15 Ağustos 2022

Biz hepimiz aniden “mümtaz fertler” olduk!..

Seçim nedeniyle, bütün muhalifler dahil, çünkü “85 milyon” diyor, herkesi kastediyor, biz hepimiz aniden bu ülkenin ‘mümtaz fertleri’ arasına giriyoruz

Aaaa!..Vay canına!..

On beş yıl sonra ilk kez bir cemevini ziyaret eden, iktidarı boyunca ilk kez Muharrem iftarına katılan, Hacı Bektaş Veli’yi anma toplantısında Tayyip Erdoğan döktürüyor:

“Hep söylediğimiz gibi, 85 milyon vatandaşın tamamı Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci sınıf, aynı hak ve imkanlara sahip, hiç birinden asla vazgeçemeyeceğimiz mümtaz fertlerdir”.

Aaaa!.. Vay canına!..

Demek biz hepimiz Erdoğan’ın gözünde ‘mümtaz fertleriz!..’

Ne zamandan beri acaba?..

Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘mümtaz bir ferdi’ olarak, aklıma takılan sorular var.

Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için çeşitli konuşmalarında kullandığı ifadeler şöyle:

 “Siyasi eşkiya... Yalancı... Terörist... Kalibresi bozuk... Cibilliyeti bozuk... Sende dürüstlük yok... Sen adam değilsin... Terbiyesiz... Kifayetsiz muhteris... Utanması yok... Cahil...”

Erdoğan Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde, Hacı Bektaş-ı Veli'nin ölümünün 751'inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma etkinliklerinde konuştu 

 

Erdoğan’a sormak isterim:

“Bu ifadelerden sonra, Kemal Kılıçdaroğlu da Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..”

Gezi eylemi 

Erdoğan’ın Gezi eylemlerine katılanlar için kullandığı ifadelerden bazıları şöyle:

“Bunlar çürük... Bunlar sürtük... Bunlar terörist... Bunlar alçak...”

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Bu ifadelerden sonra, Gezi eylemlerine katılanlar da, Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..”

Beraat ettiği halde, aynı iddiayla yeniden tutuklanan, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir kaç kez tahliye kararı verildiği halde, hakkındaki o kararlar uygulanmayan Osman Kavala için Erdoğan:

“Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu, Gezi olaylarının perde arkasındaki koordinatörüydü”.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Osman Kavala Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

Demirtaş 

HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında da, hem Anayasa Mahkemesi’nin, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tahliye kararı var ama, hukuk çiğneniyor ve bu karar uygulanmıyor.

Erdoğan Demirtaş için pek çok kez:

“Terörist... O Edirne’deki hesabı İmralı’dakine verecek”.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Selahattin Demirtaş Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..”

HDP’li seçilmiş 48 belediye başkanı görevlerinden alınıyor, yerlerine iktidara yakın kayyumlar atanıyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Görevden alınan, seçilmiş belediye başkanları Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

Avukatlar, işçiler, öğrenciler STK'lar 

Haklarını aramak için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen avukatlar polis barikatı ile karşılanıyor, yağmur altında bekletiliyor.

Haklarını aramak için gösteri yapan işçilere polis izin vermiyor, onları yerlerde sürüklüyor, gözaltına alıyor.

Haklarını aramak için eylem yapan öğrenciler yerlerde sürükleniyor, coplanıyor, gözaltına alınıyor, hatta tutuklanıyor.

Hiç bir şiddet unsuru taşımayan, sadece haklarını aramak, seslerini duyurmak için gösteri yapan kadınlar, doktorlar, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının üyeleri polis copuna maruz kalıyor, üzerlerine biber gazı sıkılıyor, yerlerde sürükleniyor.

Sadece ve sadece “kendi suyunu toprağını, ormanını, doğasını korumak amacıyla gösteri yapan çevreciler ve hak sahiplerine” polis copla, biber gazıyla, tekme tokatla müdahale ediyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Hiç bir şiddete başvurmadan, haklarını aradıkları için polisin biber gazına, coplarına hedef olan milyonlarca insan Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

On bin gazeteci

Kendisine muhalefet eden gazeteciler işten atılıyor, AKP pek çok gazete ve TV’yi eline geçiriyor. Yurt içi ve yurt dışı gezilerde sadece “yandaşlarını” yanına alıyor. Ters soru soracak tek bir ‘gerçek gazeteci’ ile karşı karşıya kalmak istemiyor.

Yirmi yılda adım adım yaklaşık on bin gazetecinin kurumlarıyla bağlantısı kesiliyor.

“Muhalif medyayı” ya para cezalarıyla ya ilan kesmeyle ya program yasaklamalarıyla cezalandırıyor. Ya da o gazetecileri hapse atıyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Muhalif medyada yer alan gerçek gazeteciler, gerçek yayıncılar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..

Savcılar, yargıçlar

Herhangi bir savcı ya da yargıç “iktidarın hoşlanmadığı bir karar verdiğinde” soluğu acele bir başka görevde alıyor ya sürülüyor ya pasif yerlere atanıyor.

