16 Haziran 2022

Ayıp değil mi Nebati?..

Bir espriye bile tahammül edemiyorsun, seni kızdıran bir yazı yazdı diye, devletin denetmenlerini öne sürüyorsun

Tiyatro dünyamızın seçkin sanatçıları arasında yer alan Müjdat Gezen Cumhuriyet Gazetesi'nde "Köşe Atışı" başlığı altında, birinci sayfanın sağ alt köşesinde yayımlanan en çok yedi, sekiz satırlık espri dolu yazılar yazıyor. Bazen bir vurgu, bazen hiciv, bazen şaka.

Aynı yerde geçenlerde yine esprili bir yazı kaleme alıyor:

"Doktor bana nebatiyi yasakladı, artık zeytinyağı kullanıyorum."

Muhtemelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'ye gönderme. Hepsi bu kadar.

Vaaay, sen misin bunu yazan!..

"Maliye Bakanlığı'nın vergi denetmenleri Müjdat Gezen'in kapısına dayanıyor, mali defterlerini didik didik ediyor."

Müjdat Gezen'in yazdığı eleştiri bile değil, sadece bir espri.

Yok, öyle değil!..

Gönder emrindeki vergi denetmenlerini ki, Müjdat Gezen'in mali bir açığını yakalasın ve cezayı bassın!..

"Ayıp değil mi Nebati?.."

Müfettiş değişiyor

Bu olayı duyunca, dün Müjdat Gezen'i arıyorum. Olayı doğrulayan Gezen: 

"60 yıldır deftere tabi bir sanatçı olarak, hiç denetim görmedim. İlk kez böyle bir denetimle karşılaşıyorum.

Bu arada ilginç bir şey oldu, denetimi yapan ilk müfettiş değiştirildi." 

Çünkü, müfettiş bir açık bulamıyor, bulamayınca, tıpkı mahkemelerde iktidarın işine gelmeyen kararlar alan yargıçların değiştirilmesi gibi...

"Müfettiş değiştiriliyor."

Denetimden istediğin sonuç çıkmayınca, değiştir müfettişi!..

"Ayıp üstüne ayıp!.. Ayıp değil mi Nebati?.."

Bir espriye bile tahammül edemiyorsun, seni kızdıran bir yazı yazdı diye, devletin denetmenlerini öne sürüyorsun.

"Ayıp değil mi Nebati?.."

Müjdat Gezen sanat merkezi

Kısa adıyla, MSM olarak anılan İstanbul'daki Müjdat Gezen Sanat Merkezi tam 32 yıldır tiyatro ve yazarlık eğitimi bir veren bir okul.

MSM gönüllülerin bağışları ve merkezin sanatsal faaliyetleri ile kurslarından elde edilen gelirlerle etkinliğini sürdürüyor. Temel oyunculuk, diksiyon, yazarlık, kamera önü, dublaj kursları ile hem çocuklara ve gençlere, hem yetişkinlere hizmet veriyor.

Nitelikli sanatçı yetiştirmeyi amaçlıyor. Buradaki öğrenciler oyunlar sergiliyor. 

"Denetleme işte bu okulda yapılıyor."

Sanat, baştan sona sanat odaklı bir okul. 32 yıldır.

Sana bir espri yaptı diye... Bu yaptığın...

"Ayıp değil mi Nebati?.."

Nebati'nin karnesi

Oysa, Müjdat Gezen Nebati'nin maceralarıyla hiç ilgilenmiyor. Bakan koltuğuna oturduktan sonra,  kırıklarla dolu karnesi insanı titretiyor:

Dolar 14 lira iken...

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Anadolu Ajansı yayınına çıkıyor:

"Türk Lirası şu anda en zayıf durumda, yani gideceği bir yer yok bir kere. Vatandaş rahat olsun."

Vatandaş rahat olmak istiyor ama, dolar rahat durmuyor, Nebati'nin bu sözlerinden sonra dolar 16.40 liraya fırlıyor.

