Yaklaşık on gündür "Kıbrıs bağlantılı bir müjde hayaleti" dolaşıyor ülkede. Yandaş medya, benzer durumlarda olduğu gibi, aldığı "talimata" uygun ya da "talimat almadan bile" otomatiğe bağlanmış refleksle o "hayaleti" her gün sayfalarına ve TV programlarına taşıyor:
"-Erdoğan Kıbrıs'ta müjdeyi açıklayacak.
-Erdoğan Kıbrıs'ta müjde verecek.
-Erdoğan'dan Kıbrıs'a müjde", vs.
Kendisi geçen cuma günü namaz çıkışında "müjde vereceğini" açıklıyor. Ve sonra tantana başlıyor:
"Ver müjde, al müjde... Gel müjde, git müjde... İlle de, müjde".
Bu arada, yandaşlar için bu fırsat kaçmaz, TV programlarında "müjdeye" ilişkin birbirinden muhteşem tahminler karşısında, insan heyecandan tir tir titriyor.
Ve o müjde
"-Acaba bizden başka bir ülke daha KKTC'yi mi tanıyacak?..
-İki devlet bir millet, kardeşimiz Azerbaycan mı o ülke, yoksa tarihsel bağlarımızın çok güçlü olduğu Pakistan mı?.."
Bütün ülke, işini gücünü bırakmış, "o müjdeye kilitlenmişken", Erdoğan Kıbrıs'ta bombayı patlatıyor, o tahminler çöküyor:
"Külliye ile ilgili proje çalışmaları bitti. İnşasına da, yakında başlıyoruz. Bir de, millet bahçesini yapalım. Devlet olmanın ifadesi budur. Bu projeyi hayata geçirmek suretiyle nasıl bir Kıbrıs Türklerine ait devlet varmış, birilerinin bunu görmesi lazım".
Böylelikle tarihte bir ilk gerçekleşiyor.
"Cumhurbaşkanlığı binası yaparak, devlet olmak... Devlet olduğunu kanıtlamak için Cumhurbaşkanlığı binası yapmak!.."
Biz bize, bu "müjdenin" sevincini çıkarmaya daha zaman bulamadan, elin gavuru, pişmiş aşa yine su katıyor.
Azerbaycan demişken
Bu arada, her fırsatta "tek millet, iki devlet" canımız ciğerimiz, "Azerbaycan..."
Azerbaycan KKTC'yi bir türlü neden tanımıyor?..
Yoksa...
Tanımak istiyor da, pek çok olayı paylaştığı "Putin mi izin vermiyor?.."
İnsanın aklına takılıyor işte.
Maraş
Erdoğan'ın genel tavrı, politikası ve bu sefer "Kıbrıs'ta Maraş bölgesi" için söylediği sözler, AB, Amerika ve çeşitli ülkelerde tepkiyle karşılanıyor.
Erdoğan:
"Maraş'ta hayat yeniden başlayacaktır. Mülkiyet hakkına riayet edilerek, yürütülen bu çalışmalar Maraş'ta herkesin yararına olacak, yeni bir dönemin kapıları açılacaktır".
AB hiç sektirmiyor:
"Kıbrıs'a bu ziyaret Ankara - Avrupa Birliği ilişkilerini germemeli. Erdoğan iki devletli çözümden söz ediyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz".
Maraş asıl Amerika'yı sinirlendiriyor:
"Maraş'ın belli kısımlarının kontrolünü KıbrısTürklerine devretme çabaları kışkırtıcıdır ve kabul edilemez. Biz Kıbrıs'ın iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon olarak birleşmesini destekliyoruz".
Erdoğan'ın politikasının tam tersi!..
Başkan Biden ve Kıbrıs
Başkan Obama da, iki toplumlu federasyonu savunurken, onun döneminde Kıbrıs'ta en faal kişi kim?..
Bildiniz...
"Bugünkü Başkan Joe Biden.
Biden daha o zamanlardan Rum ve Yunan tezlerini destekliyor".
Doğu Akdeniz'de ise, Türkiye iki yıldır yalnız. O kadar ki, Ankara bizim arama gemimizi çaktırmadan "onarım ve bakım" gerekçesiyle, Antalya limanına çekmek zorunda kalıyor.
Çözüme bak: Bina
Kıbrıs konusunda Batı'ya bak, adamlar taş gibi, yerinden oynamıyor, Kuzey'e bak, "dostum Putin'de" en küçük bir mimik yok, buz gibi bir yüz ifadesi, "gardaş Azerbaycan" sus pus, Güney'de Mısır'dan başla, Arap ülkeleri oralı bile değil.
Eh, bu durumda Kıbrıs'ın devlet olduğunu kanıtlamak için ne yapmak gerek?..
"Külliye... Kıbrıs'a Cumhurbaşkanlığı Sarayı..."
Bina bitsin, bak sen o zaman gör!.. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Erdoğan ne söylemişti:
"Sen yetkiyi ver, bak o zaman, faiz, enflasyon nasıl halledilirmiş gör".
Onu gördük!.. Enflasyon malum, faizin dünyada en yüksek olduğu yedi ülkeden biri Türkiye!..
"Şimdi de, bina bitsin, bak sen o zaman ülkeler KKTC'yi tanımak için nasıl sıraya girecek, gör!.."
Ne de olsa, "yapılacak bina devlet olmanın ifadesi!.."
14 milyon lira
Merak bu ya...
Kıbrıs'ta Külliye'yi acaba hangi şirket inşa edecek?.. Yabancıya gitmesin, mutlaka "bizden" biridir.
Maliyeti ne olacak?..
"Cumhuriyet'teki" habere göre, "14 milyon lira".
Bu para kimden çıkıyor?.. Senin, benim cebimden. Sana, bana sordular mı, bu parayı oraya harcama kararı verirken?..
Bir başka keyfi uygulama ile 14 milyon lira daha uçup gidiyor.
"Olağanüstü müjde" varken, insan işte yine de, bunlara takılıyor.