23 Kasım 2016

Kıbrıs düğümü Ankara’da çözülebilir

İlk randevu 4 Aralık’ta Ankara’da…

Kıbrıs’ta, taraflar arasında 2004’te gerçekleşen ve Annan planı ve referandumlarla devam eden süreçten sonra, ilk kez ‘Bu iş olabilir’ seviyesine gelindi. İsviçre’nin Mont Pelerin bölgesinde gerçekleşen iki aşamalı görüşme, çözüme en yakın süreç olarak ortaya çıkmıştı.

Ancak bu görüşmeden 5’li zirvenin yapılması ve tarihi ile ilgili bir karar alınamadı. Sonuçsuz kaldı. Ancak hiçbir şey bitmedi. Resmi olarak açıklanmasa da büyük bir ihtimalle 4 Aralık’ta Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras Ankara’ya gelecek. Erdoğan’la gündemi ‘Kıbrıs’ olan bir görüşme yapacak. İsviçre’de atılan düğüm, Ankara’da çözülebilir.

Gelin görüşmelerin geri planını ve bundan sonrasını konuşalım. Neden bir karar alınamadı ve bu görüşmenin arka planında neler oldu?

 

Yunanistan faktörü

 

Birkaç nedeni var. Biri, Kıbrıs Rum Kesimi’nden daha çok Yunanistan’ın ‘Garantörlük’ sisteminin tamamen ortadan kalktığının teyidini aldıktan sonra böyle bir toplantıya katılabileceğini söylemesi…

Bir diğeri de harita konusunda karara varıldıktan sonra 5’li zirvenin gerçekleşmesi…

Bir başka neden, Kıbrıs Rum Kesimi’nin tam konuları konuşup karara bağladıktan sonra ‘Dönüşümlü Başkanlık’ konusunun ele alınmasında ısrarcı olması…

Bu durum dayatmalar, tabii Türk tarafının ‘Müzakere’ yeteneğini ortadan kaldırdı.

 

Güzelyurt ısrarı

 

Bir başkası ise, Türk tarafının harita görüşmelerinde ‘Omorfo’yu, yani Güzelyurt’u tamamen müzakere dışında tutması. Yani bu bölgeyi Rumlara verilecek toprak dışında tutmuş olması.

Bunda acaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir etkisi oldu mu?

Hatırlayınız… İki hafta önce İstanbul’da gerçekleşen Fuara katılmış olan KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmüştü. Daha sonra bu görüşmeyi aktarırken,  Erdoğan’ın kendisine “2008’de Güzelyurt’a gittim ve burası asla Rumlara verilemez dedim. Bu görüşümüzde bir değişiklik yok” dediğini söylemişti.

Erdoğan belli ki Güzelyurt’un harita dışında tutulmasını istedi.

Halbuki, Federal bir yapıyla yönetilen Belçika’da başkent Brüksel’in statüsünün benzeri Güzelyurt’a verilebilir. Her iki halk böylelikle kendi kentlerinde yaşayabilirler.

 

Keşkeler

 

İlk kez iki lider kendi toprakları hakkında fikir beyan ettiler. Çünkü bugüne kadar hep yabancılar harita üzerinde çizim yapıp, iki liderin önüne koydu. Keşke sonuç alınabilseydi.  

Ve yine keşke Mont Pelerin’de ki görüşmeler sırasında, Türkiye ve Yunanistan’dan iki etkili kişi -doğrudan müzakerelere katılmasa da- bir başka oda ve masada bir araya gelseydi.  Ve bir şekilde bu görüşmelerin seyrini değiştirebilecek yerinde müdahaleleri yapabilselerdi. Yani aynı mekânda ama farklı masalarda konu ele alınabilseydi. Ama olmadı. Türk tarafı buna sıcak baktı. Ama Yunanistan istemedi. Böyle bir ortam oluşabilseydi, belki garantiler ve dönüşümlü başkanlık konularında ilerleme kaydedilirdi. Zaman kaybı olmazdı, İsviçre’den eli boş dönülmezdi.  

Sonuçta İsviçre görüşmeleri, tarafları ‘5’li Konferansa’ taşımadı.

 

Ne olacak?

 

Peki bundan sonra ne olabilir?

Çözüm olanakları zorlaşıyor. 2016 doğal takvimdi. Henüz bitmedi ama zaman daralıyor.

Bundan sonra ki en önemli gelişme, Erdoğan ve Çipras’ın buluşması olacak. Aralık başında bir araya gelmeleri bekleniyor. Bazı konuları zaten 18 Kasım’da gerçekleşen telefon görüşmelerinde konuşmuşlardı. İki liderin buluşması, İsviçre’de tıkanan görüşmeleri yeniden canlandırabilir.

Şimdi taraflara uluslararası baskının da artacağını düşünmek yanlış olmaz. Belki bir ‘Uluslararası Toplantı’ yapılması bile olasılık dahilinde…

Kıbrıs’ta hiçbir şey bitmedi. Çünkü mevcut durum, iki tarafın da lehine değil.

İlk randevu 4 Aralık’ta Ankara’da… 

Yazarın Diğer Yazıları

Altılı masa ve sarsıntılar

Altılı Masa'nın şunu unutmaması gerekiyor: Bu halk masadan kalkan, zayıf karnından vurulan, masaya tekme atan, iktidarın oyununa gelen, sarsıntılara karşı dayanamayıp sallanan ya da yıkılanı hiç ama hiç unutmayacak

Avrupa-Türkiye karşılaştırması ve terazinin kefesi

Bu ülkede yaşayan gençlerin yüzde 80’inin Avrupa’da yaşamak istemesinin nedeni, Türkiye’de yaşanan bolluğu bırakıp, orada kıtlık içerisinde bir dünya kurmak mı? Sorun bakalım bu insanlara, ‘Terazinin kefesi hangi yönde ağır basıyor?’…

İsrail ile normalleşme süreci

Orta Doğu'da şekillenmekte olan yeni dengeler Türkiye'nin normalleşme çabalarına çok uygun bir zemin sunuyor

"
"