"Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu..."
Bu söze göre, Meclis bir komisyon kuracak ve yolsuzlukları araştıracak. Buna karar veren AKP.
Doğru, AKP kararıyla Meclis'te "Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu" kuruluyor. Kulağa hoş gelse de, pek inandırıcı değil ama, zamanı önemli. Ne zaman?..
"2003'de!.. AKP iktidara geldikten sonra, attığı ilk adımlardan biri geçmiş dönemin hesabını sormak üzere, Yolsuzluk Araştırma Komisyonu kurmak oluyor."
2003'de o komisyonda yolsuzluğu araştırılan konular arasında ne var?..
"Kayıp 5 milyar dolar."
Merkez Bankası'nın 2001 yılı kayıtlarında 5 milyar doların bir yerlere harcandığı ortaya çıkıyor, AKP de, 5 milyar doların peşine düşüyor:
"5 milyar dolar kimlere satıldı?.. Neden satıldı?.. Hangi kurdan satıldı?.."
Bugünkü soruların aynısı, ancak hesabı sorulan para bugün 128 milyar dolar.
2003 yılında olayın devamı var:
"Merkez Bankası 5 milyar doların 2001 yılında kimlere, hangi kurdan, neden satıldığını 2003 yılında kurulan komisyonda açıklıyor."
Bugün 128 milyar dolarla ilgili soruların yanıtlarını saklayan AKP, 2003'te peşine düştüğü ve "yolsuzluk" olarak kabul ettiği 5 milyar doların izini o tarihte buluyor.
Halk hak veriyor
128 milyar dolarla ilgili AKP'den çeşitli açıklamalar geliyor, hiçbiri diğerini tutmuyor. Bu arada CHP'nin 128 milyar dolara ilişkin sorularını gösteren pankartlarını polis, "Cumhurbaşkanına hakaret" gerekçesiyle indiriyor. Ancak, o soruların sorulmasını yine de, engelleyemiyor.
AKP "Cumhurbaşkanına hakaretten" çark ediyor, şimdi bir başka frekansa geçiyor, kendisini "çizgi filmlerle" savunmaya çalışıyor. Çok belli, 128 milyar dolar soruları bunları fena halde acıtıyor.
"Çünkü, halk 128 milyar sorularına hak veriyor."
2019 seçimleri
Fena acıtıyor, çünkü halk bir başka iddia ile de çok ilgili.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'a göre:
"2019 belediye seçimlerinde Merkez Bankası 30 milyar dolardan fazla döviz satıyor. Tam seçim zamanı."
İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta yine aynı tespitte:
"Şubat 2019'de 55 milyar dolar pozitifmiş net rezervler. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden önce. Merkez Bankası rezervlerinde 2019 Haziran ayına kadar 30 milyar dolar erime olmuştur. Niye Haziran?.. Çünkü, İstanbul seçimleri yenilendiği için seçimler uzamıştır. Bunu ben gayri ahlaki buluyorum."
Lütfi Elvan çelişkili
AKP'de her kafadan bir ses çıkıyor ya... Geçen akşam Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan yandaş bir TV kanalında "yandaş iki gazeteciye" anlatıyor:
"128 milyar doları Merkez Bankası yerli ve yabancı bankalar üzerinden vatandaşlara ve şirketlere satmış. Şimdi bunu kime sattınız?.. Bunu açıklamak ticari sırla bağdaşır mı?.. Merkez Bankası'nın bunu açıklaması mümkün değil."
Aynı mantıkla sormak istiyorum, madem bağdaşmıyor, o zaman 2003 yılında 5 milyar doların kimlere satıldığını neden araştırıyorsunuz?..
Bakan Elvan devam ediyor:
"Cumhurbaşkanlığı kararnamesi var, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın TL dolaşımını ve istikrarını sağlamaya yönelik politikalarını Merkez Bankası ile oluşturmak ve uygulamak. Bu tamamen yasaldır."
Kendi kendilerine yayınladıkları kararname!..
Kaldı ki, bu kararname Merkez Bankası'nın bağımsızlığına son veriyor, devreye Hazine ve Maliye Bakanlığı'nı sokarak, olaya "siyaset bulaştırıyor." Meselenin temel noktalarından biri de, zaten bu.
O sırada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak... Muhalefet 128 milyar dolarla Berat Albayrak arasındaki ilişkiyi bu kararname üzerinden kuruyor.
Şahap Bey'in faiz şaşkınlığı
128 milyar dolar tartışmalarıyla bağlantılı çok başka bir gerçek daha var.
Merkez Bankası faizi önceki gün yüzde 19'da tutuyor. "Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın belirlediği oranda sabitliyor."
Yüzde 19'u Ağbal ilk kez ilan ettiğinde, şimdiki Başkan Şahap Kavcıoğlu yazı yazdığı gazetede yüksek faizi eleştiriyor, 9 Şubat tarihli yazısında:
"Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerekir. Dünyada faizler sıfıra yakınken, bizde faiz artışına gitmek, ekonomik sorunları çözmeyecek, aksine daha derinleştirecektir. Çünkü, faiz artışı dolaylı olarak, enflasyonun artmasına yol açacaktır."
Eee, Şahap Bey?.. O zaman öyle yazıp, şimdi yüksek faizde siz neden ısrar ediyorsunuz?..
Şahap Bey, Naci Ağbal'ın yüzde 19'a yükselttiği faiz artışını eleştirirken, kendisi 14 Nisan'da olduğu gibi, önceki gün ve ikinci kez yine yüzde 19'da tutuyor, yazılarında savunduğunun tersini yapıyor.
Eee, Şahap Bey, madem yüksek faiz ekonomik sorunu daha derinleştiriyor, öyle yazmışsınız, şimdi neden düşürmüyorsunuz?..
Ağbal'ın görevden alınması
Faizin yüzde 19'da tutulması, asıl başka bir gerçeği gösteriyor.
Tayyip Erdoğan yüksek faize karşı. Ağbal faizi yükseltiyor ve dört ay sonra görevden alınıyor, yerine Kavcıoğlu atanıyor.
O sırada genellikle "faizi yüksek tuttuğu için, görevden alındığı" tezleri ortaya atılıyor. Eee, iki seferdir faiz yine yüksek, yine yüzde 19!.. O zaman?..
"Ağbal Merkez Bankası bünyesi içinde 128 milyar doların kimlere ve nasıl satıldığının araştırılmasını istiyor. Konu bir biçimde Erdoğan'a iletiliyor ve anında görevden alınıyor."
Bu iddiayı önce DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan dile getiriyor.
Şimdi ortaya çıkıyor ki, bu iddia doğru olabilir. Yani, Ağbal faizi yüksek tuttuğu için değil, 128 milyar doların sırrını çözmek istediği için görevden alınıyor.
Çünkü, faiz yüzde 19 ve Şahap Bey kendi döneminde faizi ikinci kez yüzde 19'da tutuyor ve hâlâ o koltukta!..
AKP cephesinde 128 milyar doları soranın kellesi uçuyor.
Muhalefet ise, "AKP'nin yumuşak karnını" bulmuş durumda.
Tarzan zor durumda!..