Habertürk yazarı Murat Bardakçı, 1924 yılında Osmanlı Hanedanı'nın tüm mensuplarının Türkiye sınırlarının dışına çıkarılmasına karar verilmesi sonrası Sultan Abdülhamid'in kız kardeşi Seniha Sultan'ın, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı mektubu yayınladı. Bardakçı, mektupta Seniha Sultan'ın “Çok yaşlıyım. Beni kovmayın, son günlerimi odamda geçirmeme müsaade buyurun” dediğini aktardı.
Murat Bardakçı'nın "Abdülhamid’in kızkardeşinden Mustafa Kemal’e ‘Çok yaşlıyım, lutfen beni kovmayın’ mektubu" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Dün hilâfetin kaldırılışının ve Osmanoğlu Ailesi’nin sürgüne gönderilmesinin 94. yıldönümü idi. Bu yıldönümü vesilesi ile Sultan Abdülmecid’in kızı ve Sultan Abdülhamid’in de kız kardeşi olan yaşlı bir Osmanlı prensesinin, Seniha Sultan’ın, sürgün kararının hemen ertesi günü Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği ve “Çok yaşlıyım. Beni kovmayın, son günlerimi odamda geçirmeme müsaade buyurun” dediği telgrafı yayınlıyorum.
Dolmabahçe Sarayı bundan 94 sene önce, 1924’ün 3 Mart akşamı tarihinin belki de en büyük telâşını, koşuşturmasını ve heyecanını yaşıyordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin o gün kabul ettiği 431 sayılı kanunla Osmanlı Hanedanı’nın bütün mensuplarının Türkiye sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş, memleketten ayrılmaları için hanedanın erkek mensuplarına 24 saat, kadınlara ise on gün tanınmıştı.
Telefonlar bile kesildi
Saraydaki koşuşturmanın sebebi, işte bu kanundu. Ankara Hükümeti, İstanbul Valisi Haydar Bey’e gönderdiği telgraf emriyle Dolmabahçe Sarayı’nda yaşayan Halife Abdülmecid Efendi’nin hemen o gece sınırdışı edilmesi talimatını vermişti.
Vali Haydar Bey, 3 Mart akşamı saat sekiz sularında Halife’ye kararı tebliğ etmek için Dolmabahçe Sarayı’na gitti. Yanında İstanbul Emniyet Müdürü Sadeddin Bey de vardı. Polis ve asker sarayın etrafını sarmış, giriş-çıkış yasaklanmış, bütün telefonlar kesilmiş, sarayda yaşayanların dışarıyla bağlantı kurmasına imkân bırakılmamıştı.
155 kişi sürgüne gitti
Halife, oğlu, kızı, hanımları ve kalfalarından bazıları hemen o gece otomobillerle Çatalca İstasyonu’na götürülüp orada bekleyen Simplon Ekspresi’ne bindirilerek Türkiye sınırları dışına çıkartıldılar.
İki gün sonra, Sirkeci’den kalkan aynı ekspreste bulunan ve çoğunu Osmanoğlu ailesinin mensuplarının teşkil ettiği yolcular, yine dönüşü olmayan bir yola gidiyorlardı…
Ailenin memleketi gruplar halinde terketmesi on gün boyunca devam etti ve hem istasyondan, hem de Sirkeci Rıhtımı’ndan hanedana mensup olan kadın, erkek ve çocuk 155 kişi Türkiye’den ayrıldılar…
Sınırdışı edilenler arasında çok yaşlı bir hanım da vardı: Seniha Sultan…
Şimdilerde moda olan “Payitaht: Abdülhamid” dizisinde oyuncuların hem kendisini, hem de kocası Mahmud Paşa’yı canlandırdıkları bu yaşlı hanedan mensubu, Sultan Abdülmecid’in kızı, Sultan Abdülhamid’in de kız kardeşi idi…
On gün süre verildi
Çırağan Sarayı’nın yerinde bulunan eski sarayda dünyaya gelmişti ve hanedanın en “serbest” ve en zengin sultanlarından olarak bilinirdi. Kocası Mahmud Paşa’nın iki oğlu, Sabahaddin ve Lutfullah Beyler ile beraber Sultan Abdülhamid’in iktidar senelerinde Türkiye’yi terkedip Avrupa’ya yerleşmesi üzerine hayli sıkıntılar yaşamış, sıkıntıları ağabeyi Sultan Reşad’ın tahta geçmesinden sonra biraz olsun rahatlamıştı ama 3 Mart 1924’te kabul edilen kanuna göre on gün içerisinde Türkiye’yi terketmesi isteniyordu.
Hüzün dolu telgraf
Seniha Sultan, kararın tebliğinde sonra bir ümide kapılarak, Pangaltı Postahanesi’nden 4 Mart’ta Ankara’ya, Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf gönderdi. Hanedanın bu yaşlı mensubu, “Ankara’da, Türkiye Reisicumhuru Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne” hitabı ile başlayan telgrafında “78 yaşındayım. Odadan bile çıkmak iktidarına mâlik bulunmadığımdan karar-ı ahire tebaiyet maddeten imkân haricindedir. Hayattan artık bir nasibi kalmamış olan benim gibi bir ihtiyarın takarrüp eden son günlerini odasında geçirmeye müsaade buyurmanızı istirham eylerim. Seniha binti Abdülmecid” diyordu.
Sultan’ın şimdi Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunan telgrafını arşivin müdürü ve dostum Muhammed Safi’ye teşekkürlerimle beraber, bugünün Türkçesi’ne naklederek vereyim:
“78 yaşındayım. Odadan çıkmaya dahi gücüm yetmediğinden alınan son karara uymam mümkün değildir. Hayattan artık bir nasibi kalmamış olan benim gibi bir ihtiyarın yaklaşan son günlerini odasında geçirmeye müsaade buyurmanızı istirham eylerim. Abdülmecid’in kızı Seniha”.
Elemli insan manzaraları
Seniha Sultan’ın talebi dikkate alınmadı ve aile ile beraber o da Türkiye’den sınırdışı edildi. Bir müddet Paris’te oğlu Sabahaddin Bey’in yanında kaldı, Sabahaddin Bey’in maddî sıkıntıya düşmesi üzerine Nice’e geçip kuzeni olan son Halife Abdülmecid Efendi’nin yanına sığındı. Halife’nin Nice’in Cimiez semtideki evinin çatı katındaki hizmetkâr odalarından birinde yaşamaya başladı ve hanedanın en zengin hanımlarından olan bu yaşlı prenses, 1931’de orada vefat etti.