19 Haziran 2019

FOX TV tarih yazarken  

İlerde AKP tarihi, AKP iktidarı yazılırken, vurgulanacak konuların başında günümüz medyasının geleceği çok açık

2007 Şubat... Abdullah Gül o sırada Cumhurbaşkanı.

Aynı tarihte Tayyip Erdoğan Başbakan.

Dünya medya devi Rupert Murdoch Türkiye’de bir TV kanalı kurmak için hükümete başvuruyor.

Murdoch’un Türkiye’de kanal kurmasına AKP iktidarında bazıları karşı çıkarken, Erdoğan onay veriyor.

Böylelikle, Avustralya kökenli, Amerika doğumlu pek çok TV, gazete ve dergi sahibi, dünyanın en büyük medya kuruluşlarını elinde tutan Rupert Murdoch’un Türkiye’de TV kanalı kurmasına izin çıkıyor.

FOX TV böyle doğuyor.

Kadere bakın!..

FOX TV bugün bağımsız ve özgür yayıncılık anlayışı ile AKP iktidarı karşısında dimdik duran bir kanala dönüşüyor. Gerçeği öğrenmek isteyenlerin, doğru haberi arayanların adresi oluyor.

Özellikle haberlerde, sabah programlarında birinciliği hiç bir kanala bırakmıyor. Aynı başarı bazı dizilerde de tekrar ediyor.

FOX TV ilk dört sırada

16 Haziran gecesi farklı değil.

FOX TV insanlara öyle güven veriyor ki, başka kanalların da yayınladığı Ekrem İmamoğlu - Binali Yıldırım buluşmasını insanlar büyük çoğunlukla yine de FOX TV’den izliyor.

Böylelikle, haberler, tartışma öncesi, tartışmanın kendisi ve tartışma sonrasında FOX TV rating, yani izlenme oranında 16 Haziran günü ilk dört sırayı kimseye bırakmıyor.

Gerçekten büyük başarı.

Yandaşlar kayboldu

Buna karşılık...

İktidar sahiplerinin “gak” dediklerinde canlı yayına giren, “guk” dediklerinde yayınlarını keserek, pür telaş o konuşmalara bağlanan yandaş kanallar, Ekrem İmamoğlu - Binali Yıldırım buluşmasına nedense pek iltifat etmiyor!..

O tartışmayı yayınlamak yerine, aynı saatlerde:

Kanal D, TRT 1, ATV, Show ve Star ya dizi yayınlıyor ya da yerli veya yabancı film yayınlıyor. TV 8 zaten malum yarışma dizisinde.

Tartışmayı TRT 1 yerine TRT Haber, ATV yerine A Haber veriyor.

Yandaş kanalların tartışmayı yayınlamaktan çekinmeleri acaba bir “bilgiye, eldeki verilere, tahmine” mi dayanıyor?..

“23 Haziran’da nasıl olsa, İmamoğlu kazanıyor, bu tartışma 23 Haziran sonucunu nasıl olsa değiştirmez” öngörüsüne mi?..

İcabında, günün ya da akşamın hangi saatinde olursa olsun, iktidar sahiplerinin sesini on kanalda birden duymak mümkün iken, 16 Haziran gecesi bunlar sus pus!..

İstanbul seçimi değil

16 Haziran tartışmasıyla ilgili, geriye dönük olarak, bir başka gözlemim daha var.

Yine çok önemli bir siyaset gecesinde, bu referandum gecesi olabilir, pek çok kanal canlı yayında referandum sonuçlarını ve ona ilişkin yorumları yayınlıyor. Çok doğal.

Peki reyting, yani izlenme oranı nasıl?..

Şimdi sıkı durun.

Referanduma ilişkin haber ve yorumlar saatinde, aynı saatlerde, bir kanal yarışma programı yayınlıyor ve bütün kanalları geride bırakarak, gecenin birincisi oluyor!..

Yani siyaset, Türkiye’nin siyasal geleceği ikinci planda.

Şimdi öyle değil.

İstanbul seçimleri, pratikte ve ilk bakışta ve sonuçta İstanbul seçimi, genel bir seçim değil.

Buna rağmen, Türkiye bu seçime kilitleniyor. İmamoğlu - Yıldırım tartışmasının bütün kanalların, haberlerin, dizilerin önüne geçerek ilk sırayı almasının başka izahı yok.

Şurası artık çok belli.

Demek ki, İstanbul seçimi artık İstanbul seçimi değil.

AKP için sonun başlangıcı.

39 yerine iki belki de hiç

Bu gerçeğin herkes farkında Tayyip Erdoğan ve AKP’nin büyük çoğunluğu da farkında. AKP yöneticileri ve tabanı da görüyor bu gerçeği.

Öyle ki...

6 Mayıs YSK Darbesi ardından, yani YSK’nın sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine karar vermesinden sonra, “Erdoğan’ın İstanbul’un 39 ilçesinde miting düzenleyeceği” açıklanıyor.

Daha sonra 39 yerine “iki ilçeye” iniyor miting sayısı.

Dört gün sonra seçim var, miting düzenler mi, düzenlemez mi, bilemem, ancak dünkü “toplu açılışlar” gibi törenler belki miting yerine geçiyor.

Bu arada Erdoğan iki gün önce ilginç bir cümle sarf ediyor:

“İstanbul’da ilçelerin çoğunu biz aldık, il Belediye Meclisinde de çoğunluk bizde, sonuçta seçim sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi”.

Arada bir, farklı çıkışlar olsa da, sonucu kabullenmiş bir söylem ve tavır, 31 Mart akşamında partisinin balkonundan verdiği mesaj gibi.

Ve bir tarih

Başa dönersek...

İlerde AKP tarihi, AKP iktidarı yazılırken, vurgulanacak konuların başında günümüz medyasının geleceği çok açık.

AKP döneminde ekonomi, hukuk ve dış politikanın hemen önünde medya...

Ve o medya tarihinin içinde, belli ki, FOX TV ayrı bir yer tutacak.

Halk TV’nin yeri zaten belli.

Şimdilerde KRT ve Tele 1 aynı safta yer tutmaya başlıyor. Bağımsız ve özgür medyanın sesi olarak.

23 Haziran’da her şey çok güzel olacak.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"