21 Kasım 2022

Kararan gelecek Ponzi’yi parlatıyor

Türkiye’de küresel sıralamalarda birinciliği alacak kadar neden bu kadar kripto varlık meraklısı olduğu meselesi, sadece ekonomik değil, toplumsal ve siyasal atmosferin de bir sonucu olmalı.

Son günlerin gündemdeki soruları şunlar: “Kripto varlık fiyatları neden düşüyor?” “Borsa neden yükseliyor?”.

Ponzi yapıların yani saadet zinciri oluşturan yapıların ortak özelliği, sistemde sunulan ‘tatlı havuçla’ oyuna girenlerin sayısının sürekli arttırılmasına dayanır. Yeni girenler, oyunun devam etmesini sağlar. Girişler durur da çıkışa dönüşürse ‘film kopar’.

Borsa İstanbul ‘Ponzi tip’ yapı olmasa da negatif reel faiz ortamında yeni girişler, belli hisselerde buna oldukça yakın tablo sergiliyor. TL mevduat, Hazine bonosu, döviz kuruna dayalı enstrümanların tamamı ekonomik temellerden uzak biçimde kamu gücü ile yapay biçimde kontrol altında. Ta ki tutulamaz hale gelene kadar.

“Aman vatandaş ya da şirketler dövize gitmesin” bakışı, Ankara siyasetini “Borsayı pohpohlama’ kanalına soktu. Manipülatörlere gün doğdu. Üç beşi battı, içeri atıldı. Ya bunların pompaladığı hisseleri alanlar? Oyuna kalanlar devam ediyor. Hem TL’nin erimesi çaresizliği hem siyasi pohpohlama hem de manipülatörlerin yarattığı ‘sabun köpüğü’ hisse zirveleri, son 3.5 ayda 500 bin yeni yatırımcıyı sokmuş borsaya; hisse senedi taşıyan yatırımcı sayısı 3.1 milyona çıkmış.

Her yeni giren borsa yatırımcısının finansal okuryazarlığı olmadı da çok açık. Bu da ‘kuyruğa takılanları’, ‘tüyo ile köşe dönme’ meraklılarını, kendilerini bir Ponzi oyunu içinde bulmalarına yol açıyor.

Son 3 yılda kripto çılgınlığının sonunda getirip batırdığı mağdurlar yığını tablosu da küresel çapta yaşanıyor.

Kriptoda Ponzi

Geçen hafta iflasa başvurusu ile tescil edilen batış FTX adlı alım-satım platformunun 1 milyona yakın ‘mağduru’ olduğu anlaşılıyor.

Malum ABD’de kurulu FTX adlı kripto varlık alım-satım platformu cuma günü iflas masasına başvurdu. Çünkü Kasım başında müşterinin nakit çıkışlarını karşılayamadı. Binance adlı pazar lideriyle birleşme gibi eklemlenme çabaları da kurtaramadı.

Sam Bankman-Fried adlı 25 yaşında, MIT mezunu ama deneyimsiz bir girişimci tarafından kurulmuştu. Tam da 2017’de Bitcoin’in 20 bin dolar seviyesine vurduğu, tüm dikkatlerin kripto varlık olgusuna çevrilmesine yol açan bir dönemde. Ancak iflas masasına başvuru öncesinde atanan bu işlerin uzmanı olan CEO’nun yazdığı rapora bakılırsa bu son durağın en başından kaçınılmaz olduğu belli imiş.

Şirketin kripto alım-satımı yapan müşterine ait 8 milyar doları uçmuş. Tabii ki yine Bankman-Fried’ın sahibi olduğu Alameda adlı bir başka özel alım-satım şirketinin hesabına, Bankman-Fried’ın anlatımıyla ‘yanlışlıkla’. Ama şirket içinde özel isimlendirmeyle saklanmış.

Daha önce Enron’un iflası sürecinde CEO olarak görev yapan John Ray III, FTX’in başına iflas işlerini yönetmek için geldikten sonra yazdığı raporda, “Kariyerim boyunca hiç böyle bir şey görmedim” diyor. “Görmedim” dediği ise şirketin kurumsal yapısındaki kontrolsüzlük, güvenilir bir finansal bilgi yapısının olmaması.

Şirket yönetiminin Bankman-Fried’ın ve yaşları 30’a yaklaşan bir grup arkadaşının kontrolünde olduğu, anlatılıyor.

Batışla beraber, şimdi 1 milyona yakın alacaklının olduğu yazıyor iflas metinlerinde. Büyük hükümet fonlarından, öğretmenlerin emeklilik fonlarına kadar. Henüz liste yok ortada ama Türkiye’den de hatırı sayılır bir alacaklısı olduğu çok açık.

Nereden tahmin edebiliyoruz? Şuradan: Coingecko.com sitesinin Ocak-Kasım 2022 verileri ile yayımladığı liste, farklı ülkelerden FTX.com web sitesini ziyaret eden tekil kişi sayısını gösteriyor. Bu listeye göre, Türkiye’den bu siteye girenlerin tekil sayısı 186 bin kişi. Küresel çapta Türkiye 6. sırada. ABD’den giren sayısı ise sadece 92 bin.

Emojiyle onay

FT’nin haberinde, FTX şirketinde hiçbir kurumsal yapının olmadığı, şirket sahipleri ile yöneticilerin klan gibi yaşadıkları aktarılırken, Reuters’ın haberinde Bankman-Freid ve arkadaşlarının şirketin muhasebe sisteminde bir ‘arka kapı’ yaratarak, zararları saklamak için kardeş kuruluş Alameda’ya transferler yapıldığı, şirketin sağlıklı gibi gösterildiği anlatılıyor. Yeri gelmişken, bu bize Türkiye’de neleri hatırlatıyor?

