Dikkat ediyorum da, Türkiye’de Hollanda ile yaşanan kriz bile doğru dürüst tartışılıp, enine boyuna konuşulamıyor. Hollanda’dan bağlanan Türkiye medyasının muhabirleri bile sadece orada ki gazetelerde neler yazdığını aktarmanın ötesine geçemiyor. Belli ki çekiniyorlar, zülfü yâre dokunmak istemiyorlar.
Haydi durumu bir kez daha alt alta sıralayalım…
Hukuk açısından bakacak olursak;
*Türkiye hükümeti, hukuku birçok yönden ihlal etti.
Bir kere devletin her türlü kaynaklarından faydalanarak, bir siyasi parti adına seçime veya referanduma yönelik siyasi faaliyette bulunmak, idare ve ceza hukukuna aykırıdır.
“Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz” yasası çiğnendi. Yüksek Seçim Kurulu’nun, 15.2.2017 tarihli ve 109 nolu “Yurt dışında her türlü propaganda yasaktır” kararı ihlal edildi.
*Hollanda da hukuku birçok yönden ihlal etti.
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi kurucu değerlerine, Hollanda’nın liberal devlet politikasına aykırı davrandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü ve toplantı özgürlüğünü ihlal etti. “Kamu düzeni” gibi soyut bir gerekçe ile inandırıcı bir temele dayanmayan bir yasaklamayla bu toplantılar zor kullanılarak engellendi. Yasağı icra etmek için başvurulan aşırı yöntemler, bir Avrupa ülkesine yakışmayan türde oldu.
Bunlar her iki ülkede yaşanan ihlaller.. Peki sonuç ne oldu..?
*İki hükümet de iç siyaset açısından amacına muhtemelen ulaştı. Hollanda’nın muhafazakar hükümetine ve ırkçı, faşist siyasi temsilcisi Wilders’e karşı oy kazanmıştır büyük bir ihtimalle... Başbakan televizyon televizyon dolaşıyor ve her gazeteye demeç veriyor.
*Yine bir ihtimal, AK Parti de referandum için bir miktar oy artırmıştır.
Ama bence asıl önemlisi kaybedilenler…
*Bir kere her iki devlet de itibar kaybına uğradı. Hollanda hükümeti anti-demokratik tutum ve kaba bir siyasal iktidar görüntüsüyle itibar kaybetti. Türkiye hükümeti de, temsilcilerini “her yerden kovulan, makbul olmayan zararlılar” konumuna düşürdü.
Şimdi ise bu tutum, iki taraf için de siyasi, diplomatik, ekonomik, kültürel sonuçlar doğuracak. Büyük bir ihtimal, ticari ilişkilerde ve turizmde sonuçları görülecek. Hollanda’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların durumunu ise kimse düşünmüyor.