İnsanları hukuksuz biçimde gözaltına almak için sabahın 5'inde ev baskınına geliyorlar.
Ağaçları kesmek için yine sabahın 5'inde ormana giriyorlar.
Son olarak, ağaçların kesimine direnen köylülere biber gazı sıkılan Muğla'ya bağlı İkizköy yaşam alanı Akbelen ormanlarında görüldüğü gibi.
O direnişin üç yıllık geçmişi var.
Yıl 2020...
İktidarın gözdelerinden Limak Holding Akbelen Ormanlarında belli bir bölgeyi maden ocağına açmak için izin alıyor. Ağaçlar kesilecek, linyit ocağı açılacak. O linyitler Limak'ın işlettiği santrallarda enerji üretiminde kullanılacak.
Ancak, köylüler direniyor.
17 Temmuz 2021...
Direnişe rağmen, ağaç kesimine başlanıyor. Köylüler ormanda direnişe geçiyor. Projenin iptali için dava açılıyor.
7 Eylül 2021...
Dava açıldığı için...
Birinci keşif, birinci bilirkişi heyeti.
O heyetin raporu üzerine...
Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı veriyor.
Mayıs 2022...
Yürütmenin durdurulması kararı ne iktidarı, ne Limak'ı durduruyor.
İkinci keşif, ikinci bilirkişi heyeti.
Rapor madencilik faaliyetinden ormanın olumsuz etkileneceğini belirtiyor ancak, kömürün çıkartılması için Akbelen Ormanlarının madenciliğe açılmasını savunuyor. Köylüler rapora itiraz ediyor.
8 Ağustos 2022...
Üçüncü bilirkişi heyeti...
3 Aralık 2022...
Veeee...
Mahkeme daha önce verilen yürütmeyi durdurma kararını kaldırıyor.
24 Temmuz 2023...
Akbelen Ormanlarında ağaç kesimi yeniden başlıyor, köylüler tekrar direnişe geçiyor. Jandarma köylülere biber gazıyla müdahale ediyor, gözaltına almalar, insanları hırpalamalar...
Yılın fotoğrafı
Direniş derken...
Ormanlarını, yaşam alanlarını korumak için eyleme geçen köylüler öyle bir direniş tarihi yazıyor ki...
Pek görülmeyen bir eylem tarzı. Emin değilim ama, belki bir ilk.
Ağaçlara sarılıyorlar, insanlara sarılır gibi.
Ağaçları korumak için kendi bedenlerini feda edercesine!..
Ağaçları korumak onlar için insanları korumakla eşit, hiç fark yok.
Fark başka bir yerde.
Direnişi kırma emrini yerine getirmek amacıyla ağaçlara sarılanlara biber sıkmak hiç kolay olmasa gerek!..
Ayrıca...
Kesilmesini engellemek için ağaçlara sarılan köylülere biber gazı sıkılmasını TV'lerde izlerken, iktidar sahipleri ve Limak yöneticileri acaba ne hissediyor?..
O sarılma sahnelerini...
Biber gazlarını...
Hele de 88 yaşındaki Zehra Nenenin ağaca sarılması, arkasında, ona sarılan genç bir kadını gösteren o fotoğraf...
Bence yılın fotoğrafı.
Bu kaçıncı
Ormanları ve yeşil alanları yok etmek...
Ağaçları kesmek...
Akbelen Ormanları AKP iktidarının bu alandaki kim bilir kaçıncı faaliyeti?..
Ege'de Kaz Dağları'ndan Artvin'de Cerattepe'ye, Konya'dan Ordu'da Fatsa'ya kadar...
Ayrıca zeytinlikler...
Tarlalar...
Değişik zamanlarda Türkiye'nin pek çok yerinde...
Akbelen Ormanlarında kesilmesi hedeflenen ağaçların bulunduğu alan...
TEMA Vakfı'nın açıklamasına göre, 780 dönümlük kızılçam ormanı.
Halktan gelen onca tepkiyi hiçbir biçimde umursamayan bir AKP iktidarı...
Yaşlısı genci, kadını erkeği ağaçlara sarılırken, o insani yaşatma, o koruma duygusunu iktidar sahipleri ve Limak yöneticileri nasıl umursamıyor, anlamak güç.
Para cezası
Olayın garip yanı, 2019 Ocak ayında kabul edilen bir yasa var, AKP'nin çıkardığı o yasaya göre:
Yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, yaş ağaçları boğmak, yaralamak, tepelerini veya dallarını kesmek 2 bin 978 liraya kadar para cezasına mâl oluyor.
Günümüzde artık hiçbir anlam taşımayan ceza miktarı ancak, yine de ağaçları koruma var.
Bir yanda kendi kabul ettikleri yasa, öte yanda ağaçları kesmek üzere ormanlara bodoslama girilmesine izin vermek!..
Karbondioksit salınımı
İklim değişikliği günümüzde en acil insanlık sorunlarından biri.
Bunu iktidar sahiplerinin ve Limak yöneticilerinin bilmemesi imkansız.
Ormanlar, iklim değişikliğine, dolayısıyla tüm canlıları tehdit eden karbondioksit (CO2) salınımına karşı en başta gelen koruyuculardan biri.
Karbondioksit salınımının yarısını ormanlar tutuyor.
Buna rağmen, bizim ormanlarımız, ülkenin çeşitli yerlerinde insafsızca kesiliyor.
Dünyanın gündemi
Türkiye ormanlarını keserken...
Karbondioksit salınımına karşı gardını düşürürken...
Avrupa'da, tam da bugünlerde en çok tartışılan dört konudan biri ne?..
Karbondioksit salınımını, karbondioksit salınımını azaltmak için çareler!..
Zehra Nene...
Ağaçlarına sarılan köylüler...
Biber gazına maruz kalanlar...
Gözaltına alınanlar...
Yazdığınız tarihi kimse unutmaz.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|