06 Mayıs 2020

Salgında kontrol 13 - 14 Temmuz gibi

Mesele şimdi, örneğin pazartesi günü AVM’ler ve berberler açıldığında, oradaki korunma kuralları nasıl uygulanacak?.. İnsanlar o kurallara nasıl ve ne kadar uyacak?.. Çok ciddi bir prova!..

Kırılma günü 24 Nisan...

Kırılma ya da normalleşmeye doğru giden yolun başlangıcı...

Koronavirüs... Toplam vak’a içinde iyileşme oranı beş ülkede ele alındığında...

En iyi durumda Almanya yüzde 81.31. Sonra İspanya geliyor yüzde 61.07. Üçüncü Türkiye yüzde 53.40. Dördüncü İtalya yüzde 39.11. Beşinci Fransa yüzde 30.11.

Toplam vak’a içinde vefat oranı yine aynı beş ülke ele alındığında...

En düşük oran Türkiye’de yüzde 2.71. İkinci Almanya’da yüzde 4.21. Üçüncü İspanya’da yüzde 10.24. İtalya’da yüzde 13.72 ve Fransa’da yüzde 14.87.

Bu oranlara bakan Bilim Kurulu "belli bir iyileşmeyi" görmekle beraber, istisnasız hepsi her sefer "aman tedbiri elden bırakmayalım, aman acele etmeyelim" düşüncesinde.

Salgını kontrol alma yönünde "normalleşmeye" doğru yol alırken, Bilim Kurulu "normalleşmeyi en kritik süreç" olarak değerlendiriyor. Özellikle bayrama dikkat çekerek, "orada bir serbestleşme, rahatlama yolunda atılacak bir adım, aldığımız yolu tepe takla edebilir" kaygısını taşıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da aynı görüşte.

Worldometer

Çeşitli dillerde yayın yapan bir kuruluş var, "Worldometer", gerçek zamanlı dünya istatistiklerini yayınlıyor.

Şu anda dünya nüfusu ne kadar, bugün doğum ve ölüm sayıları, bugün dünyadaki eğitim ve sağlık harcamaları, bu yıl üretilen araba, bilgisayar, v.s. sayısı. Bu yıl basılan kitap sayısı, bu sayı örneğin dün itibariyle 919 milyon 940. Bugün dağıtılan gazete sayısı, bugün gönderilen e - posta sayısı, örneğin dün öğleden sonra 138 milyar 109 milyon 792 bin 343. Siteye girdiğinizde bu sayı saniye değil, salisenin yüzde birinden daha hızla artıyor. Tüketilen enerji, yok olan ormanlar.

Ve dünyadaki aç insan sayısı, bu sayı ne yazık ki, 842 milyon 774 bin 441.

"Bugün" derken, bu rakamlar 5 Mayıs (dün) sabahı saat 05.47 itibariyle.

Aynı sitede yine belirttiğim saat ve dakika itibariyle korona ile ilgili bilgiler yer alıyor, çeşitli ülkelerde ve bu arada Türkiye’de. Elde edilen anlık veriler çeşitli ülkeler itibariyle değerlendiriliyor.

Geldiğimiz yerin özeti

Worldometer’deki veriler ki, Sağlık Bakanlığı verilerinden hareketle, üzerinde istatistiki bir çalışma yapıldığında, Koronavirüs ile mücadelede durumumuz özetle şöyle:

Bizde ilk virüsün tespit edildiği 11 Mart’tan başlayarak 24 Nisan’a kadar sürekli yükselen bir eğilim, yani vak’a sayısı ve vefat sayısında sürekli artış var.

24 Nisan mücadelede iyileşme eğiliminin başlangıcı, bir anlamda virüsün kırılma günü.

24 Nisan’da günlük iyileşen hasta sayısı 3.246, günlük vak’a sayısı 3.122, iyileşenlerin sayısı vak’a sayısından çıkartıldığında, ilk kez olumlu bir rakama ulaşılıyor, artı 129. Yani, iyileşen hasta sayısı vak’a sayısını geride bırakıyor.

4 Mayıs’a gelindiğinde, arada hafif oynamalar olmakla beraber...

4 Mayıs’ta, önceki gün iyileşen hasta sayısı 5.015, günlük vak’a sayısı 1.614. Çıkartıldığında iyileşen hasta sayısı 3.401.

On günde 129’dan 3.401’e ulaşan iyileşen hasta sayısı.

Türkiye’yi yönetenler açısından bu rakam üzerinde duruluyor, ne gibi rahatlama yapılabilir, düşüncesiyle.

Vefat sayılarına gelince, yine karşılaştırmalı olarak...

24 Nisan’da günlük vefat sayısı 109, 4 Mayıs’ta 64.

Bu da, bir başka olumlu gelişme.

Türkiye’yi yönetenler açısından yine üzerinde durulan bir rakam, ne gibi rahatlamaya gidilebilir, düşüncesiyle.

Burada temel varsayım, özellikle koronaya bağlı vefat sayılarının doğru aktarılmakta oluşu.

İyimserliğin kaynağı

Bu sayılar mücadelede iyimserliğin kapılarını açıyor. Sayılar üzerinden yapılan hesaplamalarda...

Mevcut aktif vak’a sayısı 24 Nisan’dan 4 Mayıs’a kadar günde ortalama yüzde 3 azalıyor. Tedavi ve mücadele iyi gidiyor.

Türkiye’yi yönetenlerdeki iyimserliğin bir başka kaynağı bu oran.

Vak’a sayısı, iyileşen hasta sayısı, vefat sayıları üzerinden istatistiki bir hesap yapıldığında...

Alınan önlemleri asla ve kat’a ihmal etmeden, bunlara sürekli uymak ve bayram günlerinde sokağa çıkma yasağını sürdürmek koşulu ile:

Bugün 6 Mayıs... 68 gün sonra, yaklaşık 13 - 14 Temmuz tarihlerinde belli bir rahatlamaya ulaşmış olabiliyoruz. Salgının kontrol altına alındığı tarih.

"Tamam, salgın bitti değil" ama, kontrol altında.

Verilerin sayısal dili

Bilim Kurulu bu hesaplamaları yapıyor, buna göre tavsiyelerde bulunuyor.

4 Mayıs günü, önceki gün Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı bazı rahatlama kuralları bu verilerin ışığında alınıyor.

Mesele şimdi, örneğin pazartesi günü AVM’ler ve berberler açıldığında, oradaki korunma kuralları nasıl uygulanacak?.. İnsanlar o kurallara nasıl ve ne kadar uyacak?.. Çok ciddi bir prova!..

Erdoğan bu verileri "siyasi olarak" kullanıyor, "biz mücadelede iyiyiz" görüntüsü sergilemek için.

Ama ne yazık ki, bunu yaparken, hiç ilgisi olmadığı halde, yine muhalefete ağır bir dille çatmayı ihmal etmiyor. Diğer ülkelerde, kendi halkına korona ile ilgili açıklamaları yaparken, başkalarına ve muhalefete çatan, ağır üslup kullanan Erdoğan’ın dışında başka bir lider yok.

Oysa, bu mücadeleyi yürütenler Türkiye’yi yönetenler değil, gerçekten övünülecek tempo ve çalışkanlık ve müthiş özveri ile kendilerini insanlarımıza adayan sağlık ordumuz.

Biz ve dünya yüzyılda bir görülen böyle bir pandemi ile uğraşırken, böyle bir üslup acaba ne işe yarıyor?..    

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"