Sağlık

50 yaş altında körlüğün birinci nedeni

Birinci derece akrabalarında diyabet olanlar dikkat etmeli...

15 Kasım 2014 13:27

Dünyada hızla artan diyabet hastalığına dikkat çekmek için her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak anılıyor. Diyabet, yaşam şekli değişikliği ile yüzde 65’e kadar önlenebilir bir hastalıkken, geç teşhis ve tedavi edilmeme organ kayıplarına bile neden olabiliyor. Diyabet tedavi edilmezse komplikasyonlar tedavi edilmek zorunda kalınıyor. Diyabet hastalığının en ciddi komplikasyonlarının görüldüğü organların başında göz geliyor. Kan şekeri yüksekliği gözlük numaralarında ani değişikliklere yol açıyor. 50 yaş altı önlenebilir körlüklerin birinci nedeni olarak diyabetik retinopati gösteriliyor.

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre tüm dünyada 382 milyon kişinin mücadele ettiği diyabet, çağımızın en tehlikeli hastalıklarının başında geliyor. Dünyadiyabet Merkezleri Medikal Direktörü Prof. Dr. Akif Büyükbeşe, diyabetin Türkiye’de genç yaşlı her yaş grubunda hızla artış gösterdiğini ve bu artışın önüne geçilmesinin gelecek nesiller için son derece önemli olduğunu söyledi.

21. yüzyılın hayat alışkanlıklarının neden olduğu Tip 2 diyabetin önlenmesinde yaşam şekli değişikliğinin etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akif Büyükbeşe, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz ile diyabete yakalanma riskinin yüzde 65 oranında azaltıldığının altını çizdi.

 

Birinci derece akrabalarında diyabet olanlar dikkat!

 

Prof. Dr. Büyükbeşe, diyabette erken teşhisin son derece önemli olduğunu belirterek fark edilmeyen diyabet yüzünden tedavinin uzadığını ve komplikasyonların arttığını açıkladı. Prof. Dr. Büyükbeşe, erken teşhis için anne, baba ve kardeş gibi birinci derecede yakınlarında diyabet olanların özellikle taranmasının kritik önem taşıdığına da dikkat çekti.

 

Diyabet tedavisinde doğru zamanda insülin kullanımı önemli

 

Diyabetin etkin tedavisinde, doğru zaman ve doğru dozda insülin başlanmasıyla hastalarda insülin ünite dozunun azaltılabildiğini belirten Prof. Dr. Büyükbeşe,  bu durumun pankreasın üzerindeki yükün hafiflemesine ve Tip 2 diyabetlilerde insülini yetersiz salgılayan beta hücrelerinin yeniden daha aktif çalışmalarına yol açtığını aktardı.

 

Diyabet hastaları insülin kullanımını öğünlerine göre ayarlamalı

 

Diyabet hastalarının sabah, öğle ve akşam uyguladıkları hızlı etkili insülinleri kimi zaman aynı dozda yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Akif Büyükbeşe sözlerine şöyle devam etti: “Farklı öğünlerde farklı kaloriler alınıyor. Bunun hesaba katılarak uygun dozajın belirlenmesi gerekiyor. Diyabetlilerin o gün alacakları öğündeki kalori örneğin bir önceki günden düşükse, daha az insülin yapması gerekiyor.”

 

Diyabetliler için düzenli uyku ve düzenli beslenme şart

 

Diyabet hastaları için düzenli uyku ve beslenmenin önemli olduğunu aktaran Prof. Dr. Büyükbeşe, “Bazı diyabet hastaları akşam geç yatıp, sabah geç kalkıyor. Bu nedenle gerek yemek düzenleri değişiyor gerekse öğünler arasındaki glukoz etkilerini ilaçlar tarafından yönetmeye zaman kalmıyor. Üstelik vücut biyolojik saatine muhalefet edilmiş ve yeni stresler yüklenmiş oluyor. Öğün atlamaları ayrıca kan şekerinde dalgalanmalara yol açarak nöropati denilen karıncalanma, uyuşma ve ağrılara yol açabiliyor” diye konuştu.

