Yaşam

Abdülcanbaz babasız kaldı

1941’den bu yana bıkmadan, yılmadan çizen, hep eleştirel, hep ironik, hep muhalif olan ünlü karikatürist Turhan Selçuk aramızdan ayrıldı.

12 Mart 2010 02:00

T24 - 1941’den bu yana bıkmadan, yılmadan çizen, hep eleştirel, hep ironik, hep muhalif olan ünlü karikatürist Turhan Selçuk aramızdan ayrıldı. Turhan Selçuk der demez akla gelen ilk isim Abdülcanbaz’dır. Abdülcanbaz’ın doğum tarihi 1957, doğum yeri ise Milliyet gazetesidir.


ÇİZGİLERİYLE TURHAN SELÇUK


Onun bir karikatürünü görseniz, bunu Turhan Selçuk çizmiştir demek için imzasını arar mısınız? Tabii ki hayır. Onun imzası, çizgisidir çünkü. Kimselere benzemeyen, Türkiye’de karikatür sanatını 70 yıldır besleyen, hiç değişmeyen ama hiç de eskimeyen bir çizgi... Dün itibariyle çizerini kaybeden, bir daha kâğıtla buluşamayacak bir çizgi...

Birkaç gün önce aort damarının yırtılması nedeniyle Acıbadem Maslak Hastanesi’nde ameliyat olmuştu Turhan Selçuk, yoğun bakımdaydı. Ve ‘son haber’ dün 01.30’da geldi, Turhan Selçuk 88 yaşında vefat etti.

Turhan Selçuk’un yaşam parantezinin kapandığı gün olarak tarihe geçen 11 Mart, bu yıla kadar Selçuk ailesi için kutlanan bir gündü. Bir ömrü birlikte üreterek, birlikte mücadele ederek geçirdiği ve şu sıralar Amerikan Hastanesi’nde tedavi gören kardeşi İlhan Selçuk’un doğum günü...



Hacıbektaş’ta defnedilecek

Turhan Selçuk için yarın 14.00’te Cumhuriyet gazetesinin önünde bir tören düzenlenecek ve pazar günü öğle namazının ardından, vasiyeti gereği Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde bulunan, Âşık Mahsuni’nin de mezarının bulunduğu Çilehane mevkiinde toprağa verilecek.

Turhan Selçuk’un adı, dünyaya geldiği Milas’ta açılacak karikatür evinde yaşatılacak. Nisan ayında ilçedeki Hacı Ali Konağı’nda açılacak Karikatürlü Ev’de Selçuk’un karikatürleri ve özel eşyaları sergilenecek.


Annesinin günlüğünden...

31 Temmuz 1922’de, Milas’ta ailenin üçüncü oğlu olarak doğar Turhan Selçuk. Babası Kasım Bey; Şark cephesinde savaşmış, Uşak cephesinde İstiklal Savaşı’na katılmış bir subaydır. Çocukluğu Anadolu’yu dolaşarak geçer. Turhan Selçuk üç yaşındayken aileye İlhan Selçuk katılır. Hiç ayrılmazlar bu tarihten sonra.  

Farklı bir çocuktur. Annesi, 1932 yılında tuttuğu günlüğe şunları yazar oğlu için:

“Bu çocuğu frenlemek icap ediyor, hem de her zaman... Ama o kadar zeki ve çalışkan ki, onu affetmeye hep meyilim vardır. Sınıfının birincisidir, tarihi çok iyi bilir, su gibi. Kendine güveni tamdır. Boyuna ‘Ben bilirim, ben yaparım’ diyor. Babası veya ben kulaklarını çekiştirdiğimiz zaman kızar, ‘Kaçarım, bir daha gelmem, böyle mi çocuk yola getirilir?’ diyor.”


1954’te Milliyet’te

Anne Hikmet Hanım’ın etkisi büyüktür Turhan Selçuk üzerinde. Henüz 4 yaşında, annesinin çizdiği çiçek desenlerine özenerek başlar çizmeye... Bir daha da bırakmaz. ‘Karikatürist’ sıfatını ise ilk kez lise yıllarında alır. 1941 yılında Adana Türksözü gazetesinde yayımlanır ilk karikatürü.

Liseden sonra niyeti İstanbul’a gitmek ve Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmektir, ama kazanamaz. İstemeye istemeye diş hekimliği fakültesine devam eder. Bu sırada Akbaba dergisinde profesyonel olarak çizmeye başlar; sonra Tasvir, Aydede dergilerinde. Ardından Yeni İstanbul’a transfer olur.

