19 Kasım 2014

Milat olmak istiyorsan küfrettiğin herkesten özür dile Volkan

Kendi karısının ve kızının kutsallığından söz eden bir futbolcu için başkalarının annesinin bir kutsiyeti bulunmuyor mu?

Türkiye'de bir kez daha hak, hukuk, adalet, doğruluk gibi kavramlar, haklının değil güçlünün emrinde. Sporda, medyada, sanatta, siyasette çuvallara sığmayan mızrakları sadece görmekle yetinmiyoruz, etimize batmasına da şahit oluyoruz. 

Milli Takım’ın 2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde karşı karşıya geldiği Kazakistan maçının öncesi ve sonrasında yaşananlar her açıdan ibret olacak nitelikte.

Medyada yer alan haberler, yorumlar, düzenlenen basın toplantıları; Volkan Demirel’in haklılığından dem vururken, kimse geçmişi tarama zahmetine girmiyor, olanca güçleriyle Volkan Demirel için ‘mağdur ve beyefendi futbolcu’ tablosu çizilmeye çalışılıyor.

Volkan Demirel, eşine ve kızına edilen küfürlerden ötürü futbolu bile bırakma noktasına geldiğini belirterek, Kazakistan maçında stadı terk etmesinin milat olabileceğini söyledi.

Edildiği söylenen küfürleri doğru bulmak elbette mümkün değil, peki Volkan Demirel bu miladı kendisi için hayata geçirebilecek mi?

Otobüs tepelerinde şampiyonluk sevinci yaşarken taraftarına ‘Ananın a.. Galatasaray’ tezahüratını söyletmekten vazgeçecek mi?

Kazanılan bir Süper Kupa maçından sonra bütün takımı toplayıp, ‘En büyük Fener, şampiyon Fener, alkışlayın ulan i.neler’ diye kitlesel tezahüratı başlatmaya son verecek mi?

Havaalanında kendi taraftarına ‘Terbiyesizlik yapma senin ananı s….m’ dediği için özür dileyecek mi?

Saha içinde tartıştığı rakibine ‘O….u çocuğu’ diye bağırmak, söz ettiği milatta var mı?

Bunlar bugün bir kahraman yaratılmaya çalışılan Volkan Demirel’in kariyerinden. Hepsini izledik, tamamı video paylaşım sitelerinde duruyor. Yoksa kendi karısının ve kızının kutsallığından söz eden bir futbolcu için başkalarının annesinin bir kutsiyeti bulunmuyor mu? O kutsiyet salt kendisine mi ait?

Volkan Demirel’in küfür dışında da vukuatları bulunuyor. Milli Takım kampında bir gazeteciyi evinden aldırmakla tehdit ediyor, bacak arasını avuçlayarak rakip tribünlere gösteriyor, rakibini aşağılamak için kıçıyla top tutuyor, sevinç kılıfıyla rakibinin üstüne zıplıyor, sahada futbolcu kovalıyor, rakip kalecilerin boğazlarını sıkıyor, hakeme ‘yavşak’ diyor, yerde sakatlanan rakibi için ‘ya bırak s….m’ diye küfrediyor.

Her olayda olduğu gibi Fenerbahçe yöneticileri zevahiri kurtarmak için basın toplantısı düzenliyor. Gerçi biz, siyah futbolculara muz sallayanları sindirim rahatsızlığıyla savunmayı, şikeyi yeşillenen tarlalarla izah etmeye çalışanlara fazlasıyla alışığız ama rakip takımın hocasına pantolununu gösterip ‘seni s….m’ diyen Mahmut Uslu’nun küfürden şikâyet etmesi pek alışık bir durum değil.

Durum Volkan Demirel’de yaşananlardan farksız aslında, küfür kendisine yöneldiğinde kutsiyetten söz edenler, aynı küfürleri başkalarına ederken ortada sorun yokmuş gibi davranıyor. Üstelik bu sadece bir camia ya da bir futbolcuyla sınırlı değil, herkes benzer bir tavır sergiliyor.

Yeniden Volkan’a dönelim; geçmişi böylesi olaylarla dolu bir futbolcudan, mağdur bir kahraman profili yaratmaya çalışan gazeteciler, her şeyden önce, Kazakistan maçı sonrası yerlerde tekmelenen meslektaşlarına ihanet ediyor. Geçmişte evinden alınmakla tehdit edilen meslektaşları için susanlar, o gün yaşananları gündeme getirmeyenler, bu kez başka yöntemler deniyor üstelik pek de ahlâki olmayan yöntemlerle.

Hadi Volkan! Milat olmak için önünde bir fırsat var. Bir basın toplantısı düzenle ve anasına, kız kardeşine küfür ettiğin insanlardan, bacak aranı avuçlayarak gösterdiğin taraftarlardan; boğazını sıktığı Onur Kıvrak’tan, Tolga Zengin’den, Sabri Sarıoğlu’ndan, havalimanında küfür ettiğin Fenerbahçeli taraftarlardan, dayak yiyen gazetecilerden, evinden aldırmakla tehdit ettiğin Vedat Danacı’dan özür dile.

Samimiyet skalası kimden yana hep birlikte görelim!

 

Yazarın Diğer Yazıları

TFF Başkanı'nın tehditlerine tutunacak kadar düştünüz mü?

Bu tehditleri "dobra" bulmak, "delikanlı" diye tabir etmek "mert" sıfatını yakıştırmak acizliğin geldiği son nokta

Acun Bey'i yasa dışı bahis konusunda dinlemek lazım, ne de olsa kanalı ceza yiyen tek patron!

21 ayrı yasa dışı bahis firmasının reklamını dakikalarca ekranda tutulması nasıl bir akıl tutulması acaba

Dursun Özbek ve yönetimi utanmayı biliyor mu?

Utanmak, insanın ahlâki pusulasıdır ama bu pusula bir süreden bu yana yönünü şaşmış durumda

"
"