Usta Şerif Gören'in son filminde Hazal Kaya, Ayça Bingöl ve Selin Şekerci oynamıştı - Sedat Peker "Kutsal Devlet"e zarar vermeme konusunda pek dikkatli! - Kitaplar herkesin ufkunu genişletir - Kadınlar, Bohemian Rhapsody'nin sözleri dışında her şeye sadık kalmışlar Menopause Rhapsody'de
***
Sınırlı da olsa kafe ve restoranların açılması Upper Cihangir'de kaldırımlarda sürdürülen nezih sohbetlerin aylar sonra sevimsiz tartışmalara dönmesini engelledi.
Farklı grupları kabaca sayayım ki daha kolay anlaşılsın. Her sohbette, bu grupların her birinden en az bir üyenin bulunduğu da unutulmasın:
a) Solcu enteller vs. liberal enteller
b) Beyaz Türkler vs. Beyaz Kürtler
c) 65 + vs. 45 -
d) Heteronormatifler vs. feministler ve LGBTi+
e) Kadınlar vs. patriyarka
f) Yerli diziciler vs. Netflix'ciler
g) Yerli dizi oyuncuları vs tiyatrocular (Kampları hızla değişebiliyor).
Haftanın son yağmursuz gününde Upper Cihangir kahveleri çeşitli "fraksiyonlar"dan kadın ve erkeklerle doluydu (Fotograf: 22'den Tayfun Dal yani Clark Kent)
Bir sene sonra bir ilk
Pandemi faciasının başlangıcından bu yana ilk kez Beyoğlu'nda bir meyhaneye gittim.
Ağırlıklı olarak solcuların gittiği Pera Balık meyhanesine DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren ve gazeteci komşum Şengün Kılıç davet etti.
Ama önemli olan onlar değil, birden bire çok uzun zamandır görmediğim yönetmen Şerif Gören'le karşılaşmayayım mı? 70'lerde ve 80'lerde Türkiye sinemasının en iyi ürünlerinden bazılarını veren Şerif Gören biraz yaşlanmış. Herhalde o da beni görmekten mutlu oldu ki, masadaki insanları unutup acayip bir Yeşilçam övgüsü, yergisi ve dedikodusuna kaptırdık.
Kadir İnanır'dan Müjde Ar'a, Nur Sürer'den Halil Ergün'e, Rutkay Aziz'den Hülya Koçyiğit'e birçok ünlünün hem övgüsünü hem dedikodusunu yaptık. Hülya Koçyiğit dışında hepsi sınıfı geçtiler. Gören, Ayça Bingöl ve Hazal Kaya'nın oynadığı son filmi Ay Büyürken Uyuyamam'ın anlaşılamamasına çok üzülmüş. Epey dert yandı.
77 yaşında olan Gören, 80 yaşında bir film çekerse, 75 yaşında olan 'Gonzo Tuğrul'u oynatacağına söz verdi, aha da buraya yazıyorum.
Şerif Gören'le rakı içmenin ne kadar keyifli ve zor olduğunu unutmuşum (Fotoğraf: Şengün Kılıç)
Sağolasınız Tepeli ve Peker
15-20 gündür Sedat Peker'in iddialarını ve Fox TV'nin buğday çuvalları üzerinde büyüyen 'anchor person'ı Selçuk Tepeli'yi hiç atlamıyorum. Sayelerinde entelektüel damarım yeniden, hafif de olsa, kabardı.
Epeydir neredeyse unuttuğum yazarları ve konuları bana hatırlatıyorlar. Tepeli ve Peker gibi birbirine hiç benzemeyen bu iki ismin adlarını gündeme soktukları isimleri karışık sırayla yazıyorum: Dostoyevski, "Bertolt Brecht diye bir yazar", Troçki, Kemal Tahir, Hz. Ali, Bob Dylan, Mario Puzo, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oscar Wilde...
Birbirine taban tabana zıt iki görsel şöhretin kitap seçimleri beni gaza getirdi
Tarihimden yapraklar
Vay be sekiz yıl olmuş!
Ben ve Ahmet İnsel Gezi'de. (Fotoğraf: Radikal İki editörüm Nazan Özcan)
Fotoğrafta Gezi direnişine katılmaktan hâlâ gurur duyan o zamanki 60+'lar Tuğrul Eryılmaz ve Prof. Ahmet İnsel'i görüyorsunuz. Yıl 2013.
