04 Ağustos 2022

Ekmek, kiraz, bamya, otobüs, ilaç... Erdoğan Son Durak'ta

Onu ayakta tutmaya artık yandaşları da yetmiyor. Çünkü, onlar da aynı yetmezliklerden etkileniyor. Zaman zaman içlerinden birileri sesini yükseltse de, onunla kalmıyor, o mahalle içten içe fokur fokur kaynıyor

Milattan Önce 1300'lü yıllar... Mısır...

II. Ramses...

Mısır'ın efsanevi firavunu...

Çok sevdiği ve güvendiği veziri var. Ancak, vezir hakkında görevini kötüye kullanma ihbarı var. II. Ramses o çok sevdiği ve güvendiği vezirinin yargılanmasına izin veriyor.

Vezir hapse atılıyor, yargılanma gününü bekliyor.

"Vezirini hapiste çok ziyaret etmek istediği halde, II. Ramses ‘yargıyı etkilerim' kaygısıyla, ziyaretin ‘etik olmayacağı' düşüncesiyle, hapisaneye gitmiyor, Milattan Önce 1300 yıllarında, bundan 3.300 yıl önce."

‘Etik olmaz!..'

Neden şimdi bu örnek?..

TÜİK dün aylık ve yıllık enflasyonu açıklıyor.

"Açıklama öncesinde TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya Beştepe'de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ı ziyaret ediyor!.."

Böyle bir ziyaret... Enflasyon açıklanmadan hemen önce böyle bir ziyaret...

‘Asla etik değil!..

Enflasyon oranının doğruluğunu bir kez daha gölgeleyen bir tavır!..'

3.300 yıl önce Mısır'da gösterilen titizlik, ‘etik olmaz' kaygısı, günümüz Türkiye'sinde geçerli filan değil. Böyle bir kaygı bizim ülkemizde artık "lüks" olmaktan öteye gitmiyor.

"Sen Erhan Çetinkaya,

Tam enflasyonun açıklanmasından öncesinde Beştepe'yi neden ziyarete gidiyorsun?..

Neden?.."

65 puan fark

TÜİK enflasyon verileri her zamanki gibi, diğer bütün hesaplamaların altında kalıyor. Tüketici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 79.6.

Buna karşılık, İstanbul Ticaret OdasıTO enflasyonu yüzde 99.11, bağımsız bilim adamlarından oluşan ENAG ise, yüzde 176 olarak hesaplıyor.

TÜİK'E göre, gelecek için asıl "yangın" alarmı veren rakam "üretici fiyatlarındaki yüzde 144.61 oranındaki artış."

Üretici fiyatlarıyla tüketici fiyatları arasındaki fark 65 puan.

65 puanlık fark yılın son aylarında yüzde 100'ü aşacak tüketici fiyatlarındaki artışın habercisi.

Gıda, ilaç, ulaştırma

Enflasyon verileri arasında fiyatı en çok artan birkaç madde çok dikkat çekici.

"-Gıda fiyatlarındaki artış yüzde 94.66.

-İlaç fiyatlarındaki artış yüzde 44.

-Ulaştırma'daki artış yüzde 119.11."

Gıda fiyatları akıl almaz.

"Ekmek 5 lira, türüne göre, 32 liraya kadar çıkıyor.

Bamya 65 lira.

Kiraz 100, evet yüz lira!..

Patates 15 lira.

Domates 25 lira.

Kıyma 160 lira. Bazı marketlerde 240 lira, evet iki yüz kırk lira."

Bu ne demek?..

"İnsanlar gıdaya ulaşamıyor demek."

Gıdaya ulaşamazken, başka neye ulaşamıyor?..

"İlaca... İlaç fiyatları bir yılda yüzde 44, aylık yüzde 18.66 oranında artıyor."

Bu ne demek?..

"İnsanlar sağlıklarına kavuşamıyor demek."

Fiyatı akıl almaz biçimde artan bir başka grup ulaştırma.

"Ulaştırmada fiyat artışı yüzde 119.11."

Bu ne demek?..

"İnsanlar birbirlerine kavuşamıyor, bir yerden bir yere gidemiyor demek."

Örneğin, İstanbul - Bodrum otobüsü Haziran sonunda 600 lira iken, bugün 670 lira.

Toplamında:

"İnsanlar yeterince beslenemiyor, yeterli gıda alamıyor, hastalanınca ilaç alamıyor, bir yerden bir yere gidemiyor."

Yaşamak tesadüflere bağlı kalıyor.

Erdoğan yolcu

Bütün bunların sorumlusu Tayyip Erdoğan.

Onu ayakta tutmaya artık yandaşları da yetmiyor. Çünkü, onlar da aynı yetmezliklerden etkileniyor. Zaman zaman içlerinden birileri sesini yükseltse de, onunla kalmıyor, o mahalle içten içe fokur fokur kaynıyor.

Zaten o nedenle...

"Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın mahallelerinde ona posta atıyor!..

Bir zamanlar Erdoğan'ın en çok oy aldığı ama, artık her geçen gün azalan mahallelerinde...."

Kılıçdaroğlu CHP'nin yıllardır çalmadığı kapıları çalıyor, o kapılardan ona belki hemen çiçek atılmıyor bununla birlikte, en azından o insanlarda "Erdoğan artık gidiyor" duygusunu pekiştiriyor.

"Hayat, o insanlara Erdoğan'ın son durağa geldiğini öğretiyor."

Adaletsizliği ile geçim derdiyle, hukuksuzluğu ile adam kayırmasayla, çevre tahribatıyla, pek çok olay ve kararı saklama çabasıyla...

Kısaca her yönüyle yetti artık!..

Yetti!.. 

* * *

Cinayeti gördüm

Son bir kaç gündür Gabriel Garcia Marquez'in romanı gibi, sanki "Kırmızı Pazartesi", göz önünde bir cinayetin provası, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayet gibi.

Cinayet!.. Bir insan hayatı!.. Korkunç bir şey!..

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol herkesin gözü önünde, açıkça ölümle tehdit ediliyor.

Tehdit eden sapık yakalanıyor ve sonra...

"Hiç sürpriz değil, serbest bırakılıyor."

Herif serbest bırakılmakla kalmıyor, attığı twitte ‘durmak yok, yola devam' gibi çok tanıdık bir lafla ölüm tehdidini sürdürüyor.

Ölüm tehdidi ne zaman?..

"CHP sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin görüşülmesi için TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdığı ve AKP ile MHP'nin o toplantıya katılmadığı gün!.."

Ölüm tehdidi ne zaman?..

"Türk Tabipler Birliği verilerine göre, Temmuz ayında 231 hekimin yurt dışına çıkmak için iyi hal belgesi aldığı dönemde."

Şiddetle karşılaşan, karşılaşma ihtimali olan sağlık çalışanları, doktorlar ülkeyi terk ederken, şiddeti önlemek için temel kural getirmeyen AKP iktidarı, sağlıkta işlenen cinayetleri "sıradan adi bir vak'a" olarak görmeye devam ediyor.

Bütün bir ülkenin gözü önünde...

Herkes bir cinayet ihtimalini konuşuyor...

Tehdit eden herif elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor!.. İktidar sahipleri de, herkes gibi, cinayet ihtimalini izlemeyi sürdürüyor!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Nostalji... Öğretici, yol gösterici ve çok keyifli

Türkiye’de ekonomiye yön veren, yine çok ağır bir kriz döneminde ülkeyi düzlüğü çıkarmayı öngören 24 Ocak 1980 kararlarının mimarlarından biri de Kaya Erdem

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi