10 Mart 2022

Savaş zor, barış daha da zor

Gelinen bu noktada, önce kapsamlı bir ateşkesten başlanılarak savaşa nasıl son verilebilir?

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin üçüncü haftasına giriyoruz. Geride bıraktığımız iki haftada Ukrayna'nın pek çok yerleşim bölgesi Rus ordusunun ağır ateşine maruz kalmış, pek çok sivil yaşamını yitirmiş, daha şimdiden çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 2 milyondan fazla insan komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmış ve ülke altyapısı önemli ölçüde zarar görmüştür. Bu dram dünyanın gözü önünde yaşanmakta, Rus halkı dışında herkes tarafından izlenmektedir.

Savaşı durdurmak için şimdiye kadar yapılan ateşkes çağrıları henüz bir sonuç vermemiş, yerleşim merkezlerini terk etmek isteyen sivillerin güvenli geçişi için insani koridor oluşturulması çabaları da kısmen uygulanabilmiştir.

Sadece Ukrayna ve Rusya için değil, başta ülkemiz ve AB ülkeleri olmak üzere tüm dünya ekonomisi için bu denli yıkıcı bir savaşı durdurmak ve sorunların müzakere ile giderilmesini sağlamak imkansız mı? Rusya'yı iyi tanıyan bazı uzmanlar ve tarihçiler ile Henry Kissinger gibi diplomasi üstadları Ukrayna-Rusya ilişkilerinin geleceği hakkında bir reçete sunmaktadır. Benim de büyük ölçüde paylaştığım bu paket formülün gerekçeleri ve ana hatları şu şekilde belirmektedir:

  1. Ukrayna egemenliği ve toprak bütünlüğü bütün dünya tarafından tanınan, BM üyesi bağımsız bir devlettir. Bağımsızlık tarihinin 20 küsur yıl gibi kısa bir geçmişe dayanması, yok sayılmasının gerekçesi olamaz.
  2. Bağımsız bir devlet olarak Ukrayna'nın kendi kaderini kendisinin tayin etmesi hakkından mahrum bırakılması mümkün değildir. Kaldı ki, ülkede demokratik seçimler ile işbaşına gelen bir iktidarın uygun gördüğü siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlantılarına girme hakkı vardır.
  3. Ancak ideal bir dünya düzeninde yaşamadığımız da bir gerçektir. Tarih ve coğrafyanın dikte ettiği şartlar gözardı edilemez. Dolayısıyla Ukrayna'nın bağımsızlığının sınırları vardır. Kaldı ki, iç yapısı ve gerek coğrafya gerek etnik ve nüfus yapısı ile Ukrayna kırılgan bir niteliktedir. Ülkenin Batısı Ukrayna dilini konuşur ve çoğunlukla Katolik inancını benimsemiş iken, doğusu Rusça konuşmakta ve Ortodoks inancına bağlı kalmaktadır. Dinyeper nehrinin bir bıçak gibi kestiği bu fay hattı, bağımsızlıktan bu yana etkisiz hale getirelememiştir. Bunun başlıca sorumlusu Ukrayna siyasi partilerinin ve liderlerinin uzlaşmaz görüş ayrılıklarıdır.
  4. Ukrayna'nın kendi kırılgan yapısını dikkate almadan izlediği politikalara rağmen, hiçbir gerekçe Rusya'nın bu ülkeye savaş açmasının ve bunca felakete yol açmasının haklılığını gösteremez.

Gelinen bu noktada, önce kapsamlı bir ateşkesten başlanılarak savaşa nasıl son verilebilir?

Diplomasi, ilgili tarafların hiçbirinin tam zafer ilan edemeyeceği, kimsenin tam tatmin olmadığı, ancak yaşanabilir ve sürdürebilir bir çözümün bulunabildiği bir sürecin anahtarıdır. Bu savaşın bitirebilmesi için tarafların tüm hedeflerine ulaşma yerine temel ihtiyaçlarına odaklanma aşamasına gelmeleri gerekecektir. Bu çerçevede temel çıkar ve ihtiyaçlar birkaç noktada toplanmaktadır:

- Ukrayna'nın tek taraflı iradesi ile NATO güvenlik sistemine katılmama kararı vermesi ve gerek Rusya gerek NATO'nun bu kararı tanıyıp tarafsızlığına saygı duyduklarının ilanı.

- Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin Rusya tarafından tanınması ve bu ülkedeki askeri varlığının sona erdirilmesi.

- Dombas konusunun Ukrayna'nın içinde geniş bir idari özerklik ve kültürel hakların tam olarak tanıması biçiminde güvence altına alınması, buna karşılık Rusya'nın kurdurduğu ve tanıdığı iki sözde Halk Cumhuriyeti'nin feshi.

- Kırım'ın statüsü konusunun zamana bırakılması.

- Ukrayna'nın özgür iradesi ile Batı'nın siyasi ve ekonomik yapılanmalarına katılabilmesi.

Kabul etmek gerekir ki henüz taraflar böyle bir uzlaşıya hazır görünmemekte, tam tersine Rusya askeri saldırılarına devam ederken, Ukrayna da direniş kararlılığı sergilemektedir. Öte yandan ABD'nin en son Rusya'dan petrol ithalatına son vermesi ile Avrupa'nın kademeli olarak Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma kararı, buna karşılık Rusya'nın karşı yaptırımları gündeme getirmesi savaşın daha da kontrolsüz ve belirsiz bir sürece girme riskini arttırmaktadır.

Eğer Rusya esneklik gösterebilecek bir değişim yaşamaz ise, dünyamızı daha da yakıcı bir savaş ve global ekonominin çöküşü gibi karanlık senaryolar beklemektedir.


* Volkan Vural, 1988-1993 yılları arasında önce Sovyetler Birliği, daha sonra Rusya nezdinde Türkiye Büyükelçisi olarak görev yaptı.

Yazarın Diğer Yazıları

Haniye suikastının hatırlattığı bir Sadabad ziyareti: “Sayın Özal, savaş açacaktık ama sizi uyandıramadık”

Beni görünce şaşırdı, “Hayrola, ne var?” dedi. “Irak’a savaş açacaktık ama sizi uyandıramadık” dedim. “Ne savaşı?” diye sordu. Gece olanları anlattım. “Yahu ben bir şey duymadım, iyi uyumuşum. Kimin aklına geldi savaş açmak?” diye sordu

İran değişir mi?

İran’a yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılması veya en azından hafifletilmesi, nükleer müzakerelerde ilerleme sağlanması Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı güçlendirecek ve muhtemelen yeni Devrim Rehberi seçiminde kilit bir rol oynamasını sağlayacaktır

Sovyetler Birliği ve Rusya

Sovyetler Birliği’nin çöküşüne yol açan ana neden ekonomiydi. Sovyetler Birliği artık kaldıramayacağı bir askeri harcama külfetine girmişti

"
"