01 Ekim 2019

“Çoban ateşi”

Eski DYP ekibinden oluşan, arada bazı ANAP’lıların da yer aldığı, bir zamanlar Bakanlık ve milletvekilliği yapmış, siyasal deney sahibi insanlar “Çoban Ateşi” çevresinde bir araya geliyor

Ben tarif edeyim, siz tahmin edin...

Son dört, beş yıl içinde Tayyip Erdoğan’ın çok yakınında bulunmuş, çok tepelerde görevler almış, sorumluluk üstlenmiş birileri...

Ayrıca ve ek olarak, AKP’nin kuruluşunda yer almış, fiilen “kurucu listesine” girmiş başka birileri...

Ayrıca ve ek olarak, AKP’nin ilk yıllarında Bakanlık yapmış başka birileri...

Ayrıca ve ek olarak, AKP’nin ilk yıllarında yönetim kademelerinde yer almış başka birileri...

Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ı kastetmiyorum, sözünü ettiğim onların dışındaki isimler...

Şimdi AKP’den uzak, yaşadığımız sistemi sorgulayan, AKP’ye inancı kalmayan ve sonunda alternatif arayan insanlar...

Sayıları giderek artan bu insanlar, toplumun artık çoğunluğunun benimsediği görüşleri paylaşıyor:

- “Demokrasi askıda,

- Hukuk devleti askıda,

- Ekonomi krizde...”

Onların bir başka ortak söylemi daha var:

“Bizim kurucusu olduğumuz, önemli görevler üstlendiğimiz parti, bu parti değil”.

Tabandaki kadrolar şimdi rahatsız

Tepedeki bu olumsuzluk kendisini tabanda da gösteriyor mu?.. 1990’larda politika yapmış, partilerin tabanlarını bilen insanların gözlemi şöyle:

“AKP’nin örgütlerinde yer alanların yüzde 60’ı, 65’i vaktiyle ANAP ve DYP örgütlerinde çalışmış insanlar. 2002’deki dağılmayla birlikte, ANAP ve DYP’yi bırakarak, AKP’de bir araya gelenler”.

Kritik gelişme şu:

“AKP örgütlerinde yer alan bu insanların bir bölümü şimdi, tepedekiler gibi, aynı rahatsızlık içinde”.

Bu gelişmelerin ışığında bilinen “yeni parti” hazırlıkları var, Davutoğlu ile Babacan’ın hazırlığı.

Onun ötesinde, şu anda partileşmeyi belki ikinci planda gören ve fakat “Türkiye’de mutlak bir siyasal değişimin zorunluğuna inananlardan oluşan gruplar” var.

Bunlardan biri de, “Çoban Ateşi” adındaki girişim.

“Siz karanlıktasınız”

Genellikle eski DYP ekibinden oluşan, arada bazı ANAP’lıların da yer aldığı, bir zamanlar Bakanlık ve milletvekilliği yapmış, siyasal deney sahibi insanlar “Çoban Ateşi” çevresinde bir araya geliyor.

Bu başlık neyi amaçlıyor?.. Nedir “Çoban Ateşinin” özelliği?.. Şunu demek istiyor bu girişimciler:

“Siz karanlıktasınız, karanlıktan kurtulmak için bir yere gidiyorsunuz, gittiğinizde sizi bir çoban ağırlıyor, yaktığı ateşle hem sizi ısıtıyor, hem güvenliğinizi sağlıyor, hem yol gösteriyor, sizi karanlıktan kurtarıyor”.

Hareket anayasanın değişmez maddelerinden güç alıyor, “Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir” ilkesinde birleşiyor.

Türkiye’de AKP iktidarıyla birlikte yaşanan kutuplaşmaya karşılık “uzlaşmacılıktan” yola çıkarak:

-Mutlak demokrasi,

-Parlamenter sisteme dönüş,

-Hukukun üstünlüğüne saygılı,

-Kuvvetler ayrılığı,

-Tek tek her insanın güvenliğinin sağlandığı,

-Herkese açık biçimde, meşru kurallarla mücadeleyi öngörüyor.

Sıralanan ilkelerin hepsini ayrı ayrı, önemle vurguluyor. Kimsenin kimlik meselesine takılmadan, istediğini özgürce dile getirdiği, güvenli ve uzlaşmacı bir toplumda yaşamasını amaçlıyor.

On yedi yıllık AKP iktidarından sonra, Türkiye’de artık mutlak çoğunluğun benimsediği ilkeler.

“Toplantı yapamazsınız”

Giderek geniş bir kitleyi kapsayan girişimde, gün görmüş politikacılar, gençlere deneylerini aktarırken, gençlerin de görüşlerini dikkate alıyor.

Bu toplantılara kimler katılıyor?..

İşte, yukarıda aktardığım “AKP’den umudunu kesmiş 2002 ve sonrasında AKP örgütlerinde yer almış eski DYP ve ANAP kadrolarının bir bölümü” şimdi “Çoban Ateşine” sempatiyle yaklaşıyor. O toplantılara katılıyor.

“Çoban Ateşi” dört, beş kez ayrı kentlerde toplanıyor. Son olarak geçen hafta Afyon’da, ondan önce Antalya’da. Antalya toplantısı başka bir açıdan öğretici.

Toplantı belirlenen salonda tam toplanacak...

Polis geliyor ve “yapamazsınız, yasak” diyor, oysa izin alınmış, ortada yasal açıdan hiçbir boşluk yok.

Toplantıya katılanlar arasında eski İçişleri Bakanlarından Mehmet Gazioğlu var, Gazioğlu polisle bir süre görüşüyor, toplantının yasallığını açıklıyor ve evet, izin çıkıyor.

Herkes salona giriyor, polis bir kez daha geliyor:

“Bomba ihbarı var, salonu arayacağız, dışarıya çıkın lütfen”.

Herkes itiraz etmeden çıkıyor, polis salonu arıyor, hiçbir şey bulamıyor, toplantı ondan sonra başlıyor.

Öğreticiliği şurada, tek başına bu olay bile, AKP’nin bu tür siyasal girişimlerden nasıl ürktüğünü net biçimde ortaya koyuyor.

Başka bir öğreticiliğini daha gösteriyor:

Kurulacağı açıklanan partilere, bu tür ve kim bilir daha ne gibi engeller çıkartılacağını...

115 yıl hapis

“Çoban Ateşinin” öncülerinden biri de, eski Bakanlardan Rıfat Serdaroğlu.

Serdaroğlu uzun süredir AKP’yi çok ciddi eleştiren yazılar yazıyor, AKP’ye muhalefetini açıktan, hiç gocunmadan ve korkmadan yürütüyor.

Böyle bir dönemde bu ne kadar mümkün?.. Şu kadar mümkün:

Serdaroğlu aleyhine çok sayıda dava açılıyor ve şu anda istenen cezaların toplamı 115 yılı buluyor, 115 yıl!..

Günümüzde, AKP’ye karşı siyaset yapmanın bedeli!..

Yine de yılmıyor, toplantılara devam...

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"