Bu durum Türkiye’de hukukun üstünlüğünü ağır biçimde yaralıyor, demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinin başında gelen kuvvetler ayrılığı çiğneniyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Görev yerleri aniden değiştirilen, hoşlanılmayan kararlara imza atan savcı ve yargıçlar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

KPSS skandalları 

Gerek üniversiteye giriş, gerekse çeşitli mesleklere katılmak amacıyla yapılan sınavlarda, KPSS’de skandallar bitmek bilmiyor. Yıllardır sınav soruları çalınıyor, ya da sürekli “sınavları belli bir grubun adayları” kazanıyor.

Daha sonra sözlü sınavda ya da bilinen deyimle “mülakatta” muhalif gibi görünen ve fakat sınavı üstün başarıyla kazanmış olanlar eleniyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Mülakatlarda sırf iktidardan yana olmadıkları için elenen başarılı insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

"Bizden, sizden"

Devletin herhangi bir kurumunda çalışabilmek için mesleği ne olursa olsun, elinde AKP’ye yakınlığına ilişkin “kartvizit ya da belge” getirmeyen birinin işe girmesi çok zor.

Çünkü, Erdoğan’ın kendisinin de pek çok kez dile getirdiği, liyakat aramadan “bizden” olması şart.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Bizden ve sizden anlayışıyla hareket ederek, bunu açıkça söyleyerek, AKP’li olmayan ve fakat liyakat sahibi, becerikli ve bilgili insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’  

Festival yasakları

Son günlerde çeşitli kentlerde arka arkaya on dört festival yasaklanıyor.

‘Kamu düzenini bozuyor’  bahanesiyle ya bazı cemaatlerin baskısına uyarak ya da sanatçıların ve festivallere katılan insanların “muhalif” olduğu düşüncesiyle, onların eğlenmelerine, sanatçıların gelir etmelerine engel olunuyor.

Milyonlarca insanın yaşam tarzına müdahale ediliyor. Sanat yasaklanıyor.

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Festivalleri yasaklayarak, yaşam tarzına müdahale edilen milyonlarca insan ve sanatçılar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..”

11 Kasım 2021 TBMM 

Erdoğan’ın çeşitli nedenlerle farklı yerlerde kullandığı hakaret sözcükleri 11 Kasım 2021 günü Meclis oturumunda dile getiriliyor.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay bunları kürsüden sıralıyor:

“Ulan ahlaksızlar... Tezek... Mankafa... Vampir... Dönek... Soysuz... Affedersin Ermeni... Çamur... Rezil... Çakal... Ölü sevici... Geri zekalı...  Şerefsiz... Çakal... Yalaka...”

Erdoğan’a sormak isterim:

‘Bu sıfatlarla anılan insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin mümtaz fertleri arasında mı?..’

Ve cemevleri 

Erdoğan bir kaç gün önce Hacı Bektaş Veli’yi anma törenlerine katılıyor, Alevilerin kutsal mekanı cemevini ziyaret ediyor.

Yirmi yıl sonra aklına “Aleviler” geliyor.

Neden?..

Çünkü, Kemal Kılıçdaroğlu Alevi ve büyük olasılıkla 2023’te Cumhurbaşkanı adayı.

Zaten bütün mesele bu.

Ah şu seçim 

Gelecek yıl seçim var ya... Seçim... Ah, sen nelere kadirsin seçim!..”

85 milyonun aniden ‘mümtaz fert’ olması Erdoğan’ın aklına bu nedenle düşüyor.

Seçim nedeniyle, bütün muhalifler dahil, çünkü “85 milyon” diyor, herkesi kastediyor, biz hepimiz aniden bu ülkenin ‘mümtaz fertleri’ arasına giriyoruz.

Yirmi yıldır itilip kakılan, işlerinden atılan, coplanan, hakkını ararken sürülen, gözaltına alınan, tutuklanan, adalete ulaşamayan, çeşitli hakaretlere maruz kalan milyonlarca insan...

Şimdi aniden ‘mümtaz fertler’ sınıfına dahil oluyor!..

“Cumhuriyet’in gördüğü en büyük kutuplaşmaya tanıklık edenlerin bunları unutması mümkün değil”.

Seçimde unutmadıklarını gösterecekler.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Bu karanlıkta Tuncer Bakırhan’ın “demokratik zemini müsait!..”

Orta Çağ benzeri, hiç olmadığı kadar karanlık, karanlık, karanlık günler!..

Acıklı bir güldürü: Asgari Ücret Komisyonu

Kendisine yakın sermaye gruplarının vergilerini defalarca siliyor, onlara defalarca teşvik armağan ediyor. Sildiği milyarlarca lirayı asgari ücretlilere aktarsa... Milyonlarca çalışan hiç böyle “acıklı bir güldürü” izlemek zorunda kalır mı?.

Ecevit, Lenin, Birand, Mengü: Savaşlara basın da ışık tutar

Salih Müslim Temmuz 2013 ile Ekim 2014 arasında Ankara’ya üç kez geliyor, kırmızı halılarda karşılanıyor, o sırada yine PYD’nin başında...

"
"