1952’de İlhan Selçuk’la birlikte 41 Buçuk dergisini çıkarırlar, sonra da Dolmuş’u. 1954 yılına gelindiğinde ise artık Milliyet’in başçizeridir.


Hep eleştirel, hep ironik

Milliyet, 1969’da Akşam, 1972’de Cumhuriyet, 1980’de yeniden Milliyet ve son olarak 2001’de yeniden Cumhuriyet... 1941’den bu yana bıkmadan, yılmadan çizer. Hep eleştirel, hep muhalif, hep ironiktir.

Hem çizgisiyle hem de karikatüre bakışıyla yeni bir yol açar Türk çizgisinde Turhan Selçuk. Konuları toplumun gündeminden alır, anlatım biçimi ise kendi deyişiyle ‘grafik mizah’tır. Keskin, ironik, sözü ve çizgiyi olabildiğince az ‘oyuncaklı’ kullanan bir mizah...

Ona göre, “Karikatürcü az ve yalın çizgiyle, çok şey söylemelidir. Mesajı kısa, açık, öz olduğu kadar çarpıcı olmalıdır. Ayrıntılara, ancak söylenmek istenenin etkisini güçlendirecek oranda yer verilmelidir.”

Bir değişimin öncülerindendir bu bakışıyla Selçuk. Osmanlı’dan beri süregelen geleneksel karikatür anlayışının yeni, modern, evrensel bir anlayışa geçişinin ‘nefer’lerinden biri olur Semih Balcıoğlu, Ali Ulvi, Ferruh Doğan, Nehar Tüblek, Oğuz Aral ile birlikte... ‘50 Kuşağı’dır onlar; muhalefeti yeni bir ‘çizgi’ye kavuşturan bir kuşak... Her değişim gibi bu da zordur. Uzun bir mücadele gerektirir.


‘Bir aynadır Selçuk’

Yılmadan çalışır Selçuk, hammadde olarak “insanın daha güzel ve özgür bir dünyaya kavuşmak için duyduğu özlemi” kullanmaktan vazgeçmez.

Enis Batur için Selçuk’un karikatürleri, “Onun mehteradım ilerleyen bir ülkenin seyir defterini tutan bir sanatçı olduğunu gösterir.

Büyük değişiklikleri geçirdiği düşünülen Türkiye’nin, Türk insanının aynı sorunların yörüngesinde kilitlendiğini kanıtlayan bir aynadır onunki.”


Abdülcanbaz Milliyet’te doğdu

Turhan Selçuk der demez akla gelen isim Abdülcanbaz’dır. Türkiye’nin ilk çizgi roman karakteri, unutulmaz Abdülcanbaz...  Düzenbaz, bozuk karekterli Gözlüklü Sami’ye karşı dürüstlüğü savunan bir karekterdir Abdülcanbaz.  

“Abdülcanbaz”ın doğum tarihi 1957, doğum yeri Milliyet gazetesidir. Milliyet’in Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi, Türk sanatçıların da çizgi roman türünde örnekler vermesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine kolları sıvar Turhan Selçuk ve “Abdülcanbaz’ın Turist Rehberi”ni çizer. İsim babası ve metin yazarı Aziz Nesin’dir.

İkinci macera “Abdülcanbaz Artist Ajanı”nı ise Rıfat Ilgaz kaleme alır. İki maceranın ardından “Abdülcanbaz” tamamen Turhan Selçuk’a kalır. Bir farkla... Artık Nesin ve Ilgaz’ın yazdığı gibi üçkâğıtçı değil; doğrunun, haklının yanında yiğit bir delikanlıdır. Her haksızlığa Osmanlı tokadıyla karşılık verir.  Yeni karakterler de eklenir yanına: Sürmegöz Hoca, Gözlüklü Sami, Karanfil Hoca, Fettah, Ruhsar, Canbaziye, Zaruhi... Çizgi romandaki kadınlar da o kadar çekicidir. Uzun bacaklı, ipince belli, geniş kalçalı, hani ‘kum saati’ tabir edilen, seksi kadınlardır bunlar...

1987’de Selçuk “Onu artık çizmeyeceğim” der. Israrlara 1994’e kadar dayanabilir, bir süre daha devam eder.  Yarım yüzyıl içinde ete kemiğe de bürünür “Abdülcanbaz”. 1972’de Dostlar Tiyatrosu’nda, 1994, 1999 ve 2002’de ise Devlet Tiyatrosu’nda oynanır. Filme çekilmesi konusunda Turhan Selçuk’u ikna eden sinemacı Yılmaz Güney olur; ancak Güney’in yurtdışına kaçması nedeniyle bu proje gerçekleşmez.


