22 Ekim 2020, bundan yaklaşık altı ay önce...
AKP bir yasa önerisi getiriyor o tarihte.
"Yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi oranının yüzde 15'e düşürülmesi için Cumhurbaşkanına yetki veriliyor."
O yetkiye rağmen, Kurumlar Vergisi yüzde 20'de kalıyor.
Aradan altı ay geçiyor. Önceki gün yine AKP, yine Kurumlar Vergisi ile ilgili Meclis'ten yeni bir yasa geçiriyor. Ve bu kez:
"Yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi oranı 2021 yılı için yüzde 25'e, 2022 yılı için yüzde 23'e yükseltiliyor."
Altı ayda ne değişiyor?..
Altı ay önce neden yüzde 15'e düşürülmek isteniyor, altı ay sonra neden yüzde 25'e yükseltiliyor?..
"Bunun adı da, ülke yönetmek oluyor!.."
Daha önce pek çok kez gördüğümüz, "yap - boz" serisinin, daha doğrusu ne yaptığın bilmemenin yeni bir halkası.
Harca harca bitmez
AKP belli sektörlerde çalışan ve ücretsiz izne ayrılanları da düşünüyor!.. Aynı yasaya göre:
"Yiyecek ve içecek sektöründe, spor, eğlence, eğitim kursları, yüzme kulüpleri, düğün salonları, güzellik merkezleri, hamam ve saunalarda 2021 yılı mart ayında hizmet akdi bulunan ve ücretsiz izne ayrılan çalışanlardan,
- Nakdi ücret desteğinden faydalanmayanlara,
- 2021 nisan ve mayıs aylarında ücretsiz izne ayrıldıkları dönem için günlük 50 lira ödeme yapılması öngörülüyor."
Günde 50 lira, nisan ve mayıs ayları için, ücretsiz izne ayrılanlara ayda 1.500 lira.
Asgari ücretin hemen hemen yarısı kadar!..
Yarın, öbür gün birisi çıkar, anlı şanlı nutuklarla "ücretsiz izne ayrılan kardeşlerimizi düşündük" der!..
Düşünüyorlar, iki ay için günde 50, ayda 1.500 lira.
Daha enteresan bir rakam var.
"O günlük 50 lira var ya... O önceden 47 lira, şimdi üç lira zam yapılıyor, üç lira!..."
AKP hükümeti zor durumda kalanları düşünüyor!..
Açlık sınırı altında
Günde 50 lira, zam üç lira!..
Bir aile dört kişi ise...
O dört kişilik ailede, her bir kişiye günde 12.5 lira düşüyor.
Her türlü zorunlu harcamayı bir yana bırakın, sadece gıdaya bakın...
"Bir kişiye bir öğünde 3 lira 12 kuruş düşüyor, ancak bir çay ve simit parası."
AKP o insanlara yardım elini uzatıyor!..
Yardım ettiğine gerçekten inanıyor mu?..
"Açlık sınırı bugün Türkiye'de 2.750 lira, verilecek olan para 1.500 lira.
O para, açlık sınırının altında, neredeyse yarısı kadar."
Sermayenin hükümeti
Bu paranın hangi kaynaktan ödenmesi söz konusu?..
"İşsizlik Fonu'ndan."
O fonun dikkate değer bir macerası var.
O fon vaktiyle neden kuruluyor?..
İşsiz kalan işçilerin işsiz kaldıkları süre içinde desteklenmeleri amacıyla kuruluyor, tekrar etmekte ve altını çizmekte yarar var:
"İşsiz kalan işçilerin desteklenmesi amacıyla kuruluyor."
AKP o fonu gerçekten işsiz kalan işçilerin desteklenmesi için mi kullanıyor?..
O kadar iyimser olmaya gerek yok.
"İşsizlik Fonundan işsiz kalan işçilere verilen destek 6.5 milyar lira.
Ve fakat...
Bu fondan işverenlere verilen destek 18 milyar lira."
İşsiz kalan işçilere destek olmak amacıyla kurulan fon, işverenler için kulanılıyor, üstelik işçilere ödenen miktara bakıldığında, işverenlere üç kat fazlasıyla!..
"Tipik sermayenin iktidarı!.."
İşini kaybeden işçileri desteklemek yerine, işverene arka çıkmak ve bunu işçiler için kurulan fondan karşılamak!..
Daha ne?..
Yoksul ülkelerin bile altında
Salgın döneminde ülkeler yurttaşlarına ne ölçüde maddi destek sağlıyor?.. 2020 yılı için veriler biliniyor. Buna göre:
"- Zengin ülkeler milli gelirlerinin yüzde 12.7'si oranında,
- Orta gelir grubundaki ülkeler milli gelirlerinin yüzde 3.6'sı oranında,
- Yoksul ülkeler, Afrika ülkeleri gibi, milli gelirlerinin yüzde 1.6'sı oranında yurttaşlarına maddi destek sağlıyor.
Ya Türkiye?..
Yoksul ülkelerden beter!..
Türkiye yurttaşlarına milli gelirinin ancak ve ancak yüzde 1.1'i oranında maddi destek veriyor."
İşsiz kalan, asgari ücretle çalışan, emekli olan, iş yeri kapanan milyonlarca insan o nedenle "geçinemiyoruz" diye, haklı olarak, feryat ediyor.
Yoksul ülkelerde bile, günde üç lira gibi, trajikomik zam yapan bir başka ülke varsa, gösterin!..