Bilim / Teknoloji
BBC Türkçe

28 Şubat'ta yedi gezegenin hizalanması ne anlama geliyor?

13 Şubat 2025 00:07

Güncelleme: 13 Şubat 2025 00:09

Astronomi tutkunları, 28 Şubat'ta yedi gezegenin aynı hizaya gelmesiyle nadir bir olayla karşılaşacak. Merkür gezegeni, gece gökyüzünde görülebilen diğer altı gezegene katılacak. Peki bu bilim insanları için neden önemli?

Altı gezegen, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, Ocak ve Şubat aylarında bulutsuz gecelerde görülebiliyor.

Şubat ayında, sadece bir geceliğine Merkür de bu gezegenlere katılacak ve yedi gezegen hizalanmış olacak ve belli bölgelerde görülebilecek.

Ancak bu tür olaylar sadece astronomi tutkunları için bir gösteri değil. Güneş sistemimize gerçek bir etkisi olabilir ve güneş sistemindeki yerimize dair yeni ipuçları verme potansiyeli de var.

Güneş sistemimizdeki sekiz büyük gezegen aynı düzlemde ve hepsi farklı hızlarda güneşin yörüngesi etrafında dönüyor. Güneşe en yakın gezegen olan Merkür, yörüngeyi 88 günde tamamlarken, Dünya 365 günde, Neptün ise 60 bin 190 günde yani 165 dünya yılında tamamlıyor.

 

Gezegenlerin farklı hızları, bazen bazılarının Güneş'in aynı tarafında dizilimi anlamına geliyor. Yörüngeler aynı çizgide hizalanınca geceleri aynı anda birden çok gezegeni görebiliyoruz. Nadiren de gezegenler öyle bir hizalanıyor ki, güneşin eklips yörüngesi boyunca geceleri hepsi kendilerini gösterebiliyor.

Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn çıplak gözle görülebilecek kadar parlak. Uranüs ve Neptün'ün görülebilmesi içinse dürbün ya da teleskop gerekiyor.

Gökyüzünde hizalanan gezegenler. Getty Images

Ocak ve Şubat aylarında bu olayı gözlemleyebiliyoruz. Gezegenler tam anlamıyla hizalanmıyor. Dolayısıyla Güneş Sistemi'ndeki yörünge düzlemi boyunca bir yayda görünecekler.

Ocak ve Şubat aylarındaki bulutsuz gecelerde Merkür dışındaki tüm gezegenler görünür oluyor. Buna bazen gezegenlerin geçit töreni de deniyor. Fakat 28 Şubat'ta hava koşulları izin verirse, tüm yedi gezegen yerdeki gözlemcilerce görülebilecek.

İngiltere'deki Fifth Strar Laboratuvarları'ndan astronomi uzmanı Jennifer Millard "Kendi gözlerinizle gezegenleri görmenin özel bir yanı var" diyor.

"Evet, Google'da tüm bu gezegenlerin daha çarpıcı manzaralarını görebilirsiniz. Fakat bu objelere baktığınızda, bunlar milyonlarca, milyarlarca kilometre yol gelip, retinanıza ulaşan fotonlar olacak."

Peki, bu görülmesi müthiş bir olay olsa da, hizalanmanın Dünya'ya bir etkisi olacak mı? Ya da Güneş Sistemi veya ötesi konusundaki bilgilerimizi artırabilir mi?

Aslında Millard "Yörüngelerinde bu konumda olmalarının bir tesadüf olduğunu" söylüyor.

Bazı bilim insanları gezegenlerin hizalanmasının Dünya'da etkileri olabileceğini düşünse de, bu iddiaların çoğunun bilimsel temeli ya zayıf ya da hiç yok.

Ancak 2019'da araştırmacılar, gezegenlerin hizalanmasının güneşin aktivitelerinde etkisi olabileceğini gösterdi.

Güneşle ilgili hala yanıtlanamayan başlıca sorulardan biri solar maksimum olarak bilinen ve güneşteki aktivitenin zirve yaptığı ve daha sonra zayıfladığı 11 yıllık döngülerin nasıl oluştuğu.

Almanya'daki Dresden-Rossendorf'ta bulunan Helmholtz-Zentrum araştırma merkezinden fizikçi Frank Stefani, Venüs, Dünya ve Jüpiter'in ortak gelgit güçlerinin sorunun yanıtı olabileceğine inanıyor.

Gezegenlerin tek başına Güneş üzerindeki gelgit çekişi çok küçükse de, Stefani iki ya da daha fazla gezegen güneşle hizalanınca ortaya çıkan Rossby dalgaları diye bilinen gücün güneşin içinde küçük döngülere yol açabileceğini belirtiyor. Rossby dalgaları dünyadaki hava olaylarını da etkiliyor.

Stefani "Rossby dalgaları Dünya'da siklonlara ve anti-siklonlara neden oluyor. Aynı Rossby dalgaları Güneş'te de var" diyor. Stefani'nin hesaplamalarına göre Venüs, Dünya ve Jüpiter'in hizalanması, güneş aktivitesinde 11,07 yıllık bir periyodikliğe neden olacaktır. Bu da güneşte gördüğümüz döngülerle neredeyse örtüşen bir süre.

Ancak herkes bundan emin değil. Bazıları, güneşteki faaliyetlerin, yıldızın kendisindeki süreçlerle zaten açıklanabileceği görüşünde.

