CHP Balıkesir Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Mehmet Tüm, ölümünün 25. yılında gazeteci Uğur Mumcu'yu andı. Mumcu’nun yazıları ve sözleriyle günümüze ışık tutmaya devam ettiğini söyleyen Tüm, “Mumcu katledilmeseydi yine doğruları yazacak ve yine, karanlık, gerici, yobaz ve çıkarcı kişilerin hedefinde olacaktı" dedi. Tüm, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından 15 Temmuz 2016'da düzenlenen darbe girişiminde yaşanılanları, Uğur Mumcu'nun uyarılarınının dikkate almamasının bir sonucu olduğunu söyledi.
TIKLAYIN- Gazeteci Uğur Mumcu katledilişinin 25. yılında anılıyor
Tüm’ün yazılı açıklaması şöyle:
"Cumhuriyet Yazarı Uğur Mumcu, Cumhuriyetçiliğiyle, cesaretiyle, aydın ve antiemperyalist kişiliğiyle Türkiye tarihine damga vurmuş en önemli gazetecilerden biridir. Ölümünün üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, yazıları ve sözleriyle günümüze ışık tutmaya devam etmektedir. Eğer katledilmeseydi bu yıl 76 yaşında olacak, yine doğruları yazacak ve yine, karanlık, gerici, yobaz ve çıkarcı kişilerin hedefinde olacaktı. Yaşasaydı çok büyük ihtimalle, AKP faşizmine karşı yazdığı yazılar nedeniyle Silivri’de cezaevinde olacaktı.
Mumcu'nun yazıları devleti cemaatlere teslim etmenin sonuçları ve uyarılarıyla doludur. 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız süreç, Uğur Mumcu, Aziz Nesin gibi Cumhuriyet aydınlarının uyarılarını dikkate almamanın sonucudur. Bundan tam 25 yıl önce, 1993’te, Uğur Mumcu bir yazısında ‘Türkiye'de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var’ demişti. Yine 1993 yılında başka bir yazısında da ‘Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar’ diye uyarmıştır. 15 Temmuz’da yaşadıklarımız işte bu sözlerin doğruluğunun ispatıdır.
“En büyük saygı, haksızlığa ‘sessiz’ kalmamaktadır”
Uğur Mumcu ‘insanlar sadece konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumludur’ demişti. O, susmadığı için, gerçekleri haykırdığı için, Ankara’da bir kış sabahında katledildi. Ülkemize en büyük zararı işte tam da bu ‘sessizlik’ vermiştir ve vermektedir. Bugün Uğur Mumcu’nun yolundan gidenler susmadıkları için cezaevindeler. Ahmet Şık ‘ülkeyi bir çete yönetiyor, darbe önlendi ama cunta iktidar oldu’ dediği için özgürlüğü elinden alındı. Savaşa karşı barışı savunanlar, ölüme karşı yaşamı savunanlar, adaletsizliğe başkaldıranlar, karanlığın önündeki en büyük güçlerimizdir. Gerçekleri haykırmaktan korkmamalıyız. Bizim, Uğur Mumcu’ya göstereceğimiz en büyük saygı, zulme, haksızlığa, adaletsizliğe ve ölüme sessiz kalmamaktadır.
“Uğur Mumcular, silahla, bombayla, korkuyla, hapisle yok edilemez!”
Bu ülkede Uğur Mumcular asla yok edilemez. Uğur Mumcular, silahla, bombayla, korkuyla, hapisle bitirilemez. İnsanlığı savunan, halkına sahip çıkan fikirlere kurşun işlemez. Bu yüzden aradan 25 yıl geçmesine rağmen, tüm ülkemizde bugün hâlâ Uğur Mumcu büyük bir gururla anılmaktadır. Bu vesileyle Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu’yu aramızdan ayrılışının 25. yılında saygıyla anıyorum."