 

Gözünüzü diyabetten sakının

 

Diyabet hastalarının yüzde 50’sine tanı konulduğunda gözlerinde komplikasyon gelişmiş olduğunu söyleyen Dünyagöz Etiler’den Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal sözlerine şöyle devam etti: “Hastalık vücuttaki bütün hücreleri, gözün de bütün tabakalarını etkiliyor. Komplikasyonların önlenmesinde diyabetin ne zaman tanındığı; tedavisine ne zaman başlandığı ve ne derece başarı ile uygulandığı belirleyici olmaktadır.”

Diyabetin, gözün sinir tabakası olan retinayı, bu tabakadaki kılcal damarları etkileyerek bozduğunu belirten Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, hastalığın erken teşhis ve tedavi edilmezse görme, hatta organ kaybına yol açabildiğini vurgulayarak, hastalığın 50 yaş altı önlenebilir körlüklerin birinci nedeni olarak gösterildiğini açıkladı.

 

İyi görüyor olmak, retina sağlığını değerlendirmek için yeterli değil

 

Diyabetik retinopatinin erken dönemde sarı noktayı etkilemesinin görmeyi oldukça azaltabildiğini, ileri dönemde olduğu halde sarı nokta etkilenmemiş ise de görmenin tam olabildiğini, bu hastalarda görme kaybının birden kapanma olarak yaşandığını ifade eden Opr. Dr. Ünal, bu açıdan hastalığın erken teşhis ve tedavisinde iyi görüyor olunsa bile periyodik göz dibi muayenelerinin aksatılmamasının son derece önemli olduğunu vurguladı.

 

10 yıllık diyabet hastasında görülme riski yüzde 90

 

Diyabetin gözdeki hasarının yavaş yavaş oluştuğunu belirten Opr. Dr. Ünal, hastalığın gelişmesinde temel faktörün hastalığın süresi olduğuna dikkat çekti. Hastalık yaşı uzadıkça diyabetik retinopatinin gelişme riskinin arttığını açıklayan Opr. Dr. Ünal, 5 yıldan bu yana diyabet hastası olan bir kişide diyabetik retinopati gelişme riskinin yüzde 50 olduğunu, 10 yıllık bir diyabet hastasında bu oranın yüzde 90’a çıktığını ifade etti. Bu nedenle periyodik takiplerin ilk teşhis alındığındaki ciddiyetle devamının şart olduğunu belirtti.

 

Diyabet hastaları için periyodik göz dibi muayenesi şart

 

Diyabetin komplikasyonlar oluşmadan kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çeken Opr. Dr. Ünal, Tip 1 diyabet hastalarının hastalığın beşinci yılından itibaren, Tip 2 diyabet hastalarının ise tanı konur konmaz göz muayenesine gitmesi gerektiğini ifade etti. Diyabetik retinopati tanısı konulan hastaların en az 5 yıldır fark edilmemiş ya da tedavi edilmemiş Tip 2 diyabeti olduğunun altını çizdi.

 

Lazerle tedavi tek yol

 

Diyabetik retinopatiyi kalıcı olarak tedavi eden yönteminin argon lazer fotokoagulasyon olduğunu ifade eden Opr. Dr. Ünal,  şöyle konuştu: “Argon lazer ışığı kan damarlarındaki sızıntıyı engeller ve kan gitmeyen iskemik retinanın kapatılmasını sağlar. İntravitreal anti-VEGF enjeksiyonu, diyabetik retinopati tedavisinde yardımcı tedavi olarak çok etkilidir ancak argon lazer tedavisinin yerini almış değildir. Argon lazer tedavisi uygun zamanda, uygun doz ve şekilde uygulandığı takdirde diyabet hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yoludur.”

 

Diyabet tanısı için yeni teknoloji

 

Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, kan şekeri kontrolünün ne kadar "yeterli" olduğunu gösteren HbA1c testinin diyabetin geçmişe ait izlerini göstermede son 3 ay ile sınırlı olduğunu, bu noktada Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onay alan, göz merceğinden glukozun dönüştüğü olumsuz moleküllerin (AGE) vücuttaki etkilerini değerlendiren Clearpath adlı cihazın, diyabetik retinopati olmadan da gözden diyabet tanısı koymayı ve diyabetin vücuttaki etkilerini daha uzun süreli olarak bilmeyi mümkün kılacağını bildirdi.