ABD Başkanı Obama Afrika’da, birkaç gün önce Afrika Birliği toplantısında bir konuşma yapıyor. Dudak ısırtan bir konuşma, Obama’ya kulak ver, gerisini merak etme sen.
Öyle bir konuşma ki, her satırında “bu Başkan kimi anlatıyor, kime sesleniyor” diye düşünmek mümkün. İstediğin yere çek, hemen geliyor.
Aslında öyle uzun da değil, yaklaşık beş dakika süren, sık sık alkışlarla kesilen konuşmanın tam metni şöyle:
“Size karşı dürüst olmak istiyorum. Şunu gerçekten anlamıyorum.
Ben ikinci dönemimdeyim. Amerikan Başkanı olarak hizmet etmek olağanüstü bir ayrıcalık. Bundan daha fazla gurur verici, ilgi çekici bir görev düşünemiyorum.
İşimi çok seviyorum. Ama, Anayasa’mıza göre, artık bir daha aday olamam.
Aslında iyi bir Başkan olduğumu düşünüyorum. Yeniden aday olsam, yine kazanabilirim. Ama, yapamam.
Amerika’yı ileri götürmek için tasarladığım daha çok şey var.
Ama, kanun kanundur.
Ve hiç kimse kanunların üstünde değildir.
Başkan bile olsa.
Sizinle dürüst olmak istiyorum. Başkanlıktan sonraki hayatımı dört gözle bekliyorum.
Çevremde çok geniş bir güvenlik ve koruma çemberi olmayacak. Bu da, rahatlıkla yürüyüş yapabileceğim anlamına geliyor.
Ailemle vakit geçirebilirim. Hizmet için başka yollar bulabilirim. Afrika’yı daha çok ziyaret edebilirim. Gelmek istediğim nokta şu.
İnsanlar neden daha fazla görevde kalmak ister, anlamıyorum.
Özellikle çok paraları olduğu halde.
Bir lider görevde kalmak istediği zaman, oyun sırasında, oyunun kurallarını değiştirmek isterse, bu istikrarsızlık ve kavga gibi riskleri beraberinde getirir. Burundi’de gördüğümüz gibi.
Ve bu genellikle çok tehlikeli bir yola giden ilk adım olur.
Bazı liderlerin, ‘ben bu milleti ayakta tutabilecek tek kişiyim’ dediklerini duyarsınız.
Eğer bu doğru ise, o lider kendi milletini inşa etmekte başarısız olmuş demektir.
Hiç kimse ömür boyu Başkan olmamalı.
Ülkeniz taze kan ve yeni fikirlerle daha iyi olacaktır.
Ben hala genç bir adamım. Ama, biliyorum ki, taze bir enerji, yeni anlayışlara sahip olan biri, ülkem için daha iyi olacaktır.
Bazı örneklere bakarsak, bu sizin için de, iyi olacaktır”.
Obama’nın bu konuşmasını canlı olarak dinlediğimde, konuşmayı Afrika Birliği toplantısında birebir dinleyen herkes gibi, ben de yerimden fırladım ve yürekten alkışladım.
Obama Batı uygarlığının katıksız bir temsilcisi. Batı felsefesini, ahlakını, hukukunu içine tam olarak sindirmiş biri. Söylediği sözler biraz deneyimlere dayanıyor olsa da, asıl Batı’nın ahlakı, ilkeleri ve özellikle de Batı’nın hukuk yapısını anlatıyor.
Bu sözleri dinleyince ya da okuyunca, bazı ülkelerin neden gelişmiş, uygar, refah toplumu olduğunu, tersine, bazılarının da yıllar ve yıllar boyu neden bin türlü sorun içinde debelenip durduğunu daha iyi anlamak mümkün.
Bir yanda bıktırıcı kısır döngüler, kifayetsiz muhterisler, günlük küçük hesaplar, çıkar oyunları, yalanlar, diğer yanda kendine güvenen liderler öncülüğünde, evrensel hukuk ilkeleri ile özdeş toplumlar.
Obama’ya kulak ver, yeter ki anla. Ve bir yurttaş olarak gereğini yerine getir, eğer kendini ömür boyu Başkan ilan etmek isteyen, kendini yasaların üstünde gören, oyun sırasında, oyunun kurallarını değiştirmek isteyenler varsa.