Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, ABD Savunma Bakanı James Mattis'in Türkiye ziyaretinin perde arkasını anlattı.
Mattis'in, "Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumunun zamanlamasının yanlış olduğu" görüşünde olduğunu söyleyen Selvi, "Mattis, DAEŞ’le mücadelenin sürdüğü bir dönemde referandumun zamanlamasına itiraz ederken, Türkiye, referandumun iptalini savunuyor." dedi.
Selvi'nin Hürriyet gazetesindeki (25 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
ABD Savunma Bakanı James Mattis’in temaslarının perde arkası aralanıyor.
Mattis’in öncelikleri ile Ankara’nın öncelikleri farklıydı.
Türkiye’nin İran ve Rusya ile geliştirdiği ilişkinin boyutları ABD tarafından dikkatle takip ediliyor. Sadece takip edilmiyor, en önemli başlıklardan birini oluşturuyor. Rusya ile görüşmeler hakkında her defasında kendilerinin de bilgilendirilmesi için çaba gösteren ABD, İran’ın da denkleme eklenerek üçlü bir mekanizmanın oluşmaya başlamasını ise endişeyle takip ediyor.
Suriye’de her defasında önü tıkanan Türkiye ile Rusya ve İran’la ilişkileri geliştirme konusunda ise istekli. Rusya ile anlaşarak Fırat Kalkanı operasyonunu gerçekleştiren Türkiye, Suriye’de kendine yeni bir kanal açtı. Bunu da sürdürmekle kararlı. Türkiye, Rusya ve İran’la birlikte oluşturulacak olan 4 çatışmasızlık bölgesini kontrol etmeyi planlıyor. Kısa bir süre önce İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri’yi ağırlayan Türkiye, yakında Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’u misafir edecek.
PYD-YPG’YE SİLAHLAR
ABD Savunma Bakanı ile görüşmelerde Ankara’nın önceliği ise ABD’nin PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG ile kurduğu ilişkiydi. Mattis, PYD-YPG ile girilen ilişki konusunda Ankara’yı rahatlatmaya çalıştı. PYD-YPG ile ilişkinin DAEŞ’e karşı verilen mücadele ile sınırlı olduğunu söyledi. Ankara, ABD yetkililerinden masada her defasında aynı gerekçeyi dinleyip, sahada tam tersi yöndeki uygulamalara tanık olduğu için, itirazlarını belgeleyen bir dosya sundu.
Ürdün gezisi dönüşünde ABD’nin, PYD-YPG’ye verdiği silahların bin kamyona ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu silahların PKK’nın eline geçip Türkiye’ye karşı kullanılma tehlikesini gündeme getirdi.
Mattis’in silahların listesinin Türkiye’ye verileceği yönündeki sözleri üzerine Erdoğan’ın, ”Başkan Trump’a da söyledim. Bu söylediğinizi bize Kuzey Irak için de söylemişlerdi. Ama bakın, şu anda Kuzey Irak’taki PKK’dan, şuradan buradan bizim elimize geçen silahlarda biz ABD’yi görüyoruz, Rusya’yı görüyoruz. Yarın burada da aynı şey olacak” karşılığını verdiği öğrenildi.
DİĞER ÜLKELERİN VERDİĞİ SİLAHLAR
ABD’nin PYD-YPG’ye verdiği silahlarla ilgili bir mekanizma işliyor.
1-ABD bir süredir bu silahların seri numaralarının yer aldığı listeyi Milli Savunma Bakanlığı’na iletiyor. Türkiye, yerel kaynaklardan bu listeyi teyit ettirmeye çalışıyor. Ama sorun sadece silahların verilmesi değil, silahların geri toplanması konusunda yaşanıyor.
2-ABD, DAEŞ’le mücadele bitince bu silahları geri toplayacağı konusunda güvence vermiyor. Irak’taki uygulamasına bakıldığında ABD bu silahları geri almıyor.
3-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önündeki ikinci dosyada ise PYD-YPG’ye ABD dışında silah gönderen ülkeler yer alıyor. PYD-YPG’ye sadece ABD silah vermiyor. ABD’nin silah konvoyunun içinde DAEŞ’le mücadele kapsamında Almanya, Fransa ve bazı İskandinav ülkelerinin de silahlarının yer aldığı söyleniyor. Ancak bunların listeleri Türkiye’ye verilmiyor. Mattis’le görüşmede ABD’nin kontrolünde teslim edilen bu silahların listesinin de verilmesi gündeme getirildi.
SİLAHLAR, FIRAT KALKANI’NA DÖNECEK
Görüşmede Mattis’in önüne bir dosya konuluyor. Bu dosyada son 1 ayda KATO dağında PKK’ya yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilen silahların listesi yer alıyor. PKK mağaralarında İsrail, ABD, Fransa ve İtalya’nın aralarında yer aldığı batılı 19 ülkenin silahları ele geçirildi.
PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, Türkiye’deki operasyonlarda ağır darbe yiyen örgütün Suriye’de PYD-YPG’nin kontrol ettiği bölgeden destek aldığını belirterek, telsizle militanlara, “Rojova’dan başka gelen yok. Siz ne yapıyorsunuz?” diye sesleniyordu.
Hürriyet’in manşetinde yer alan 16 Ağustos’ta Uludere Biliç Tepe’de ele geçirilen İsveç kaynaklı Tanksavar füzesi de bu dosyada yer alıyor. Ancak, 2 adet AT-4 Tanksavar füzesinin İsveç asıllı ama ABD’nin envanterinde yer aldığının altı çiziliyor.
Kamuoyuna yansımayan bir nokta daha, ABD’nin son model silahlarla donattığı PYD-YPG’nin Rakka operasyonundan sonra Türkiye’nin elinde tuttuğu Fırat Kalkanı bölgesine yöneleceğine dair istihbaratlar masaya getiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlı bir dille ne pahasına olursa olsun buna fırsat verilmeyeceğinin altını çiziyor.
Bağdat ve Erbil ziyaretinin ardından Türkiye’ye gelen Mattis’in temasları sırasında, Erbil’in, “Bağımsızlık referandumu” da gündeme geliyor. Mattis, DAEŞ’le mücadelenin sürdüğü bir dönemde referandumun zamanlamasına itiraz ederken, Türkiye, referandumun iptalini savunuyor.