Önce kabul etmiyor.
Adını duyduğunda, “kim bu hanım” diyor.
Tayyip Erdoğan’a Merkez Bankası Başkanlığı için Hafize Gaye Erkan’ın adı veriliyor.
Şimdi derin kulise doğru yol alalım.
Ailenin içinden, ilk elden yansıyan derin kulise.
Farklı senaryoların konuşulduğu, pek çok çevreyi ilgilendiren bir atamada, Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın atanmasında, aile yakınlarının doğruladığı bazı bilgilere sahip oluyorum.
Hafize Gaye Erkan’ı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tanıyor. Geçmiş yıllarda Erkan’ın Merkez Bankası Başkanlığı’na değil ama, ekonomik bürokraside bir göreve atanması için adı geçiyor.
O tarihte babası karşı çıkıyor, “git, önce Amerika’da kariyerini tamamla, politik bir konuma gelmek istersen, bu daha sonra olabilir” diye uyarıyor. Hafize Gaye Erkan baba sözü dinliyor.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan
Güvenlik soruşturması
Mehmet Şimşek yeniden Bakan olduğunda, Hafize Gaye Erkan’ın adını Erdoğan’a veriyor, Erdoğan önce “kim bu hanım” diyor ve daha ilk adımda kabul etmiyor.
Ancak...
Erkan’ı soruşturması için güvenlik birimlerine talimat veriyor.
Gelen soruşturma sonucunda, Erdoğan’ın kankalarından bir ülkeyle Erkan’ın bağlantısı ortaya çıkıyor.
Katar’la...
Erdoğan ne yapıyor?..
Katarlıları arıyor, onlardan Hafize Gaye Erkan için bilgi istiyor.
Katar’dan gelen yanıt, Erdoğan’ı tatmin edecek türde:
“Tavsiye ederiz”.
Erdoğan ikna oluyor, Erkan Hanım Merkez Bankası Başkanlığına atanıyor.
Ailenin içinden yansıyan derin kulis buraya kadar.
Devamında bugünkü faiz kararı var, yeni faiz oranı kaç olursa olsun, onun uluslararası siyasi bağlantıları var.
Oran Batıyı kesmez
Faizi yükselterek, Türkiye Batı’dan sıcak para bekliyor. Ancak, o pek kolay görünmüyor. Sadece ekonomik beklenti değil, sıcak para için siyasi bir beklentisi var Batı’nın.
Nedir o beklenti?..
İsveç’in NATO’ya üyeliği için Türkiye’nin vetosunu kaldırması.
Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta 11 Temmuz’da NATO Zirvesi toplanıyor. Zirvenin bir numaralı konusu İsveç’in NATO üyeliğine alınması, bunun için şimdiye kadar veto koyan Türkiye’nin yeşil ışık yakması.
İsveç ve PKK
İsveç’e Türkiye belli koşullar ileri sürüyor.
Orada yaşayan PKK’lılarla ilgili İsveç’in kararlar almasını, onlara ceza getirecek adımlar atmasını, bazı PKK’lı ve FETÖ’cülerin Türkiye’ye iade edilmesini istiyor.
Bu çerçevede İsveç 1 Haziran’da yürürlüğe giren bir yasa kabul ediyor.
PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden yasa, terör suçu kapsamını genişletiyor. Terör eylemi ötesinde, terörü teşvik etmeyi ve desteklemeyi suç haline getiriyor.
Örgüt adına kamplar kurmak, faaliyet düzenlemek, bireylere yardım ve yataklık yapmak, yemek dağıtmak, ulaşım sağlamak, finanse etmek gibi suçlar dört yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.
İsveç Adalet Bakanı bu yasanın pek çok ülkede yürürlükteki terörle mücadele yasalarının benzeri olduğunu açıklıyor, Türkiye’nin isteklerine göndermede bulunuyor:
“Bu yasayla hem ülkemizde terörle mücadelede sağlam adımlar attık, hem de Türkiye’nin isteklerini karşılamayı dikkate aldık”.
İsveç bu yasadan sonra Türkiye’nin itiraz gerekçesinin ortadan kalktığını düşünüyor.
Amerikan beklentisi
İsveç’in yasası, Türkiye’nin itirazı, NATO Zirvesi derken...
Devrede Amerika var. Hem de, ciddi biçimde var.
Amerika 11 Temmuz’daki NATO Zirvesinde Türkiye’nin vetosunu kaldırarak, İsveç’in NATO’ya üyeliğinin kabul edilmesi için Ankara’ya bastırıyor.
Bu öyle sıradan siyasi bir bastırma değil, mali yönü de ağırlık taşıyan bir bastırma.
Nasıl?..
İki ayaklı.
Faiz ve veto
Mali yönü doğrudan Amerikan yönetimini ilgilendirmiyor, o Batı sermayesinin radarında.
Faiz artışı.
Halen yüzde 8.5’a kadar düşürülen politik faizin bugün Merkez Bankası tarafından yükseltilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Yeni oran saat 14’te açıklanıyor.
Amerikan yönetimini ilgilendiren siyasi yön, 11 Temmuz’daki NATO Zirvesinde Türkiye’nin tavrı.
Faiz artışına ek olarak, Türkiye 11 Temmuz’da İsveç’in üyeliğini kabul ederse, Amerikan yönetimi Batı sermayesine Türkiye’ye gelmesi için yeşil ışık yakabilir. Mali karar elbette yine sermayeye ait olmak üzere.
En azından Beyaz Saray’ın siyaseten yeşil ışık yakması, miktarı ve koşulları saklı kalmak üzere, Türkiye’ye sıcak para girmesini kolaylaştırabilir.
Belirleyici tarih
Bu yazının başındaki Hafize Gaye Hanım’la ilgili derin kulis aile yakınlarına aitse...
Amerika, NATO, İsveç ile ilgili kulis de, Amerika’dan edindiğim bilgilere dayanıyor.
11 Temmuz’da Erdoğan veto kararında ısrar ederse, Türkiye’nin işi çok daha zor. Vetoyu kaldırırsa, Türkiye biraz daha rahat nefes alabilir.
Tercih Erdoğan’ın.
Hafize Gaye Hanım bugün ilk sınavına çıkıyor.
Erdoğan’ın sınavı 11 Temmuz’da.
Erdoğan için sanıldığının çok ötesinde, karara göre, olumlu ya da olumsuz etkilerini birkaç ay içinde görebileceğimiz, çok belirleyici bir sınav.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|