Nebati'nin gözlerindeki "ışıltı" hepimizin gözünü kamaştırıyor, "dövizdeki fiyat oluşumunu aldığımız önlemlerle bertaraf ettik, dövizdeki fiyat dalgalanmalarını büyük oranda dengeledik" diyor...

Öyle bir denge ki, dolar 17 lirayı geçiyor!..

"Enflasyonu el ele vererek, yüreğimizle çözeceğiz" gibi, muhteşem bir ekonomi teorisi ortaya atıyor, bu kez de yüreğimiz yetmiyor, resmi rakamlarla bile, enflasyon yüzde 70'e dayanıyor.

"Bütün dünyada yüksek enflasyon var" diyor, enflasyon Amerika'da yüzde 8.5, Avrupa ülkeleri arasında en yüksek oran yüzde 14 ile Litvanya'da. Enflasyonun düşmesiyle ilgili sürekli tarih veriyor, o tarihlerin hiç biri tutmuyor.

Doları frenlemek amacıyla "Kur Korumalı Mevduat" diye bir garip sistem getiriyor, durup dururken Hazine'nin sırtına milyarlarca lira yük biniyor.

Arada bir doğru söylediği de oluyor, yaptıklarını savunurken, "bu sistemden dar gelirliler hariç, üretici firmalar, ihracatçılar kar ediyor" itirafı üzerine, fırça yemiş olmalı ki, sonradan bu sözlerini düzeltmeye çabalıyor.

Ülkemizde tarihin en büyük, en derin ekonomi krizi yaşanırken, bu sefaletten kurtulmanın yollarını aramak yerine, Nebati sen espriye bile katlanamıyor, bir sanatçının peşine düşüyorsun!..

"Ayıp değil mi Nebati?.." 

Velilere telefon

Müjdat Gezen demokrasiye inanmış, el etek öpmeyen her bağımsız sanatçı gibi, AKP'nin hedefinde. Diyor ki:

"Burada beni kızdıran benim defterlerimin incelenmesi değil, okulumun ne kadar öğrencisi varsa, hepsinin evine telefonla baskı yapıp, sorguya çekilmesi.

Öğrencilerimin velileri tek tek arıyor ve bana, yanınızdayız, diyor. Çünkü MSM sanatın, Cumhuriyet'in ve demokrasinin kalesidir. Koruyucusu Atatürk'tür. Biz böyle şeylerle yılmayız."

İlle de, bir açık bulmak amacıyla öğrencilerin evlerine telefon etmelere kadar...

"Ayıp değil mi Nebati?.."

Söylemi ileriye götürüyor

Müjdat Gezen daha sonra Nureddin Nebati'ye sesleniyor:

"Sanırım siz komik birisiniz. Ne yapsanız, ne söyleseniz, gülüyorlar. Ben de zaman zaman gülüyorum.

Sizi hiç tanımam, kimsiniz, nasıl bakan oldunuz bilmiyorum ve ilgilenmiyorum.

Ama, ‘Nebati bana dokunuyor' söylemini biraz daha ileriye götürüp, ‘Nebati bana gerçekten dokunuyor' diye değiştiriyorum.

İşin fena yanı, bana kim dokunduysa, çarpıldı. Allah'ın da böyle bir adaleti var demek ki. Beni bu yazıyı yazmaya mecbur eden sisteminiz yakında çökecek.

Mali defterlerim de, benim yaşamım kadar temizdir. Üzerinde oynamalar falan yaparlarsa, bedellerini öderler. Kim olursa olsun, bunu affetmem.

Benimle uğraşmanız beyhudedir. Sizler gidicisiniz, biz ise hancıyız.

Sitemlerimle." 

Yok vergi denetmeni, yok mali inceleme, yok öğrenci velilerine baskı...

Bu dönemin kara kaplı defterine bir sayfa daha ekleniyor.

Ekonomiyi derin krizden nasıl çıkaracağım diye uğraşmak yerine, bağımsız ve demokrasiye inanmış sanatçılarla uğraşmak!.. 

"Ayıp değil mi Nebati?.."

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..