"- Halk yönetime el koydu...
- Milletin darbesi...
- Demokrasinin zaferi...
- Referandumun galibi demokrasi..."
Yandaşların çaldıkları bu davulları 2010 Referandumu Anayasa değişikliği sonrasında, Tayyip Erdoğan, o sırada Başbakan, attığı nutuklarla destekliyor:
"Ne mutlu ki, demokrasinin, adaletin çatısını el birliği ile yükselttik. Türk halkı artık ileri demokrasilerin sahibi olduğu haklara sahiptir. Karşılaştığınız bir haksızlığı, gittiğiniz mahkeme düzeltmiyorsa, yolunuz artık açıktır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkınız vardır artık, ileri demokrasilerde olduğu gibi."
2010 Anayasa Referandumu Türk Hukukuna bir değişiklik getiriyor, yeni bir adım atılarak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınıyor.
Senin imzanla destek
Elde edilebilecek hakkın kutsallığını korumak üzere Anayasa’da ve Anayasa Mahkemesi’nin kendi yasasında da, değişikliklere gidiliyor.
Anayasa madde 53.:
"- Anayasa Mahkemesi kararları kesindir.
- Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
Anayasa’nın bu açık maddelerine ek olarak, Anayasa Mahkemesi Yargılama Esaslarına İlişkin Yasaya da, 2011 yılında, Erdoğan o sırada Başbakan, destek maddeleri ekleniyor.
"- Hak ihlali bir mahkeme tarafından verilmiş ise, ihlali ve sonuçları ortadan kaldırmak için dosya yeniden yargılanmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.
- İlgili mahkeme yeniden yargılamakla yükümlüdür."
2011 yılında kabul edilen bu yasa önerisinin altında yine Tayyip Erdoğan’ın imzası var!..
"Hukuk devleti ve ileri demokrasi" adına atıyor bu imzaları!...
Sen de başvurdun
2014 Nisan...
Sosyal medyada kendisine ve ailesine karşı yapılan hak ihlallerinin kaldırılmasına yönelik mahkeme kararlarının uyulmaması üzerine Erdoğan "bireysel başvuru hakkını" kullanıyor, Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor.
Binlerce Türk yurttaşı gibi, Erdoğan da Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların mutlak surette uygulanması hakkından yararlanmak istiyor.
Enis Berberoğlu gibi.
Ne var ki, Berberoğlu kararını yerel mahkeme uygulamıyor, Anayasa’ya aykırı olarak, Anayasa Mahkemesi Usul Yasası’na aykırı olarak.
Şimdi söylediğine bak
"Hukuk devleti" paramparça!.. "Keyfilik" ve "kaos!.." Anayasa ve yasaları yok sayarsak, toplum nasıl bir düzende yaşayabilir?..
Yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararına uymakta direnmesi, o kararı görmezden gelmesi Erdoğan’a soruluyor. Erdoğan lafı dolandırıyor:
"O yargının kendi içinde sürdürdüğü bir karardır. Geçmişte de, bunun örneği Şahin Alpay ile ilgili vardı. Yerel mahkeme böyle bir adım atmıştı, demek ki, atabiliyor böyle bir adımı, yerel mahkeme atabileceği adımı atmıştır."
Gerçi ilk değil, Erdoğan yine kendisiyle çelişiyor, kendi attığı imzaları inkar ediyor. Bu değerlendirme şu anlama geliyor:
"Yerel mahkeme Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyması gerekir", demesi gerekirken, yapılan hukuksuzluğu laf kalabalığı ile onaylamış oluyor.
Kaldı ki, Şahin Alpay davasında:
- Anayasa Mahkemesi ihlal kararı veriyor, yerel mahkeme önce uymuyor.
- Anayasa Mahkemesi ikinci kez ihlal kararı veriyor, yerel mahkeme bu kez uymak zorunda kalıyor ve Şahin Alpay tahliye ediliyor.
"Kabile devleti" diyorsun ya
Muhalefetin erken seçim istemesini kastederek, Erdoğan "bunlar kabile devletinin işidir" diye bir tespitte bulunuyor.
Erken seçim ayrı...
"Asıl bu hukuk dışı tutumlar, Anayasa’nın ve yasaların açık ve net biçimde çiğnenmesi ‘kabile devleti’ ile eş anlamlı."
Erken seçime gelince... Diyor ya:
"Çıkıyorlar, erken seçim... Ne erken seçimi ya?.. Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında bir seçime gidilir?.. Bunlar kabile devletlerinin yaptığı iştir. Gelişmiş ve gelişmekte olan bir ülkede böyle bir şey göremezsiniz. Türkiye artık eski Türkiye değil."
"Yeni Türkiye"
Tamam...
Madem "erken seçim istemek ve erken seçim yapmak kabile devleti işi..."
Kendisinin imzasıyla, kendisinin girişimiyle... Önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olarak...
"- 22 Temmuz 2007 seçimi bir erken seçimdir.
-1 Kasım 2015 seçimi yine bir erken seçimdir."
Ayrıca...
"Türkiye artık eski Türkiye değil" ya...
Doğru...
"Eski Türkiye" bir hukuk devleti, anayasal bir hukuk devleti.
Şimdiki ne?..
Kendi getirdiği Anayasa değişikliğine, kendi getirdiği yasalara uyulmuyorsa ve bunu onaylıyorsa...
"Yeni Türkiye’nin" ne olduğunu da, Erdoğan söylesin!..