17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin operasyonlar sırasında İstanbul Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın, 17 Aralık sabahı polislerin bilgi vermek için lojmanına geldiğini belirterek "Operasyondan haberdar edilmedim. Sadece ben değil, başsavcı da bilgisi dışında olduğunu açıkladı. Çok dar bir kadro, büyük bir gizlilik içinde bu işi yürütmüş. Sonradan bakınca, sırtımdan hançerlendiğimi anlıyorum" diye konuştu.
Star gazetesine konuşan Hüseyin Çapkın, "İçişleri Bakanı Muammer Güler telefonla aradı. Henüz bilgim olmadığını ifade ettim. ‘İlgili şube müdürleri şu anda burada, görüşüp arz edeceğim’ cevabını verdim” ifadelerini kullandı.
Star gazetesinin bugünkü (10 Mart 2015) nüshasında yayımlanan, "Sırtımdan hançerlendim" başlıklı haber şöyle:
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından açığa alınan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara tarafından yürütülen 17 Aralık darbe operasyonunun gerçekleştiği dönem İstanbul Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın, ilk kez STAR’a konuştu.
Paralel Örgüt’e yakın gazeteciler tarafından yazılan ve karalama kampanyasına dönüştürülen haberlere tepki gösteren Çapkın, “17 Aralık - Sıfır Noktası” adlı kitabın kendisiyle ilgili bölümünün tamamen hayal ürünü olduğunu vurguladı.
Çapkın “Söz konusu kitapta bana ait olduğu iddia edilen ifadeler yer alıyor. Diyaloğun hepsi yalan. Kitap satmak için üfürüp üfürüp yazmışlar. Hukuki olarak hakkımı arayacağım” dedi. Paralel yapılanmanın 17 Aralık dosyasını kendisinden ve o dönem Başsavcı olan Turan Çolakkadı’dan sakladığını anlatan Hüseyin Çapkın, “Hükümeti hedef alan siyasi operasyon yapıldı. Sırtımdan hançerlendim” dedi. Çapkın, “Olup bitene şimdi bakınca görünen ve anlaşılan şudur; 17 ve 25 Aralık alışılmış bir yolsuzluk soruşturması değil, hükümeti hedef alan, siyasi bir operasyon” dedi.
Gizlenmesi normal değil
Çapkın, şunları söyledi: “Operasyondan haberdar edilmedim. Sadece ben değil, başsavcı da bilgisi dışında olduğunu açıkladı. Çok dar bir kadro, büyük bir gizlilik içinde bu işi yürütmüş. Sonradan bakınca, sırtımdan hançerlendiğimi anlıyorum.”
Soruşturmayı yürüten polis ekibinin savcı emrinde olduğunu aktaran Çapkın, “Şüpheli bir durum görmek, farkına varmak mümkün bile değildir. Soruşturmayı yürüten ilgili birimler tamamen savcının emrinde. Talimatı veren savcı ve çok dar bir kadronun elinde şekillenmiş her şey. Dışarı en ufak bir bilgi sızdırmamışlar. Buna izin veren de adli kolluk yönetmeliğiydi” dedi.
Çapkın, 17 Aralık günü büyük bir şaşkınlık yaşadığını kaydetti. Soruşturma için “Hepsi asılsız” diyen Çapkın, şöyle devam etti: “16 Aralık gecesi, sürekli ikametgahım olan Beylerbeyi’ndeki lojmanıma gittim. Her zaman olduğu gibi telefonum kapalı değildi. Saat 06.00 sıralarında valimiz Hüseyin Avni Mutlu aradı. O telefonla uyandım. Bir takım aramalar yapıldığın söyledi. ‘Haberim yok’ dedim. Önce İstihbarat Şubesi’ne sordum. Bilgileri yoktu. Organize Şube kendilerinin operasyonu olduğunu, ‘Bakan yakınlarıyla ilgili yolsuzluk soruşturması’ olduğunu söylediler. ‘Benim niye haberim yok’ diye bağırdım. ‘Mali şube müdürüyle arz edeceğiz efendim’ cevabını aldım.”
Evimin önüne de gelmişlerdi
Operasyon sabahı Beylerbeyi’ndeki polisevi lojmanlarındaki konutunda olduğunu aktaran Çapkın, bilgi aldığı amire “Şu an neredesiniz” diye sorduğunu ve cevap olarak “Polisevi’nin bahçesindeyiz” dediklerini aktardı.
Ortada normalin dışında bir durum olduğunu fark eden Çapkın, “Lojmanımın önüne de gelmişler o sırada. Belli ki önceden hazırlığını, planlamasını yapmışlar her şeyin. Yukarı çağırdım. Mali Şube Müdürü Nazmi Ardıç ve Organize Şube Müdürü Yakup Saygılı Polisevi’nin VIP salonuna geldiler. İkisine de ‘Niye haberimiz yok’ diye çıkıştım. ‘Savcının talimatı. Yasal durum da (Adli Kolluk Yönetmeliği) bunu gerektiriyor. Size bilgi veremezdik’ dediler. ‘Şimdiye kadar böyle miydi’ dedim. Bu arada İçişleri Bakanı Muammer Güler telefonla aradı. Henüz bilgim olmadığını ifade ettim. ‘İlgili şube müdürleri şu anda burada, görüşüp arz edeceğim’ cevabını verdim” dedi.
Çapkın, şunları kaydetti: “İki şubenin müdürü ellerindeki 17 Aralık’la ilgili bir bilgi notunu verdi bana. 25 Aralık’a dair suçlamalardan hiç söz etmediler. Daha sonra sosyal medyada çıkan dinlemelerle ilgili de bir bilgi vermediler. Kendimi kandırılmış, sırtımdan hançerlenmiş gibi hissetim. Büyük fotoğrafa bakınca görünen şudur: Yoğun bir dayanışma ve sırdaşlık içinde hareket eden bir grubun varlığı anlaşılıyor. Hiç bir yönetim çift başlılığı kabul etmez”
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın: Evimin önünde polisleri görünce anormalliği anladım
Paralel’in kitabına ortak manşet
‘17 Aralık - Sıfır Noktası’ adlı kitabı paralel örgütün gazetelerinde çalışan Ahmet Dönmez ve Ufuk Köroğlu yazdı. Kitaptaki ifadelere göre Çapkın, Paralel Yapı’nın polis şeflerine 17 Aralık operasyonuyla ilgili şu sözleri söyledi: “Bu iş doğru bir iş mi, evet doğru bir iş. Çok büyük bir iş! Ergenekon’dan daha büyük bir iş. Ben sizi tanıyorum. Bu zamana kadar yanlış bir işinizi görmedim. Ne yapalım, sizi görevden alacaklar, arkasından beni de alacaklar. Olsun, bizim için de şerefli bir son olur.”