İflas masasına yazılan rapordaki ödeme yöntemine dair notu okuyunca tüm hikâyenin özetinin burada olduğunu düşündüm; düzgün bir ödeme kontrol sistemlerine sahip değillerdi. FTX Grup çalışanları ödeme taleplerini online chat platform üzerinden yöneticilerine gönderiyorlar, onlar da kişisel emojilerle yanıt vererek onaylıyormuş.

Gelen gideni zengin eder

2016 sonunda 17 milyar dolar toplam borsa değeri olan kripto varlıklar, 2017 sonunda Bitcoin öncülüğünde fiyat patlamasına sahne olunca 700 milyar doları geçmişti. Bu tüm finansal okur yazarlığı olmayan kesimleri kısa sürede ‘köşe dönme’ hülyasıyla bu pazara akın ettirmişti.

2020’de pandemi ile devasa parasal ve mali genişleme ile 2021 sonunda tüm kripto varlıkların pazar değeri 3 trilyon dolara yaklaştı.

Şahane değil mi? 2016 sonunda 17 milyar dolardan 5 yıl sonra 3 trilyon dolara. Tam 176 kat.

Bu dönemde eğlence için ‘çıkarılan’ kripto coinler (maalesef hiçbirine ‘para’ diyemiyorum) bile devasa pazar değerine ulaştı.

19 Kasım itibariyle kripto varlıkların pazar değeri 833 milyar doları gösteriyor. Nasıl bir büyük servet transferi olmuş, akıllara sığmaz.

Tesadüf o ki geçtiğimiz günlerde Uluslararası Ödemeler Bankası BIS, kripto varlıklara dair bir çalışma yayımladı. Kripto alım-satımı ve Bitcoin fiyatlarının ele alındığı çalışmada şu sonuçlara varılıyor:

  1. Bitcoin’in fiyat yükselişi, kripto varlık uygulamalarına yeni kullanıcıların girmesini, yani yeni yatırımcıları getirdi.
  2. Demografik analizlerde, kripto uygulama kullanıcılarının yüzde 40’ı 35 yaş altındaki erkeklerden oluştuğu gözlendi. Ki bu grup ‘risk alma peşinde koşan’ olarak tanımlanıyor.
  3. Kullanıcıların yüzde 73-81’i kripto varlık yatırımlarında para kaybetmiş. Blockchain verilerinin analizinde de Bitcoin yükselişinde küçük kullanıcılar alım yaparken, büyük portföy sahipleri ‘büyük balinalar’ satış yapmış. Gelen ‘çaylaklar’, ‘kurtlara2 yem olmuş.

 

Çalışmanın yazarları, bulgularının; yatırımcıların bireysel kararların geriye dönük olduğu, birçok yatırımcının kripto varlıkların riski ve oynaklığı hakkında bilgisi olmadığını düşündürdüğünü not ediyor. Nitekim küresel çapta faizlerin artışı ile her alanda olduğu gibi kripto varlık fiyatlarında da hızlı bir düşüşe tanık oluyoruz. Bu da finansal okuryazarlık ve temel piyasa bilgisi olmadan kripto varlık yatırımcısı olmanın ne derece riskli olduğunu gösteriyor.

95 ülkenin verileri ile derlenen bilgilere göre, 2015-2022 arasında milyon kişi başına 520 bin uygulama indirmesi ile (44 milyon) Türkiye ilk sırada geliyor.

Türkiye’de küresel sıralamalarda birinciliği alacak kadar neden bu kadar kripto varlık meraklısı olduğu meselesi sadece ekonomik değil, toplumsal ve siyasal atmosferin de bir sonucu olmalı.

Ekonomi politikalarının yoksullaştırıcı, toplumsal koşulların boğucu, siyasal koşulların ise baskıcı bir atmosferde olması gelecek umutlarını azaltan, çoğu genç kuşakta ‘geleceğini kurtarma’ kaygısını tetikleyen unsurlar olmalı.

Uğur Gürses kimdir?

Uğur Gürses, 1985 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat Bölümü'nden mezun oldu.

Çalışma hayatına 1986 yılında T.C. Merkez Bankası'nda başlayan Gürses; döviz kuru politikası, döviz rezerv yönetimi ve açık piyasa işlemleri alanlarında çalıştı. 

1994-2000 yılları arasında özel ticari bankalarda yöneticilik yaptı. 2001 krizi öncesinde bankacılığı bırakarak TV kanallarında ekonomi yorumculuğu yapmaya başladı.


1999 yılında Yeni Yüzyıl gazetesinde başladığı günlük ekonomi ve finans yazılarına, daha sonra Yeni Binyıl gazetesinde devam etti. 2001-2014 yıllarında Radikal gazetesinde, 2014-2018 arasında da Hürriyet gazetesinde yazdı.

2018'den sonra kişisel blogunda (www.ugurses.net) ekonomik gelişmeleri yorumlayan Uğur Gürses, Aralık 2021’den itibaren T24’te yazmaya başladı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

İkinci yüzyılın iktisat kongresinde gelecek inşası

Uzun bir maratonun ardından tüm kesimleri bir araya toplayan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi 15-21 Şubat günlerinde İzmir’de düzenlenecek

Bütçe hakkı neden paspas edildi?

Bankalara enflasyonun 6’da biri oranlarla zorla kâğıt aldıran yetkili ve siyasiler eğer borçlanma yetkisi için Meclis’e erken gelirlerse ‘Piyasanın bozulabileceğinden’ korkmuşlar

Son dönemecin mottosu

Öyle ya iktidar her şey; kazanılırsa ne âlâ, kaybedilirse gelene yıkılacak bir enkazın ne zararı olabilir? O halde tüm düğmelere basılacak. Girdiğimiz yol bu