Geçtiğimiz gün Polonya'nın başkenti Varşova'nın ünlü 'Kale Meydanı', AB yanlısı protestocuların akınına uğradı. 'Kalıyoruz' pankartı taşıyan eylemciler, Polonya'nın Avrupa Birliği'nden çıkmasına yönelik gelişmeleri protesto etti.
Polonya'nın Muhalefet Lideri Donald Tusk, iktidarın Polonya'nın AB üyeliğinden ayrılması yolunda adımlar attığını, Polonyalıların bu gelişmeye karşı çıkması gerektiğini söylüyordu. Bu gelişmeye yol açan bir mahkeme kararını eleştiren Tusk, mahkemenin hükûmetin emriyle hareket ettiği suçlamasını yaptı.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması, yani 'Brexit' sonrası Polonya'da da benzer gelişmeler olabileceği, Polonya'nın AB'den kopan ikinci ülkenin olabileceği ve bu kez 'Polexit' yaşanabileceği söyleniyor.
Neden Polexit?
Polonya Anayasa Mahkemesi kısa bir süre önce Avrupa Birliği yasalarının Polonya Anayasası’yla çeliştiğini yorumlayan bir karar aldı. AB üyesi ülkeler tarafından imzalanan uluslararası AB anlaşmalarının, Polonya Anayasası’na aykırı olduğuna hükmetti. 14 yargıçtan 2'si karara karşı çıktı, ancak mahkeme çoğunluğun kararıyla, Polonya ve AB arasındaki gerginliğe yol açacak bu yasayı kabul etti. Kararı Polonya Dışişleri Bakanlığı da destekledi.
Varşova ile Brüksel arasında bir süreden beri gerginlik yaşanıyor. Daha önce kürtaj yasağı, LGBTİ+'lara yönelik kararlar, mülteci kabulü gibi konularda karşı karşıya gelen taraflar bir takım yargı kararlarında da zıtlaştılar. Polonya'nın Yargıtay kararlarına itiraz haklarının bazı kurumlarla sınırlandırması, yargıçların zorunlu emeklilik yaşının 65 olarak belirlenmesi, Ulusal Yargı Konseyi üyelerinin atama usullerinin değiştirilmesini öngören yargı reformu da Brüksel'in ses tonunu yükseltmesine neden olmuştu.
Polonya Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son karar ise, bardağı taşıran son damla oldu. Almanya ve Fransa, Polonya'ya sert bir mesaj göndererek, AB üyeliğinin ortak değerlere ve kurallara 'koşulsuz' olarak bağlılıkla mümkün olduğu uyarısını yaptılar. Polonya'yı 'sorumluluğa' davet ettiler. AB'nin icraat mercii olan komisyonun başkanı Ursula von der Leyen ise, kararın ardından 'derin endişe duyduğu' açıklamasını yaptı. Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri ise, AB fonlarından en çok yararlanan ülke konumundaki Polonya'ya yönelik finans desteğinin durdurulması çağrısı yaptılar.
'Polexit' ihtimalinden endişe duyan ülkeler art arda açıklama yaparken, bir başka AB ülkesi Macaristan'dan Polonya'ya tam destek geldi. Bu destek endişeleri daha da artırdı. Macaristan lideri Başbakanı Viktor Orbán, Polonya mahkemesinin kararını memnuniyetle karşılayan bir ilke kararı imzaladı. Kararda AB kurumları üye ülkelerin egemenliğine saygı duymaya çağrıldı ve AB hukukunun yalnızca AB'nin yetkin olduğu alanlarda uygulanması gerektiği, bunun çerçevesinin de AB'nin kuruluş anlaşmalarında olduğu belirtildi. Macaristan'ın bu sert çıkışı, Polonya'nın yalnız olmadığını, bir 'Polexit' ihtimali halinde Macaristan'ın da bu süreçte Polonya'yı yalnız bırakmayacağı yorumları yapıldı.
Polonya AB'den kopar mı?
İktidar partisinin lideri Jarosław Kaczyński söylemlerinde sıkça 'Polonya'nın egemen bir ülke olduğu' vurgusunu yapıyor. Polonya'nın geleceğinin AB içinde olduğunu da belirtmesine rağmen, özellikle 'insan hakları' konusunda AB'nin sert eleştirilerine maruz kalması, gerginliğin artmasına neden oluyor. Muhalefet lideri Donald Tusk ise, Kaczyński'nin Polonya'yı Avrupa'dan koparmaya kararlı olduğunu belirterek, sessiz kalınmaması gerektiğini söylüyor.
AB Komisyonu, Polonya için 24 milyar Euro hibe ve 12 milyar Euro kredi öngören pandemi yardımını, Polonya Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan dava sebebiyle onaylamamıştı. Polonya ve Macaristan, AB Komsiyonu'nun bu tavrına karşı çıkarak, AB Adalet Divanı'na başvurdular ve AB'nin hukukun üstünlüğünü ihlal ettiği şikâyetini yaptılar.
Polexit ihtimalinin konuşulmasına rağmen, yapılan kamuoyu yoklamaları, Polonya halkının çoğunluğunun AB içinde kalınmasından yana görüş belirttiğini gösteriyor. Yapılan bir araştırma, Polonya halkının yüzde 64,5'inin, herhangi bir referandum olması halinde AB'de kalmak için oy vereceğini gösteriyor. Avrupa Birliği, Polonya üzerinde baskı oluşturabilecek önemli bir mekanizmayı, Macaristan engeli nedeniyle çalıştıramıyor. Polonya'nın AB içinde oy hakkını elinden alacak olan karar, ancak AB içinde 'oy birliği' ile alınabiliyor. Macaristan'ın tavrı, bu yöntemin uygulanabilmesine engel teşkil ediyor.
AB buna rağmen, Polonya'ya karşı 'para' kozunu kullanıyor. AB'nin kriterlerine tam olarak uymamakta ısrar eden Polonya'ya bazı mali yardımlar kesildi. 'Nitelikli Çoğunlukla' alınan karara, AB'den yılda 18 milyar Euro yardım alan Polonya'ya bu destek verilmedi.
AB uzmanları, Polexit niyetinde olan iktidarın, bu destekten mahrum kalınmasına fazla direnemeyeği yorumu yapıyorlar ancak Polexit ihtimalini de gözardı etmiyorlar.