18 Kasım 2023

"Aferin oğlum, aslanım": En çok değişen iki yasa

On binlerce insan adalet ararken, adalet bir kez daha yara alıyor...

İşçiler yürüyor, gelirde ve vergide adalet için.

Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirmeyen Yargıtay'ı protesto için avukatlar yürüyor.

"Kaza" adı altındaki iş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenler yürüyor.

Maden patlamalarında hayatların kaybeden madencilerin yakınları ve madenciler yürüyor.

Ağaçlarının kesilmesini, tarlalarına iş makinesiyle girilmesini önlemek için köylüler yürüyor.

Beş bin liralık emekli ikramiyesi dışında tutulan çiftçiler üretimi durduruyor.

Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atılan işçiler tazminatlarını alamadıkları için yürüyor.

Yurtlarda düşen asansörlerde arkadaşlarını kaybeden öğrenciler yürüyor.

Şiddete maruz kalan sağlık çalışanları yürüyor.

Geçinemeyen emekliler protesto açıklamaları yapıyor.

Adalet, adalet, adalet

Şu ülkenin haline bakın!..

Her meslekten, her yaştan on binlerce kişi protesto yürüyüşünde. Ve bunların hepsi on, on beş gün içinde yaşanıyor.

Birbirinden bağımsız gibi görünen, her gün yenileri eklenen toplumsal protestoların ortak paydası var:

ADALET ARAYIŞI!..

KİMSE ADALETE ERİŞEMİYOR!..

KİMSE HAKKINI ALAMIYOR!..

Bir araya gelebilenler yürüyor, gelemeyenler çareyi yurt dışına iltica etmekte buluyor.

Ve bir tahliye

Büyük çoğunluk sokaklarda "adalet ararken..."

Aranıp da bulunamayan o adalet, İnfaz Yasası adı altında bir gece ansızın bir katille buluşuyor.

Değerli meslektaşımız, Ermeni kökenli değerli yurttaşımız Hrant Dink'i öldüren katil Ogün Samast denetimli serbestlik çerçevesinde on altı yıl kaldığı cezaevinden tahliye ediliyor.

Toplum bu tahliye ile bir kez daha sarsılıyor.

Sarsılıyor, çünkü bu tahliye adalet arayan toplumun karşısına yeni bir adaletsizlik örneği olarak çıkıyor.

Oysa, hukukçuların ortaklaşa dile getirdikleri gibi, "İnfaz Yasası çerçevesinde normal" görünüyor.

İki kritik aşama

Ancak...

Cinayeti işledikten sonra ekranlara poz verirken, Ogün Samast'ın "Aferin oğlum, aslanım" diye, hiç çekinmeden sırtını sıvazlayanlar ve arkasında kimler varsa...

Birinci aşama.

Ogün Samast'ı cinayete azmettirdikleri iddiasıyla 2007'den bu yana birileri hâlâ yargılanıyor.

Yani, Hrant'ın öldürülmesi örgütlü bir cinayet. Buna rağmen:

1-Kayıtlara adi bir cinayet olarak geçiriliyor,

2-Terörle Mücadele Yasası kapsamı dışında bırakılıyor.

Böylece katilin aldığı hapis cezası azalıyor. Örgütlü suç kapsamında olsa, 10 yıl daha hapis yatması gerekirken, "adi cinayet" kılıfıyla 16 yıl yatarak, kurtuluyor.

Hangi "iyi hâl"

İkinci aşama ise, şimdiki tahliye gerekçesi:

"İyi hâli" nedeniyle.

Oysa...

Hapiste gardiyanlara saldırıyor, bir gardiyanın boğazına bıçak çekiyor, bu suçu nedeniyle ayrıca iki yıl daha hapis cezası alıyor ve fakat...

"İyi hâl!.."

Ve tahliye!..

İhale ve infaz yasaları

Halen emekli, değerli Cumhuriyet savcısı Bülent Yücetürk TV'de tahliye kararını değerlendirirken, çarpıcı bir tespitini aktarıyor:

"AKP iktidarında en çok değiştirilen, değişikliğe en çok uğrayan iki yasa vardır, biri İhale Yasası, diğeri İnfaz Yasasıdır".

İhale Yasası'nı biliyorum, son yirmi yılda 190, yanlış okumadınız yüz doksan kez değiştiriliyor. O kadar dikkat çekiyor ki, Avrupa Birliği İlerleme Raporlarında bu değişiklik her sefer eleştiriliyor.

Değişiklikler, her ihaleye yeni bir yasa gibi, "ihalelerde şeffaflığı önlüyor, yolsuzluğa kapı açıyor" iddialarının odağına oturuyor.

İnfaz Yasası kaç kez değişti bilmiyorum ancak, belli ki, en çok değiştirilen ikinci yasa.

İki kritik yasanın bu kadar çok değişikliğe uğraması, AKP'nin ülkeyi nasıl yönettiğinin ipucunu veriyor.

İhale Yasası ile istediği ekonomik düzeni kurarken...

İnfaz Yasası ile topluma biçim veriyor, "kimin iyi, kimin kötü vatandaş" olduğuna karar veriyor.

Örneği var.

Gece saat 03.00

20 Nisan 2020'de TBMM'de İnfaz Yasası'nda değişiklik görüşülüyor, denetimli serbestlik yasasından kimlerin yararlanabileceğini belirten madde ele alındığında...

Gece saat 03.00.

Sabaha karşı görüşülen maddeye istisna getiriliyor:

"MİT Yasası çerçevesindeki suçlar infaz indirimi dışında bırakılıyor."

O günlerde MİT Yasası kapsamında yargılanan ve hapse atılan muhalif gazeteciler var. İstisna ile onlar infaz indirimi dışında bırakılıyor.

Başından itibaren kayıtlara terör eylemi olarak geçmeyen bir cinayetin katili indirimden yararlanıyor. Hrant Dink'in avukatı bile, bu durumda tahliyeye kanunen itiraz edemiyor.

On binlerce insan adalet ararken, adalet bir kez daha yara alıyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

154 kişiden 1'i olarak

MHP'yi eleştirmenin suç sayıldığı günler... Eleştirenlerin listeye döküldüğü günler...

Haşhaş ekiminin intikamı: Sampson Darbesi

Kıbrıs’a çıkarmanın ellinci yılında perde aralığından, her zaman ders olur, unutulmaması gereken bir sayfa

Yalan dünya: Kadının soyadı, yargı paketi, tasarruf paketi

AKP'nin attığı her adım artık sivil topluma çarpıyor. Halkta karşılığı olmayan adımlar...