29 Aralık 2023

Yeni yıla girerken gündemimiz pek iç açıcı olmasa da biz yine de Gonzo'luktan vazgeçmedik

Yılbaşı günü beni boşu boşuna bir yerlere davet etmeyin, her zaman yaptığım gibi torunum Asya'yı öpüp tek başıma evime kapanacağım ve The Rolling Stones, David Bowie ve Pink Floyd eşliğinde pahalı viskimi yudumlayacağım...

Ruşen Çakır ile televizyon dizilerindeki 'dindarlar ve laikler' üzerine söyleştik | 
Kızıl Goncalar'da 28 Şubatçı Suavi Alkanlı (Şerif Erol) ve "Olan hep kızlara oluyor" konulu mantık problemi çözen Zeynep (Mina Demirtaş) | 
AYM'nin kararlarına direnildiğini görmek gerçekten çok ürkütücü |
Akademisyen, gazeteci Semra Somersan'ı Cihangir Firuzağa Camii'nden uğurladık

Editörüm Gözde Yel'in yardımıyla bu yazıya başlarken önümüze bir haber düştü ve beni çok üzdü. RTÜK, geçen hafta bizim de eleştirdiğimiz, FOX TV'de yayınlanan Kızıl Goncalar dizisine hem para cezası hem de iki kez program durdurma cezası vermiş. Görüyorsunuz değil mi, yasaklar ülkesinde yaşamak ne kadar zor. Ben de diziyi farklı sebeplerden eleştirmiş olsam da RTÜK ile aynı konuma düşmek beni gerçekten kahretti, program durdurma cezası nedir! Kızıl Goncalar'ın oyuncuları, yönetmeni ve senaristinden çok mutlu bir şekilde olmasa bile özür diliyorum, bir an için, hiç değilse popüler kültür ürünlerini eleştirmenin normal olduğunu düşündüğüm bir ülkede yaşadığımı zannetmiştim, 75+ yaşıma rağmen hiçbir şey öğrenmemişim!

O kadar hiçbir şey öğrenememişim ki, TİP milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ikinci hak ihlali kararının yine uygulanmayarak Yargıtay'a gönderilmesine şaşırdım! Anayasa'yı uygulamamak gibi korkunç bir şeyi nasıl yapabildiklerini aklım hâlâ almıyor. Mesele Can, Ahmet, Mehmet değil, hukukun üstünlüğü. Anayasa'ya, hukuka savaş açmayı bırakın ve kararı uygulayın artık! 

HomeRoom'da kadınlar matinesi

Hafta içinde HomeRoom'a gittiğimde ne göreyim, içerisi kadın dolu. Tahmin edeceğiniz gibi ben davetli değildim fakat "Hakkınızda çok kötü şeyler yazarım" diyerek onları benimle fotoğraf çektirmeleri konusunda tehdit ettim. Zaten uğrak mekânlarımdan biri olan HomeRoom'da buluştuklarına göre bunu göze almış olmalılar. Çay ve kek paralarını ortak ödediler. Duyduğuma, daha doğrusu duymadığıma göre feminizm konusunda ağızlarından bir kelime çıkmadı.

Aslı Göksel, troçkist Nakiye Boran, Gonzo Tuğrul, eşi Hasan Cemal'i hastanede bırakıp toplantıya katılmak için Cihangir'e gelen Ayşe Cemal, çaktırmadan her şeyi kontrol eden Deniz Türkali, Prof. Dr. Hacer Ansal, gazeteci Keremcan Çelikkan'ın annesi Lale Tayla
(Foto: Üç Kız Kardeşler'in jönü Berker Güven)

Ha bir de unutmadan ekleyeyim, 'matinede' sadece bu fotoğraftakiler olduğunu sanmayın, gelip oturup gidenler de oldu. Mesela kısa bir süre uğrayan İpek Bilgin... Kendisi Berlin'e gitti, arkadaşları Murat Çelikkan ve Y.T.'yi çok özlemiş. Biliyorsunuz onlar da epey bir zamandır Berlin'de, hasret gidereceklermiş. Neyse bunu boşverin, zenginin seyahati züğürtün çenesini yorar derler... 

