02 Kasım 2019

TBMM’nin üstünde, sen kimsin ya?..

RTÜK kendisini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesinin üstünde görüyor!.. Meclis’in iradesini hiçe sayıyor!..

“RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin aynı zamanda TÜRKSAT ve Basın İlan Kurumu yönetiminde çalışıyor, bu yasaya aykırıdır”.

Bu gerçeği ortaya çıkartan RTÜK’te CHP kontenjanından seçilen Faruk Bildirici. Vay, sen misin bunu söyleyen, Başkan Şahin ve RTÜK’teki diğer “şahinler” acele harekete geçiyor ve bir oylama ile Bildirici’nin RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) üyeliğini düşürüyor.

Düşürme oylamasından önce RTÜK’te “kendi pişir kendi ye” komedisi oynanıyor. Bildirici’nin gerçeğe dayalı bu açıklaması RTÜK toplantısına geliyor. Orada yapılan oylamada, “Başkanın bir başka kurumda görev almasında sakınca görülmüyor!..”

RTÜK’te çoğunluk nasıl olsa, AKP + MHP ortaklığında. Onların oylarıyla “sakınca yoktur” kararının alınması normal.  

O karara dayanarak, Başkan Şahin hızını alamıyor, sıra Bildirici’nin üyeliğinin düşürülmesi girişimine geliyor.

İlk ihlal burada

Konu RTÜK’te tartışılıyor, oylamaya geçileceği sırada, Bildirici toplantıdan çıkartılıyor. Doğru, çünkü konu kendisiyle ilgili.

Ama, eğri olan şu.

“Kendisi konu olduğu için, Başkan Şahin’in de o oylamada bulunmaması ve onun da toplantıyı terk etmesi gerekirken, oylamaya katılıyor, üstelik oy bile kullanıyor”.

Şahin “ben tarafım” diyerek, toplantıya katılmaya devam ediyor. Tam da, bu!.. Bildirici gibi, sen de “taraf” olduğun için o oylamaya katılamazsın!..

Hukukta “şekil şartı” denilen kuralın açık ihlali. Bildirici nasıl katılmıyorsa, sen de katılamazsın!..

Oylama sonucu Bildirici’nin üyeliği düşürülüyor. Oylama, daha ilk adımda şekil şartı ihlali ile geçersiz!.. Daha ilk adımda hukuk ihlali söz konusu.

Akman kaldı

Üyeliğin düşürülmesi RTÜK tarihinde bir ilk, yirmi beş yıldır böyle bir uygulama yok.

Üyelik ve başkanlıkla ilgili en büyük tartışma Zahit Akman’ın RTÜK Başkanlığı sırasında yaşanıyor. Akman “Deniz Feneri” davasındaki yolsuzluk iddiaları üzerine Almanya’da mahkûm ediliyor.

Konu Türkiye’ye sıçrıyor. Almanya’da hüküm giymesine rağmen, uzun tartışmalar sonucu, yine de RTÜK Başkanlığı düşürülmüyor.

Oysa, açıkça mahkûm olmuş biri.

RTÜK üyeliği

RTÜK üyeliği TBMM’de temsil edilen siyasal partilerin oranları doğrultusunda gerçekleşiyor. Meclis’te AKP + MHP ortaklığı çoğunluğu RTÜK’teki çoğunluğa da yansıyor.

Hangi partiden olursa olsun, RTÜK üyeleri partilerin kendi kontenjanları çerçevesinde ve önerileri doğrultusunda, TBMM tarafından seçiliyor.

Herhangi bir partinin önerdiği isim, Meclis Genel Kurulu’nda oylanarak, kabul ediliyor.

Asıl ihlal burada

Anayasa... İdare Hukuku... Ve ilgili diğer yasalar çerçevesinde kesin bir kural var:

“Herhangi bir işlem, bu bir karar olabilir, bir seçim olabilir, bir uygulama olabilir, nasıl gerçekleşmiş ise, ondan geri dönüş de, yine aynı yöntemle mümkün olabilir”.

Buradaki pratiği şu:

“Meclis seçmiş ise, görevden ancak Meclis alabilir”.

Bu kadar açık ve basit.

İdare Hukuku’nun özü bu.

RTÜK kararının özü ise şu:

“RTÜK kendisini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesinin üstünde görüyor!.. Meclis’in iradesini hiçe sayıyor!.. Meclis’in anayasal iradesini kendisi kullanıyor!..”.

Milli irade gaspı

Sen kimsin ya?.. Kendini ulusal iradenin üstünde gören sen, kimsin?..

Bu açıkça ulusal irade gaspı, yetki gaspının ta kendisi.

Sen bu cesareti kimden alıyorsun?.. Kime güvenerek, ulusal irade gaspına cüret edebiliyorsun?..

Buna sadece CHP değil, gerçekte bütün partilerin itiraz etmesi gerek. Çünkü, karar onların da iradesini hiçe sayıyor. Burada parti ayrımı ya da “particilik” anlamsız.

RTÜK aldığı kararı Meclis’e bildiriyor.

Şentop sınavda

Şimdi TBMM Başkanı Mustafa Şentop bakalım, kendi görevine ve ettiği yemine ne ölçüde sadık kalacak, göreceğiz. Başkanlık ettiği Meclis’in iradesini koruyacak mı, göreceğiz.

Çünkü, ilk adım ondan gelecek.

RTÜK üyeliğin düşürüldüğünü Meclis’e ilettiği anda, Şentop’un o talihsiz ve hukuka aykırı kararı, genel kurula indirmeden, siyasi partilere sormaya gerek bile duymadan, RTÜK’e derhal iade etmesi gerekiyor. “Geçersizdir” diyerek.

Şentop Başkanı olduğu Meclis’in iradesine sahip çıkacak mı?.. O iradeyi koruma cesaretini gösterebilecek mi?..

Yok hayır gösteremez ise, karar genel kurula iner, CHP orada Bildirici’yi yeniden seçer.

Ülkenin şu geldiği yere bakın!.. Nerede ve hangi alanda olursa olsun, hukuksuzluk almış başını gidiyor.

Olağanüstü sorunların yaşandığı dönemde, hele de dış politikada ve ekonomide, ülkenin uğraştığı şu ibretlik olaylara bakın!..

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"