Karikatürleri Avrupa’yı dolaştı

1969’da Karikatürcüler Derneği’nin kurucularından biri olur. 1973’te Sanatçılar Birliği tarafından Halkın Sanatçısı, 1983’te Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Karikatürcüsü seçilir. Aralarında Bordighera Altın Palmiye, Gümüş Hurma, Ippocampo, Vercelli, Sedat Simavi Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Büyük Sanat Ödülü’nün de olduğu birçok ödüle değer görülür. 1992’de “İnsan Hakları” sergisi Avrupa Konseyi’nin önerisiyle ilk kez Strasbourg’da açılır, 1997’ye kadar Avrupa’nın çeşitli kentlerinde ve Güney Afrika’da dolaşır. “Barış ve Kitap” konulu karikatürü 1992’de Avrupa Konseyi’nin başlattığı kitap okuma kampanyası boyunca bütün afiş ve dokümanlarda logo olarak kullanılır.  Çizgileri ABD, Kanada, İtalya, Bulgaristan, İsviçre ve Polonya’da karikatür müzelerine alınır. “Abdülcanbaz” dışındaki karikatürlerini “Turhan Selçuk Karikatür Albümü”, “140 Karikatür”, “Turhan 62”, “Hiyeroglif”, “Hal ve Gidiş Sıfır” ve “Söz Çizginin” adlı albümlerde toplar.





Ne dediler?

Bedri Koraman:

Turhan Selçuk’un ölümüyle sadece Türkiye değil dünya da çok büyük bir karikatüristini kaybetti. Evrensel gerçekler üstüne insan, toplum, politika, sanat üstüne çok güçlü eserler vermiştir. Hiç taviz vermeyen namuslu çizgileriyle Türk siyasetini irdeleyen, çok usta bir çizerdi.

Kızı Aslı Selçuk:

Hem çok değerli hem çok önemli, dünya çapında bir çizeri, bir sanatçıyı, biricik babamı yitirdim. Bu acının bende yarattığı boşluk duygusunu ancak şöyle açıklayabilirim: Bedenimden bir parça koptu. Çünkü, ben de onun bir parçasıyım. O benim kahramanım, benim Abdülcanbaz’ım, ben de onun Canbaziye’siyim. Canım babam, seni nasıl seviyorum bilsen.

Eski eşi, yazar Füruzan:

Bir hayat düşünün ki; laikliğin, çağdaşlığın olmazsa olmazı olduğunun derin anlamıyla yaşanmış. İlkelerini hiçbir ağır baskıyla değiştirmemiş bir hayat. Sevgili Turhan, istediğin doğrultuda yaşadın. Bir sanat yapıtı gibi kurdun yıllarını; güle güle. Seni saygıyla, bağlılıkla uğurluyorum.

Çetin Altan:

Yarattığı ‘yazısız karikatür’ tipleriyle dünya karikatürüne bir artı kazandırdı. Türkiye’den evrensel yaratıcılar da çıkıyor. Önemli olan onları fark edebilmektir.

Genco Erkal:

Selçuk’u kendi alanında çizerlerimizin en üstüne oturtuyorum. Çizgisinin kendisine özgü biçimi dışında birkaç çizgiyle ne kadar çok şey ifade edebildiğini; iki sayfalık bir makalede anlatılabilecekleri anlattığını görüyoruz.

Gürbüz Doğan Ekşioğlu:

Türk karikatürüne onun gibi bir çizerin artık gelmesi imkânsız. O tekti ve Türk karikatürünün en büyüğüydü. Türk karikatürüne grafik dilini getirdi. Karikatürü ulusallıktan çıkararak, uluslararası bir alana taşıdı. Bugün sanat adına bir şeyler yapabiliyorsak onun üzerimizdeki etkisi çok fazladır.

Behiç Ak:


Turhan Selçuk’un çok katmanlı bir dünyası vardı. Zamansız çizgilerle kişisel bir üslup oluşturdu. Çizgiye getirdiği anlayış, kişisel tavrı onu kuşaklar ötesine taşıyordu.
 
Haslet Soyöz:

Turhan Abi, dünyanın en büyük karikatüristiydi; hem biçim hem de öz açısından. Sanatının büyüklüğünün yanı sıra insan olarak da çok iyi bir insandı. Turhan Abi, Abdülcanbaz’ın ta kendisiydi.
 