Bu arada tek çağrılmayan ben değilmişim. Prof. Dr. Rezzan Tuncay ve Prof. Dr. Şahika Yüksel de davetli değillermiş.  

Hasan Cemal, nazardan kurtuldu

Aşağı yukarı herkesin genel yayın yönetmenliğini yapmış olan Hasan Cemal, geçen günlerde önemli bir ameliyat geçirdi ama herkesi terörize ettiği için haber bir türlü yayılmadı. Nihayet iyileşince ben de onun koyduğu yasakları çiğneyip bunu size duyurabileceğimi düşündüm. Ameliyat sonrası benimle paylaştığı ilk yürüyüş videosunu koymak için izin alamadım ama videodan bir ekran görüntüsü koymama pek memnun olmayarak da olsa ses etmeyeceğine eminim. Gerçi kızsa ne yazar, en fazla kolumu büker, en büyük numarası o. 


Ortopedik bir ameliyat geçiren Hasan Cemal, siz bunu okurken muhtemelen hastaneden çıkmış olacak

TGC Başkanı 10 yıl sonra değişti

Geçen gün kurullar ve komisyonlar değerlendirme toplantısı için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ndeydik. Bu arada o toplantıda bir de TGC Başkanı Turgay Olcayto'nun görevi bıraktığını ve Antalya'ya yerleşeceğini öğrendik. Yerine bir süre başkanvekili olan Vahap Munyar geçti. İlk genel kurulda yeni bir başkan seçilecek. Merak edenler olursa benim başkan adayım şimdiki genel sekreter Sibel Güneş, o da olmazsa Göksel Özköylü. Gördüğünüz gibi yine feminist damarlarım kabardı, iki adayım da kadın. 

Havalı tişörtümle ortama renk katan ben, Milliyet Gazetesi Ombudsmanı Belma Akçura, yanındaki uzun hanımefendi akademisyen Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, artık emekli abimiz Turgay Olcayto, eski Cumhuriyetçi Ümit Aslanbay

Diziler yok 

Allah korusun, RTÜK ile aynı safa düşerim diye bu hafta iyi kötü hiçbir diziye bulaşmayacağım. Zaten RTÜK, Kızıl Goncalar kararını açıklamadan önce Medyascope'ta Ruşen Çakır'ın konuğu olduğum programda bol bol diziler hakkında konuştum, eleştiri kotamı doldurdum. Yazıda yerli dizi eleştirilerimin eksikliğini hissedenler olursa izleyebilirler.

Bir de kendi reklamımı yaparken unutmadan ekleyeyim, Oksijen'in bugün çıkan sayısında Bekir Ağırdır, Oya Baydar, Ömer Madra ve benim gibi ünlü isimlerle yapılan küçük, eğlenceli bir söyleşi var. İsimler sizi korkutmasın, yaş aralığı 83 ila 11 arası. Konu ise 'yılın kelimesi'ydi, hiç sormayın söyleyemem, paranıza kıyın, alın, okuyun. 

Gonzo Tuğrul ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden eski öğrencisi Işıl Cinmen

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots 

Sorup duruyordunuz, T24 Yıllık sonunda çıktı. 78 yazar, uzman, çizer, gazeteci ve sanatçının yazıları ile desenlerinin yer aldığı dergi bu yıl epey kalın ve dolu. Hazırlanış aşamasına ben şahit oldum, gerçekten epey uğraştılar. Boğaziçi'nden Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur'un "Dizilerdeki Türkiye de değişti" başlıklı yazısı tahmin edeceğiniz gibi ilgimi çeken yazılardan biri oldu. Kitapçılarda da internette de satıştaymış, fiyatını merak eden olursa 250 lira...  

* Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan'ın birbirlerine girmelerini tabii ki es geçmeyeceğim, sizin de tahmin edeceğiniz gibi, iki tarafı da tutmuyorum. Çok başarılı iki yönetmenimiz var diye boşuna övünüyormuşuz biz de, bu durumu sadece içler acısı buluyorum. Fransız Yeni Dalgası'ndan François Truffaut ve Jean-Luc Godard'ı hatırlasınlar yeter. Onlar böyle bir şey yaparlar mıydı?

Sürekli neden FOX Ana Haber spikeri Selçuk Tepeli'ye bulaştığımı soruyorsunuz. Çünkü en çok kendisini izlemeye değer buluyorum, dolayısıyla da eleştiriyorum. Ayrıca her programında izleyiciye "Patron sizsiniz" diyerek bu hakkı bana kendisi veriyor.  

* Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanacak Süper Kupa Finali'nin Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde oynanacak olması hakkında en ufak bir yorum yapmayı reddediyorum. 

Tarihimden yapraklar

Frau Zomerzan

Semra Somersan, Amerika'dan dönüp 80'li yıllarda Nokta'ya katıldığında o zaman birlikte çalıştığımız Hilmi Yavuz, kendisine Frau Zomerzan lakabını takmıştı. O gün bu gündür, yani aramızdan ayrıldığı 25 Aralık'a kadar dostluğumuz hiç eksilmedi. İyi bir akademisyen olduğu kadar aynı zamanda müthiş bir gazeteciydi. Güldal Kızıldemir ile ortak gazetecilik ödülleri bile vardı. Semra Somersan, Robert Kolej'de öğrenciyken, May Queen bile seçilmişti, yani o kadar güzeldi. 

Doç. Dr. Semra Somersan, gazeteci olarak Nokta, Cumhuriyet ve hatta bizim T24'te bile yazmıştı. İyi akademisyen ve iyi gazeteci olmak kolay değildir ama o ikisini de becermişti 

Advertorial (!) 

Yücel Kayıran editörlüğünde, şiir alanında altı ciltlik yeni bir çalışma çıktı. Doğu Batı dergisinin no.101 ila no.106 arasındaki sayıları, klasik ve modern dünya şiiriyle ve modern Türk şiiriyle ilgili. Türkçe'de bugüne kadar şiir alanında yayımlanmış en kapsamlı çalışma, ilgilisine duyurulur. 

Linkler ve çağrılar

Filistin'e Özgürlük Platformu, yeni yıla da "Filistin'e Özgürlük" diyerek giriyor. Yarın 16.00'da Kadıköy İskele Meydanı'nda olacaklar. 

Sayılarının çok olduğundan emin olduğum İngilizce bilen okurlarım için, On Front Line'ın alanının önde gelen muhabir ve uzmanlarının 2024'ün önemli haberlerini tartışmacağı panelini öneriyorum. 11 Ocak'taymış, bir yere not alın. 

Müzik önerisi 

Yılbaşında rakınızı içerken, Müzeyyen Senar'ın size iyi geldiğini göreceksiniz; Sigaramın Dumanı...

Yazarın Diğer Yazıları

"Dostum Trump" kazandı: Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi?

Bu hafta başlığımıza uygun olarak Leonard Kohen'in ta 1992'de yaptığı şarkıyla giriş yapıyoruz: "Democracy is coming to the USA''. Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi Kohen'in şarkısından dinleyin...

Hastaneye yatan kıskanç bir adamın hezeyanları

Dün saat 16.30 olmadan önce Taksim İlkyardım Hastanesi'ne yattım, umarım bu sefer çabuk çıkarım ama haftaya göremezseniz de çok panik olmayın...

İHD'ye destek, Cihangir ve eski dizi oyuncuları...

Her iki saatte bir 78 yaşındaki görmüş geçirmiş beni bile üzüntüyle şaşkınlığa düşüren Türkiye'de umarım bu magazinimiz az da olsa kafanızı rahatlatır...

"
"