17 Nisan 2023

İsterse kıyamet kopsun ama adalet yerini bulsun

Sadece ismi "Süper" olan bir lig yerine senaryosu acemice yazılmış kötü bir dizi izliyor gibiyiz

"Normal" kelimesinin Türk Dil Kurumu'ndaki karşılığı, "Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun" ve "Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum" olarak açıklanır.

Kelimenin en doğru anlatımı "Kurala uygun" ifadesi olsa gerek. Zira çokça kez göreceli bir kavram olarak karşımıza çıkar. Bir başkasının normali, bir diğeri için aynı normallikle karşılanamayabiliyor.

2022-2023 sezonunda yaşananlar da birileri için "normal", birileri için sıradanlaşmaya başladı.

Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında saha içinde yaşananlar, "normal"liğin sınırlarını aşmış durumda olmasına karşın, spor basını her şeyi "normal"leştirerek, ucundan kıyısından bile dokunma ihtiyacı hissetmiyor.

Oysa hiçbir şey yaşanmamış 45 dakika sonunda, karşılaşmanın hakemi Atilla Karaoğlan, önce Jorge Jesus tarafından saha ortasında "fiziki" müdahalede de bulunularak tehdit ediliyor. Bununla yetinmeyip parmak sallıyor, orada da durmuyor, penaltı pozisyonuyla birleştirip bunları maç sonunda Instagram hesabında paylaşıyor. Verdiği mesaj açık, "hakemi yola getirip penaltıyı aldırdım."

İlk 45 dakikanın bitimiyle maçın hakemleri soyunma odalarına gidemiyor zira Fenerbahçeli yöneticiler Selahattin Baki ve Ahmet Ketenci tarafından önce çıkışları engellenerek, çıkış tüneli önünde, sahanın içine dalarak "tehdit" ediliyor. Bu da kesmemiş olacak ki, hakem odasına girilerek, küfürlerle sahaya yollanıyor.

Burada Ahmet Ketenci ismine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Maçın hakemlerine parmak sallayarak bir şeyler söyleyen bu şahıs, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın büyük oğlu Burak Erdoğan'ın eşinin ağabeyi. 2012 yılında Aziz Yıldırım yönetimine yedek olarak giriyor, daha sonra Başakşehir kulübünde yöneticilik yapıyor. İBB'ye ait Bel-Tur'da yöneticilik yapmış. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın her isim gibi dokunulmazlık zırhı kuşanmış olmalı ki, olmaması gereken saha içine kadar girip, hakem tehdit edebiliyor. Çünkü bunun başka bir açıklaması yok.

Süper Lig'de bu haftadan sonra buna benzer olaylar yaşanırsa kimse şaşırmasın. Zira anormal bir durum sanki normalmiş gibi karşılanarak, yaşananlar normalleştirmeye çalışılıyor. Ne kimse sesini çıkartıyor, ne de konuşuyor. Sanki hiç yaşanmamış gibi üzerine bir örtü çekip unutulması sağlanıyor.

Tüm bu yaşananlarda en ilginç şeyse, sözü geçen maçın ilk 45 dakikasında infial yaratacak bir şey yaşanmaması. Oysa tepkilere bakıldığında sanki Ankaragücü'ne iki kırmızı kart verilmemiş, Fenerbahçe aleyhine çıkan tüm kararlar yanlışmış gibi.

Aslında mesaj çok açık ve berrak, "ama öyle ama böyle bize istediğimizi vereceksiniz."

Yeri gelir teknik direktörümüz tehdit eder, yeri gelir yöneticiler sahanın içine dalıp tehdit eder, gerekirse de hakem odası basılır.

Bunlara ne cezalar verilecek, takip edeceğiz hep birlikte. Ancak şunu bilmekte fayda var ki; cehenneme giden yola taş döşemeye başlarsanız, o ateş er ya da geç sizi de yakacaktır.

Atanmış Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ya da başkanı Fenerbahçe yöneticisinin maaşlı çalışanı olan Merkez Hakem Kurulu'ndan bu konularda bir tepki göstermesini beklemek, çocukça bir iyi niyetten başka bir şey olamaz.

Türkiye Süper Ligi, eşi benzeri görülmemiş bir sezon yaşıyor. Tüm dünyada futbolda yanlış kararların verilmemesini sağlayan VAR sistemi, ülkede herkesin gözünün içine baka baka lig yarışının daha "heyecanlı" geçmesi için kullanıyor. 

Sadece ismi "Süper" olan bir lig yerine senaryosu acemice yazılmış kötü bir dizi izliyor gibiyiz. Birilerinin daha ilk haftalardan itibaren yazmaya çalıştığı acemi senaryoda sadece bir takım için uygulanan VAR kayıtlarının açıklanması, verilen verilmeyen penaltılar, kırmızı kartlar, cezalardaki standartsızlık, cezasızlık, şımarık zengin çocuğunun istediğini gerekirse zor kullanarak almaya çalışmasıyla artık sona geliniyor. 

Bu dizinin nasıl bir sonla biteceği hâlâ meçhul. Çünkü herkes biliyor ki, dizinin asıl oğlanı sayılabilecek hakemler maçı dilerse bir elden diğerine verebiliyor. İsterse olmayan uzatmayla maç skor tayin ediyor, isterse olmayan kırmızı kartı veriyor. Hiçbiri olmuyor mu? Çaresiz değilsiniz; o zaman da imdat çekicini eline alıp, penaltı tuşuna basıyor. 

Mide bulandırıcı, artık rayından çıkmış her şeyin bir arada yaşandığı bu sezon, şampiyon kim olursa olsun çok konuşulacak. Eğer gerçekten futbolseverseniz, bu oyuna inancınız varsa konuşulması da gerekir.  

Sahi sezon başında "FETÖ"cü ilan edilen Türkiye Futbol Federasyonu neden "iyi niyetli" oldu ve MHK'ya ilişkin şüpheleri olanların şüpheleri ne zaman ve neyin karşılığında giderildi? Bunu da merak etmemek mümkün değil.

İsterse kıyamet kopsun ama adalet yerini bulsun...

Yazarın Diğer Yazıları

Acun Bey'i yasa dışı bahis konusunda dinlemek lazım, ne de olsa kanalı ceza yiyen tek patron!

21 ayrı yasa dışı bahis firmasının reklamını dakikalarca ekranda tutulması nasıl bir akıl tutulması acaba

Dursun Özbek ve yönetimi utanmayı biliyor mu?

Utanmak, insanın ahlâki pusulasıdır ama bu pusula bir süreden bu yana yönünü şaşmış durumda

Galatasaray'a nefret kusmak için yeni araç Milli Takım

Bugüne dek oynanan maçlarda şunu gördük, 24 takım içinde fizik gücü en düşük takım Türkiye

"
"