03 Ocak 2019

2019'da dış politika…

Radikal cihatçı teröre karşı mücadele, tamamen Türkiye’ye devredildi

Biz gazeteciler yılın sonunda şöyle arkamıza yaslanıp, geçmiş yılın analizi ve gelen yılın olası getirecekleri ve götürecekleri üzerine kafa patlatırız. Bu ‘arkaya yaslanış’sonrası, özellikle ilgi alanım olan dış politikada aklıma gelenleri sizinle paylaşayım istedim.

Önümüzdeki ‘Diplomasi Takvimi’ne baktığımda Türkiye’yi yoğun bir diplomasi trafiği beklediğini görüyorum.

Hemen bu ayın ilk haftasında, ilk üst düzey ziyaret Irak’tan geliyor... Irak'ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Behram Salih’le iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği, gümrük noktalarındaki kontrollerin ticarete etkisi, THY’nin Süleymaniye'ye sefer başlatması vs. konuşulacak.

Daha sonra Pakistan Başbakanı İmran Han Ankara'da olacak. Aynı tarihlerde ABD'li savcı ve yetkililerden oluşan heyet  Ankara'da olacak. Heyetin gündeminde ABD'deki FETÖ varlığı, Fethullah Gülen'in iadesi ya da sınır dışı edilmesi konuları yer alıyor. Türkiye'nin iade için ABD'ye verdiği 84 kişilik FETÖ listesi de ele alınacak. Ayın 8’inde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Ankara'da olacak. ABD’nin Suriye’den çekilmesi sonrası bir güç boşluğu oluşmaması ve çekilmenin nasıl koordine edileceği masaya yatırılacak.

Brüksel ile de temasların arttığı bir ay Ocak ayı… AB  Müktesabatı’na uyum ve reform eylem grubunun çalışmaları kapsamında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün de bu ay içerisinde Brüksel'de temaslarda bulunması bekleniyor.

Bu yoğun trafik diğer aylarda da devam ediyor. Yani dış politika, yerel seçimler nedeniyle içerideki siyasi hareketliliğe rağmen kesilmiyor, tam tersi hızlanarak artıyor.

AB ile ilişkiler

Ancak AB ile ilişkilerde ciddi bir gelişme beklemek doğru olmaz. Vize konusu ve Gümrük Birliği’nin revize edilmesi konuları bence bu yılı da aşacak konular. Bu, AB’nin yıllık raporlarında altını çizdiği ‘demokratik adımların’ hâlâ gerçekleşmemesi, Terörle Mücadele Yasası’nın değiştirilmemesi, yargı bağımsızlığı vb. adımların atılmaması, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında henüz ilerleme olmamasından kaynaklanıyor.

Ama bunun yanı sıra, bu yıl Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak olan seçimler ve Avrupa Birliği Komisyonu'nda yeni yüzlerin göreve gelecek olması da, Türkiye-AB arasında radikal adımlar atılmasına en büyük engel.

AB’ye yakından bakacak olursak: Bir türlü ilerleyemeyen Brexit müzakereleri, ABD ile giderek artan ticari kavga, aşırı sağın yükselişi, AB ülkeleri Macaristan, Romanya ve Polonya’da demokrasi açısından endişe verici gelişmeler, AB’yi meşgul eden konular.

2019'un Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak.

Yapılan kamuoyu yoklamaları, Avrupa Parlamentosu'nda aşırı sağ milletvekillerinin sayısının ciddi olarak artacağını gösteriyor. Bu durum, AB’nin kendi içindeki reformlarını frenlemesine, Balkan ülkeleri ve Türkiye’ye yönelik açılımları durduracağı endişesine yol açıyor. Öyle görünüyor ki, Fransa'da Le Pen, İtalya'da Salvini ve Almanya'da Gauland gibi sağ popülist siyasetçiler etkilerini artıracak.

İngiltere’nin AB’den kopması, AB’nin dış politika ve güvenliğine ciddi bir zafiyet getirecek.

Rusya’nın giderek AB üzerinde bir tehdit oluşturması, Çin’le bir türlü baş edilemeyen teknolojik rekabet ve Afrika ile Orta Doğu’dan gelen göç dalgası, AB’nin 2019’da ki uğraşı olmaya devam edecek.

ABD ve Orta Doğu

ABD ve Ortadoğu ile ilişkilere bakacak olursak: ABD Başkanı Donald Trump’ın bir tweet ile “Erdoğan bana IŞİD’i tümüyle kazıma sözü verdi. O bunu yapacak bir adam. Hem zaten Suriye, Türkiye’nin kapı komşusu. Askerlerimiz evlerine dönüyor. Türkiye ile ticareti geliştireceğiz” duyurusu, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikasına yeni bir şekil verdi. Radikal cihatçı teröre karşı mücadele, tamamen Türkiye’ye devredildi. Türkiye diğer taraftan, PKK ve Suriye’deki kolu PYD-YPG ile de mücadelesini sürdürecek.

Türkiye’nin ABD ile 2019’da 2018’den kalan Rıza Zarrab davası, Halkbank soruşturması, Rusya’dan S-400 alımı, Rahip Andrew Brunson krizlerinin sonucu ve Fethullah Gülen’in iadesi gibi konuları çözümlemesi gerekiyor. F-35 savaş uçaklarının tesliminin ertelenmesi, IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlardan Türkiye’ye finansman sağlanmasının engellenmesi yönündeki karar tasarılarının ABD Kongresi’nde kabulü hâlâ hafızalarda.

Sorunlar ve sorular

Dış politikada ayrıca, Yunanistan, Kıbrıs, Mısır, Libya, İsrail ile Doğu Akdeniz’deki enerji sondajları, Ege Adaları gibi sorunlar ile Kudüs, Gazze, Filistin konuları da 2019’da Türkiye’yi ciddi olarak meşgul edecek konular.

Hareketli ve bir o kadar da önemli bir dönem olacak 2019…

Suriye’ye yönelik, Fırat'ın doğusuna düşünülen operasyon yapılacak mı, özellikle ABD'nin çekileceği bölgeler kimin kontrolüne geçecek? Göç dalgasında artış yaşanacak mı ve Suriye’de ki iç savaşın durdurulmasına yönelik diplomatik çabalar sonuç verecek mi?

2019’da yoğunlaşacağımız konular olacak.

Yazarın Diğer Yazıları

Altılı masa ve sarsıntılar

Altılı Masa'nın şunu unutmaması gerekiyor: Bu halk masadan kalkan, zayıf karnından vurulan, masaya tekme atan, iktidarın oyununa gelen, sarsıntılara karşı dayanamayıp sallanan ya da yıkılanı hiç ama hiç unutmayacak

Avrupa-Türkiye karşılaştırması ve terazinin kefesi

Bu ülkede yaşayan gençlerin yüzde 80’inin Avrupa’da yaşamak istemesinin nedeni, Türkiye’de yaşanan bolluğu bırakıp, orada kıtlık içerisinde bir dünya kurmak mı? Sorun bakalım bu insanlara, ‘Terazinin kefesi hangi yönde ağır basıyor?’…

İsrail ile normalleşme süreci

Orta Doğu'da şekillenmekte olan yeni dengeler Türkiye'nin normalleşme çabalarına çok uygun bir zemin sunuyor