
- Ne gibi?
Amaçsızlık yaratabilir.
- Sizde yarattı mı?
Ben ruhumu hiçbir zaman mallar üzerinden beslemedim. Ruhumun besini; arkadaşlarım, çocuklarım ve ailem. Onlardan da sürekli bunu aldığım için varlıkla yokluk arasında bir amaçsızlığa hiç düşmedim.