Almanya'daki Max Planck Güneş Sistemi Araştırma Enstitüsü'nden güneş bilimci ve bu konuda 2022'de bir araştırma yayımlayan Robert Cameron "Gözlemlere dayalı kanıtlar, gezegenlerin doğrudan güneş döngüsüne yol açmadığına işaret ediyor. Herhangi bir senkrozizasyona dair bir kanıt yok "diyor.

Ancak gezegenlerin hizalanmasının daha az tartışmalı ve üzerimizde kesinlikle etkisi olacak bir faydası var: Bilimsel gözlemlere yararları, özellikle de Güneş Sistemi'nin keşfinde.

Uzak gezegenlere uzay aracı göndermek on yıllar alabilir. Jüpiter gibi iyi konumlanmış bir gezegenin yerçekim gücünün bir uzay aracının mesafeleri atlamada kullanımı, seyahat süresini önemli ölçüde azaltabilir. Bunu en iyi yapansa NASA'nın Voyager uzay araçları.

1966'da NASA uzmanı Gary Flandro, en dış çeperdeki dört gezegenin, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün hizalanacağını hesaplamıştı. Hesaplamalara göre 1977'de 30 yıl değil, 12 yıl içinde hepsini ziyaret edebilmemiz mümkün olacaktı.

Her 175 yılda bir gerçekleşen bu hizalanma NASA'yı Voyager 1 ve Voyager 2 uzay araçlarını 1977'de Güneş Sistemi'nin dış çeperlerine "Büyük tura" göndermeye yöneltti.

Voyager 1, 1979'da Jüpiter'in, 1980'de de Satürn'ün yanından geçti. Uranüs ve Neptün'den kaçınıldı, çünkü bilim insanları uzay aracının Satürn'ün etkileyici ayı Titan'ın yanından geçmek istiyordu ve bu atlama etkisi olmadan yapılamazdı.

Fakat Voyager 2, hizalanmayı her dört gezegeni ziyaret etmek için kullandı ve Uranüs ile Neptün'ü 1986 ve 1989'da ziyaret eden ilk ve tek uzay aracı oldu.

Colorado Üniversitesi'nden ve Voyger'ın bilim ekibinin bir üyesi astrofizikçi Fran Begenal "Bu çok işe yaradı. Voyager 2 1980'de fırlatılsaydı, Neptün'e varışı 2010'u bulabilirdi. Destek alamazdı. Kim böyle bir şeyi fonlardı ki?" diye soruyor.

Gezegenlerin hizalanması sadece Güneş Sistemi içindeki araştırmalar için kullanışlı değil.

Astronomlar hizalanmaları evrenin farklı boyutlarını, en çok da Güneş dışındaki yıldızların etrafında dönen dış gezegenlerin araştırılmasında kullanıyor.

Bu tür dünyaları bulmanın başlıca yolu transit metodu diye biliniyor. Bir dış gezegen bizim açımızdan bir yıldızın önünden geçince, yıldızdan kaynaklanan ışığı azaltıyor ve boyutuyla yörüngesi seçilir hale geliyor.

Bu yöntem sayesinde çeşitli yıldızın etrafında yörüngelenen çok sayıda gezegen keşfedildi. Trappist-1 adlı dünyadan 40 ışık yılı uzaklıktaki kızıl cüce yıldızın etrafında dönen dünya boyutunda yedi gezegeni var.

Transit yöntemini kullanarak, bu tür gezegenlerin atmosferleri olup olmadığını da araştırabiliyoruz.

California Teknoloji Enstitüsü'ndeki NASA Dış Gezegen Bilimi Enstitüsü'nden Jessie Christiansen "Atmosferi olan bir gezegen bir yıldızın önüne geldiğinde, bu hizalanma yıldızın ışığının gezegenin içinden geçmesi demek. Gezegenin atmosferindeki moleküller ve atomlar, ışığı belirli dalga boylarında özümsüyor" diyor.

Gökyüzünde hizalanmış gezegenler

Böylece, karbondioksit ve oksijen gibi farklı gazlar da tespit edilebiliyor. Christiansen "Atmosfer kompozisyonu analizimizin çok büyük çoğunluğu bu hizalanmalar sayesinde" diyor.

Çok daha büyük hizalanmalar evrenin uzak noktalarını incelememize yarayabilir. Özellikle de galaksilerin hizalanması. Evrenin çok erken dönemlerindeki galaksileri gözlemlememiz zor, çünkü çok soluklar ve uzaktalar.

Ancak büyük bir galaksi ya da galaksiler kümesi çok daha uzak ve erken bir galaksiyle hizalanırsa, büyük yerçekim gücü, daha uzaktaki nesnenin ışığını büyütebilir ve gözlemlememizi sağlayabilir. Bu sürece yerçekimsel lens deniyor.

Christiansen "Bunlar evren genelindeki dev hizalanmalar" diyor. Earendel gibi dünyadan bilinen en uzak yıldız ve galaksileri gözlemlemek için James Webb Uzay Teleskopu gibi teleskoplar kullanılıyor.

Yıldızdan teleskopa ulaşan ışık evrenin 13,7 milyar yıllık tarihinin ilk milyar yılından geliyor ve sadece yerçekimsel lens sayesinde görülebiliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir