06 Şubat 2022

"Hitler: Demokrasiden diktatörlüğe"

Hitler'in çocukluğundan başlayarak, askerlik maceraları, siyasete atılması, Almanya'yı ve dünyayı nasıl bir faciaya sürüklediği, teorisini ve pratiğini geliştirdiği "faşizmin" tek tek bireylerin ve bir ulusun yaşamını nasıl kararttığını anlatan kitap olağanüstü ayrıntılarla dolu

Kimi intihar ediyor, kimi kendi lideri tarafından kurşuna diziliyor, kimi idama mahkûm oluyor, kimi savaştığı düşmana sığınmaya çalışıyor, kimi kaçıyor, kimi yıllarca hapis yatıyor.

"Göring, Göbbels, Himmler, Ribbentrop, Rudolf Hess, Albert Speer, Kaltenbrunner, Ernst Röhm, Streicher ve diğerleri."

Hepsinin bir kaç ortak noktası var:

"- Lider ne yaparsa yapsın, onun kararlarına hiçbir biçimde itiraz edemiyorlar.

- Liderden amansız biçimde ürküyorlar, liderin yanlışlarını göre göre, seslerini çıkaramıyorlar.

- Bunun faturası çok ağır oluyor, hepsinin sonu, koca bir halk ve ülke ile birlikte tarihin görmediği korkunç bir trajediyle sonuçlanıyor."

Geçen hafta SİA yayınlarından yeni bir kitap yayınlamıyor.

Meslekten kimya mühendisi olan, yurt dışında eğitim görmüş, yıllarca yurt dışında yaşamış Şükrü Ülker'in kaleminden çıkan bir kitap:

"Hitler Demokrasiden Diktatörlüğe."

350 sayfalık kitap bir nefeste okunuyor.

Hitler'in çocukluğundan başlayarak, askerlik maceraları, siyasete atılması, Almanya'yı ve dünyayı nasıl bir faciaya sürüklediği, teorisini ve pratiğini geliştirdiği "faşizmin" tek tek bireylerin ve bir ulusun yaşamını nasıl kararttığını anlatan kitap olağanüstü ayrıntılarla dolu.

Hitler üzerine okuduğum bazı yabancı kitaplarda rastlamadığım ayrıntılar, kitabı zenginleştiriyor.

Hitler üzülmesin diye

Aynı sadık çevre günü geldiğinde, birkaç istisna ile Hitler'e ihanet ediyor ve onu "satıyor". Ancak, o çevre iktidar döneminde öyle dikkatli ki, "ülkenin içinde düştüğü faciayı ondan saklamak", ondan kaçırmak adına:

"Htiler'in Berlin'e geliş gidiş saatleri sabah erken veya akşamüstü ayarlanıyordu. Hava saldırılarından harap olan şehrin görüntüsünü Führerleri görsün istenmiyordu." (Hitler Demokrasiden Diktatörlüğe, s.299).

O çevre öyle ibretlik ki, örneğin sonraları faşizmin en önde gelen, Hitler'in sadık bendelerinden Göbbels 1920'lerin başında bir parti toplantısında, Hitler henüz lider değil, şöyle bağırıyor:

"Adi burjuva Adolf Hitler'in Nasyonal Sosyalist Parti'den ihraç edilmesini talep ediyorum." (A.g.k., s.73).

Bu "talepten" kısa süre sonra Göbbels en yakında, her türlü varlığa sahip, çok yetkili ve de intiharla sona eren rezil bir yaşamın başrollerinden birinde. 

61 parti anlaşamıyor

Anayasa Hukuku ve tarihi açısından, Hitler'i iktidara taşıyan "Weimar Anayasası" bir hukuk şaheseri. Ne var ki, Hitler o "şaheserle" iktidara yürüyor.

Nasıl?..

Aralık 1924 seçimlerine 28, Mayıs 1928 seçimlerine 41, Temmuz 1932 seçimlerine 61 parti katılıyor. Hitler'in Nazi Partisi önce yüzde 2.09 oy alırken, oyu yüzde 37'lere yükseliyor.

"- Faşizm göz göre göre ilerliyor.

- Partiler aralarında bir türlü anlaşamıyor.

- Hitler hiç bir zaman seçim kazanamıyor.

- Ama, iktidarı ele geçiriyor."

Partilerin her biri yüzde 5, yüzde13, yüzde18 alarak, anlaşmazlığa düşerken, aradan Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi, Naziler fırlıyor.

Ders alınması gereken tarihsel gerçek:

"Aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakarak, partilerin anlaşmaları gerek."

Faşizm iktidarda 

Onların sersemliği, aymazlığı bir süre sonra "Weimar Demokrasisini Hitler Diktatörlüğüne" dönüştürmekte çok ciddi rol oynuyor.

Bin türlü hile, yalan, amacı için her türlü aracı mübah sayan anlayışıyla Hitler iktidarı ele geçiriyor. 

"Sınırsız yetkiyle, üstelik yasal yoldan."

Yönetimi ele geçiren Hitler ne yapıyor?..

"- Olağanüstü propagandayla hayatın her alanında Nazileştirme sürecini başlatıyor.

- Temmuz 1933'te bütün siyasal partileri kapatıyor, tek partinin kendi partisi olduğunu ilan ediyor, yeni bir parti kurulmasını yasaklıyor." (A.g.k., s.141).

Demokrasiye son veriyor. Almanya ve dünya için kaçınılmaz sonun başlangıcı:

"Faşizm iktidarda!.."

İşkenceler, toplama kampları, işten atmalar, cinayetler, ırza tecavüz, baskı ve zorbalık, her türlü insanlık suçu, yolsuzluk, rüşvet...

Kimin başına, ne geleceğinin belli olmadığı, hukukun ortadan kalktığı bir rejim...

Ve de insanlık tarihinin en kara sayfaları:

"Aklın ve mantığın iflasıyla birlikte, asker - sivil, toplam altmış milyon insanın ölümüne yol açan savaş..."

"Hitler Demokrasiden Diktatörlüğe" kitabını okumaya başlayınca, elinizden düşüremezsiniz!.. 

Yazarın Diğer Yazıları

Erdoğan uğruna: Bahçeli 55 yıllık birikimi sildi attı

DEM’in aklından asla geçirmediği “Apo’ya af” önerisine sırtını dönmesi imkânsız. Karşılığında anayasa değişikliğine onay vermesi, yıllardır eleştirdiği Erdoğan’a yeniden adaylık fırsatı tanıması ne ölçüde mümkün, orası da ayrı

Osman, yarın yedi yıl bitiyor!..

Duruşmalar devam ederken tahliye talepleri sürekli geri çevriliyor, ya mahkeme heyeti değişiyor ya Gezi davasına bakan yargıçlardan biri AKP milletvekili aday adayı çıkıyor ya da... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “hak ihlali vardır, derhal tahliye edilmelidir” kararı vermesine rağmen, hem de iki kez, o karar Anayasa’ya aykırı olarak uygulanmıyor

Biz tanımıyoruz, onlar “daha sağlam demokrasi için” güçlendiriyor

Şu sıralarda Alman siyasetinde en çok şu söz duyuluyor: “Otoriter eğilimler önce anayasayı değiştirmeyi ve Anayasa Mahkemesi’ni zayıflatmayı hedef alıyor. Ardından devlet kurumları güçsüz kılınıyor"

"
"