ABD’nin Afganistan’dan çıkış sürecini değerlendiren gazeteci Sedat Ergin, ABD’nin Afganistan'daki mevcut koşulları ve sahada durumu iyi okuyamadığını söyledi. Dün yaşanan terör saldırılarına da dikkat çeken Ergin, “Daha önce terörün kontrol altında olduğunu söylüyorlardı ama daha çıkmayı tamamlanmadan kendi askerlerinin de öldüğü bir terör saldırısına yakalandılar. Buradan bakınca ABD’nin sahadaki durumu yanlış okuduğu anlaşılıyor” dedi.
Önümüzdeki günlerde Afganistan’da nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı konusunda kesin konuşulamayacağını ifade eden Ergin, Birleşmiş Milletler’in Afganistan’da IŞİD’in alan kazandığına yönelik raporları olduğunu ve Taliban’ın IŞİD’e karşı iyi savaş verecek kabiliyetinin de olmadığını söyleyerek “Şu an 20 yıl öncesine döndük, başa döndük. Önümüze çıkan sonuçlar sadece Afganistanla sınırlı değil. 11 Eylül’de ne olduğunu gördük. Dolayısıyla dünyanın bütün önde gelen terör örgütleri şu anda Afganistan’da sahada. Taliban el Kaide’yi kısa dönemde kontrol edebilir ama DEAŞ üzerinde bir kontrolü yok. Dünyanın her yerinden gelen terör örgütleri orada. gerçekçi bir şekilde fotoya baktığınızda buradan bir istikrar tablosu çıkabilmesi mümkün görünmüyor” diye konuştu.
Gazeteci Sedat Ergin, T24 dış haberler editörü M. Kaan Kurtuluş’un sorularını yanıtladı.
ABD’nin Afganistan’dan çıkmasının önceki ABD Başkanı Donld Trump’tan kalan bir miras olduğunu söyleyen Ergin, ABD Başkanı Joe Biden’ın da çekilme kararına ilişkin kamuoyundan gelen tepki ve talepleri dikkate aldığını söyledi. ABD kamuoyunda çıkış sürecinde yaşananların tartışıldığını belirten Ergin, dün yaşanan patlama ABD askerlerinin hayatını kaybetmesinin ve yaşananların gelecekte de Biden’ın karşısına çıkarılacağını söyledi.
"Afganistan'da DEAŞ’a karşı çıkabilecek kimse yok"
Afganistan’ın terör örgütlerinin rahatça hareket edebileceği bir alana dönüşebileceğini söyleyen Ergin, Afganistan’dan bir istikrar tablosu beklenemeyeceğini dile getirdi.
Taliban’ın ülkedeki terör örgütlerine karşı etkili bir mücadele yürütemeyeceğini söyleyen Ergin, şöyle konuştu:
“Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 27 temmuzda BM’ye sunduğu bir rapor var. DEAŞ’ın Afganistan’da nasıl bir alan kazandığını ve alanının genişlediğini, güçlendirdiğini anlatıyor. Ve tüm bu BM raporlarından DEAŞ’ın örgütlendiği anlaşılıyor. Talibanın da DEAŞ’ı kontrol edemediği anlaşılıyor. El Kaide’yi kontrol edebiliyordu ama DEAŞ için bu böyle değil. DEAŞ’a karşı çıkabilecek kimse yok. Taliban'da da bu kabiliyet tok. Bir anlamda bütün bu saldırılar bu göz göre yaşandı”
“Buradaki sonuçlar sınırlı kalmıyor onun sınırları her bir tarafa gidiyor. 11 Eylül'de ne olduğunu gördük. Dolayısıyla dünyanın bütün önde gelen terör örgütleri şu an da Afganistan’da. Dünyanın her yerinden gelen terör örgütleri orada. Gerçekçi bir şekilde fotoğrafa baktığınızda buradan bir istikrar tablosu çıkabilmesi mümkün gelmiyor”
"Geldiğimiz noktada Taliban iyi polis konumuna geldi"
“Afganistan, terör örgütlerinin rahatlıkla cirit atabilecekleri çok geniş bir yaşam alanı kendilerine bulabileceği bir coğrafyaya dönüşüyor. ABD ordusu da çekildiği için buna karşılık verecek bir askeri güç de yok. Geldiğimiz noktada Taliban iyi polis konumuna geldi. Taliban yöneticilerinin büyük bir bölümü terörle olan bağlantıları nedeniyle BM'nin yaptırım listesinde bulunuyor. “Gerçekçi olmak zorundayız Taliban ülke yönetimini üstlenmek durumunda, uluslararası camianın da kendisinden beklentisi var. Rusya ve Çin ile bir şekilde ilişki kurmak durumunda. Artık devlet idaresi onlardan soruluyor. Afganistan'ın dünyevi sorunlara da çözüm getirmeleri gerekiyor onun için de dünya ile ilişki içinde olmaları gerekiyor. Çin'le diyelim iyi ilişkiler kurmak istediklerinde Çin'in ilk talepleri Afganistan’dan cihatçı gruplara karşı mücadele olacaktır. Rusya cihatçı gruplardan rahatsız Rusya da önce bu gruplara ne yapacaksın diye soracak”
"Buradan istikrarsızlık, kaos, çatışma ve muhtemel bir terör sarmalı çıkıyor”
Taliban yönetimi yola çıktı diyelim, Çin ve Rusya ile ile ilişkileri sürdürebilmeleri ve başlangıç yapabilmeleri için için ülkedeki yabancı cihatçılara karşı bir seferberliğe gitmeleri gerekiyor. Bu Taliban'ın Afganistan topraklarındaki cihatçı gruplarla çatışması anlamına geliyor. Bundan kaçış yok. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Talibanla diğer cihatçı gruplar arasında çatışmalar olabilir. Büyük bir istikrarsızlık dönemi önümüze çıkabilir. Neresinden bakarsak bakalım buradan sadece istikrarsızlık, kaos, çatışma ve muhtemel bir terör sarmalı çıkıyor”
“Türkiye bir şekilde denkleme girmek istiyor"
“Türkiye bir şekilde denkleme girmek istiyor. Afganistan’ önümüzdeki yıllarda da gündemde olacak sıcak bir konu. Bu sorun devam edecek. Türkiye ve uluslararası bütün aktörlerin Afganistan'da çıkarları var. Türkiye de bir şekilde uluslararası ölçekte kendinin önemini göstermek açısından denklemde olmalı.”
“İster AKP hükümeti ister CHP hükümeti olsun Türkiye'nin de bir şekilde denklemin içinde olması ve burada da kuvvetli bir profilinin olması gerekiyor. Afganistan konusu bütün bölgesel aktörlerin diyaloglarında gündeme gelecek dolayısıyla sizin de bu denklemin içinde olmanız gerekiyor. Ancak bu şekilde bu yönde gelecek etkileri de baskılayabilmek ve kontrol edebilmek imkanına sahip olabilirsiniz.
“Türkiye’nin Kabil Havalimanı ısrarında, ABD ile ilişkilerin uzun zamandır yokuş aşağı gitmesi de etkili oldu. İlişkileri düzeltecek bir şeye ihtiyaç vardı. Afganistan’da havalimanının üstlenmesi ABD karşısında Türkiye'nin stratejik önemini kavratacaktı ve böylece Türkiye-ABD ilişkileri yeniden toparlanacaktı.