11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 24 Kasım’da Suriye sınırında düşürülen Rus uçağından itibaren bozulan Türkiye-Rusya ilişkilerine ilişkin, “Türkiye Rusya ilişkilerinin çok boyutlu ortaklığa dönüşmesinde şahsen yıllarca emek vermiş bir siyasetçi olarak Türk- Rus ilişkilerinde son aylarda maalesef ortaya çıkan ihtilafın vakit geçirilmeksizin giderilmesini ve eski duruma tekrar dönülmesini ve bunun ihya edilmesinin, hatta daha da ileriye taşıyacak yeni bir ruhla hareket edilmesinin çok önemli olduğu kanaatindeyim” dedi.
Doğan Haber Ajansı’ndan Özgür Altuncu ve Taner Yener’in haberine göre, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Yeşilköy'de bir otelde düzenlenen 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde onur konuğu olarak konuştu. Aralarında Başbakan Yardımcıları Tuğrul Türkeş ve Mehmet Şimşek ile KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov, Bosna Hersek Eş Cumhurbaşkanı Mladen İvanic ve Bosna Hersek Federasyonu Başbakanı Marinko Cavara'ın da olduğu konuklara öğle yemeğinde seslenen Gül, Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok boyutlu ortaklığı dönüşmesinde yıllarca emek vermiş birisi olarak bir çağrıda bulunmak istediğini söyledi.
“Türkiye Rusya ilişkilerinde şahsen
yıllarca emek vermiş bir siyasetçi olarak...”
Abdullah Gül sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye Rusya ilişkilerinin çok boyutlu ortaklığı dönüşmesinde şahsen yıllarca emek vermiş ve bunun gerek iki halkın, gerekse de Avrasya'nın refahı ve istikrarı için çok önemli sonuçlar yarattığına inanan ve bu uğurda hem siyasetçi hem devlet adamı olarak emek vermiş bir insan olarak şu çağrıyı yapmak isterim; Türk Rus ilişkilerinde son aylarda maalesef ortaya çıkan ihtilafın vakit geçirilmeksizin giderilmesini ve eski duruma tekrar dönülmesini ve bunun ihya edilmesinin, hatta daha da ileriye taşıyacak yeni bir ruhla hareket edilmesinin çok önemli olduğu kanaatindeyim. Bunun sadece iki ülke için değil, bütün bölge için ve bölgedeki başka sorunların hallinin kolaylaştırılması ve yeni sorunların çıkmaması için önemli olduğunu düşünüyorum. Böyle bir adımın çok geniş bir coğrafyada işbirliği ve istikrar bakımından olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum"
"Ciddi güvenlik risklerinin
ortaya çıktığını görüyorum"
Ukrayna'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne yapılan müdahalenin, ‘Rusya ve NATO arasında büyük emeklerle kurulan mekanizmaların çökmesine yol açtığını’ söyleyen Gül, "Uzun yıllar NATO zirvelerine katılan bir kişi olarak şunu bilirim ki, toplantılar kendi aramızda yapıldıktan sonra bir de başka salona oturur, NATO ve Rusya bir araya gelir, güven arttırıcı önlemler, bütün geçmişteki hataların tekrarlanmaması için neler yapılacak, hep bunları konuşurduk. Çok büyük verilen emeklerin bugün maalesef ciddi bir biçimde ortadan kalktığını, ciddi güvenlik risklerinin ortaya çıktığını görmek çok üzücü" dedi.
"Siyasi öngörü ve maharet eksiklikleri..."
“Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin kesintisiz olarak yıllardır sürdüğünü” hatırlatan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde bölgede yaşanan “olumsuz gelişmelerin bölgedeki işbirliği fırsatlarını etkilediğini” söyledi. Gül, "Ne yazık ki bizim karşılaştığımız engeller ne doğal afetler gibi elimizde olmayan sebeplerden kaynaklanmakta, veyahut bölgemize çok uzak bölgelerden çıkan olayların neticesi olarak ortaya çıkmakta. Bu engelleri yine bizlerin, bölgenin siyasi aktörlerinin, Avrasya bölgesinin siyasi aktörlerinin bazı ihmalleri, belki zaman zaman ortaya çıkan siyasi öngörü ve maharet eksiklikleri veya bencillikler veya hırslar veyahut gizli emeller... Bunlardan kaynaklandığını da açıkça görüyoruz. Dolayısıyla ortaya çıkan sebepler daha çok siyasi sebepler, veyahut siyasi sebepler dolayısıyla ortaya çıkan olaylardır" şeklinde konuştu.
"Çağdaş değerler aşındırılıyor"
“Bütün bu sorunların yarattığı baskının bazı önceliklerin göz ardı edilmesine yol açtığını” söyleyen Gül, "Bugün en ileri Batı demokrasilerinde olsun, gelişmekte veyahut yeni demokrasilerde olsun, bazı siyasi aktörlerin, serbest piyasanın güçlenmesi, ticaretin liberalleşmesi, evrensel hukuk bazında, temel hak ve özgürlüklerin ve çoğulcu demokrasinin korunması, sosyal refahın kurulması gibi çağdaş değerleri ekonomik veya siyasi krizleri bahane ederek aşındırmaya çalıştıklarını üzüntüyle görüyorum. Oysa saydığım bu değerler, insanlığın sorunlarına çare olarak geliştirdiği, ortak değerlerdir. Bu değerler bugün de her zamankinden çok değerlidir ve herkes için geçerli de olmalıdır. Bunların popülizme ve kısa vadeli dar çıkarlara feda edilmeleri insanlık için geri adım teşkil edecektir" dedi.