Latif Demirci:

Turhan Abi evrenselliği yakalamış, grafik mizahın en önemli isimlerinden biriydi. Çizgilerinde geometrik estetiği yakalamış bir ustaydı. Türk çizerleri kadar dünya çizerlerini de etkiledi. Turhan Abi’yi kaybetsek de Abdülcanbaz aramızda...

Tan Oral:

Turhan Selçuk çizgi, mizah ve basın dünyasının her zaman önde gelen, zirvede olan ve ilgiyle izlenen bir sanatçısıydı. Ancak kendisi bütün bunların ötesinde dostluğa ve samimiyete önem veren bir kişiliğe sahipti. Turhan Selçuk’un sanatçı kimliğinin ötesinde hep dostluğu aklımda kalacak.   
 

Başsağlığı mesajları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başsağlığı mesajında Turhan Selçuk’un, Türk mizahının seçkin isimlerinden biri olarak daima hatırlanacağını bildirdi. Gül, Selçuk için “Çizginin büyük ustası” dedi. Diğer mesajlar özetle şöyle:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Türkiye’de mizaha yön veren karikatüristlerden biri olan Turhan Selçuk’u her zaman saygıyla ve takdirle hatırlayacağız.”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: “Abdülcanbaz tiplemesi ile de karikatür dünyasına damgasını vurmuştur.”

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay:
“Türk mizahına getirdiği yeniliklerle, eserleriyle saygıyla hatırlayacağız.”

DSP Genel Başkanı Masum Türker: “Derin hikâyeler anlatmış büyük bir ustaydı.”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin: “Yeri doldurulamayacak. Kendisini sonsuzluğa yolcu ediyoruz.”

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat: “23 Nisan’da Milas’ta açılacak Türkiye’nin ikinci karikatür evinin adı ‘Turhan Selçuk Karikatür Evi’ olacak. Bazı karikatürlerini bize armağan etmişti.”


Selçukların unutulmaz anlarından birisi. İlhan ve eşi Handan Selçuk ile eşi Ruhan ve Turhan Selçuk. (Soldan sağa) İlhan Selçuk da hâlâ hastanede tedavi altında.

 

Turhan Selçuk’a özel sayı

Çizginin Çehov’u

Mizah kültürü dergisi Güldiken, 1994 yılında Turhan Selçuk özel sayısı çıkardı. Bir yıl sonra da İngilizce versiyonu yayımlanan dergide bugün aramızda olmayan pek çok isim Selçuk için kaleme sarılmıştı.


İlhan Selçuk

“Turhan kimliğini evrendeki her şeyi çizgiye dönüştürmenin simyasını keşfederek buldu. Şimdi de yarattığı bu evrenin tanrısı. Onun coğrafyası dördüncü boyuta ulaşıyor. Turhan artık zamandan korkmuyor, zaman artık Turhan’a çalışıyor.”


Yaşar Kemal

“Çehov’da olduğu gibi Turhan’da da insanlık ağlarken gülendir. Turhan çizgi sanatının olanaklarından faydalanarak Çehov’un getirdiklerini zenginleştirdi, derinleştirdi. Edebiyatın şiiri çizgide yeni bir şiir boyutu, yeni bir hikâye, anlatım boyutu kazandı. Sanatı insanlığımıza yeni psikolojik olanaklar kazandırdı.”


Abdi İpekçi

“Kimse onun Türkiye’de kurulu karikatür düzeninin üstesinden geleceğine, çizgi yoluyla mizahı kabul ettirebileceğine inanmadı. Benim sütunlarca makale yazarak anlatamayacağımı Turhan tek bir kelime etmeden anlatabilir.”


Aziz Nesin

“Turhan saygıdeğer bir sanatçı olarak bayrağımızı dünyada yükseklerde dalgalandırdı. Şimdi adı başka ulusların dilinde. Onunla gurur duyuyorum.”


Sezer Tansuğ

“Her ne kadar Abdülcanbaz ve diğer karakterlerinin edebi bir tarafı varsa da, Turhan Selçuk’u Turhan Selçuk yapan günlük gazetelerdir.”


Cemal Süreya

“Türk karikatürü, Turhan’ın kurduğu dille başladı. Bu karikatürlerde fikir çizgiyi yönetir. Turhan insanlığı, insanlık hallerini anlatır.”


Jurgen Roth

“12 Mart’ta gözaltına alınan Selçuk’a oradaki her şeyi unutmasının sağlığı açısından iyi olacağı söylendi. Ama o hiçbir şeyi unutmadı.”