Çevremizde her türden, her cinsten barışçıl ve öfkeli bir kalabalık var. Kendi adıma itiraf edeyim ki, 67 yaşımın gençliğine rağmen Gezi'de iki saatten fazla biraz zor kalıyordum. DEV-GENÇ'li olmaktan sonra bana en fazla gurur veren Gezi derinişçisi olmaktı.
Bu linkler ihmal edilmesin
* Demokrasi İçin Birlik Meclisi, pazar günü toplanıyor. Katılım için [email protected] adresine mail atabilirsiniz.
* Huysuz Virjin'in ekran yasağı ve LGBTİ+'ların ifade özgürlüğü konferansı özeti Susma Platformu'nda.
Dizilerden serbest çağrışımlarım...
Neden dizilerde iki erkek arasında kalan bir kadın kahraman görmeyiz? Tabii ki bunun tersini bol bol izleriz. Özellikle "à la Budayıcıoğlu" psikiyatrik dizileri izleyince 'Ailenin ve Özel Mülkiyet'in her kötülüğün başlangıcı olduğu izlenimine kapılıyorum. Hayır Engels'ten çalmadım, benim düşüncem. Eh madem aklıma Engels'i getirdiniz, üstelik her şeye rağmen kutsal devlete söz ettirmeyen Sedat Peker'in Soylu ve Emniyet'le çekişmesi varken, devletsiz olmaz.
Camdaki Kız dizisinde hiç standart bir aile bireyi yok iki evde de
Tabii ki dahası var...
Pazar günü Sedat Peker'in 'El Nusra'ya silah gönderildiği iddiaları ve buna resmi ağızlardan yanıtlar, pazar günü benim takip edebildiğim kadarıyla saat 17.00'ye kadar Sabah, Hürriyet ve Milliyet'in haber sitelerinde yer almadı. Zaten böyle de devam etti. Fakat hepsinde Seda Sayan-Demet Akalın atışması, Özcan Deniz'in genç aşkı ve Dışişleri Bakanı'nın 'daha Atina'ya gitmeden Yunanlıların nasıl ağzının payını verdiği' vardı. Bakalım, serinin yeni bölümlerinde ne olacak? Hürriyet'in imam-hatiplisi nasıl kükreyecek medya adına...
Aynı gece tesadüfi örneklem ile CNN Hafta Sonu Ana Haber Bülteni'ni dinledim. Saat 20.30'da 'İstanbul Üsküdar'da dişlerini düşüren kaçak' haberinden sonra artık dayanamadım, TRT Radyo 3'e geçtim. "Bir Filmde Duydum" programında güzel şarkılar vardı.
Pazartesi sabahı, Medya Mahallesi'nde Ayşenur Arslan Cumhuriyet'in yeni yöneticilerinden Orhan Bursalı ile MİT tırları ve Can Dündar konuşuyorlardı. Yok yok, Cumhuriyet'e bulaşmayacağım. Türkiye'de kıyametler koparken Sabah'ı gösteren Arslan'ın, "İlk sayfayı yapmayı unutmuşlar" esprisine, içim parçalanarak, gülmekten bayıldım. İster iktibas, ister çalma deyin, fanlarımla paylaşmadan edemedim.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Eski yayın yönetmenim, şimdi T24'lü Hasan Cemal, geçen haftaki yazıma biraz kızmış. "Bir sürü yanlış var" dedi. Fakat ifade özgürlüğüne saygısından tekzip göndermedi. İşin aslı, sadece yüzde 35 haklı.
Neyse ben bu bahaneyle yine Bodrum'da kalıp, başka bir eski GYY'me bulaşayım. Aylardır Bodrum'da keyif eden Mehmet Y. Yılmaz, olanakları nispeten sınırlı bu arkadaşını konuk olduğu tekneye davet etmedi. Alındım ama küsmedim.
Mehmet Y. Yılmaz'ın iyi bir denizci olduğunun resmidir
Gaye'mizi birden kaybettik
Hâlâ Bodrum'dayız. Yıllardır bir Bodrum ve Gümüşlük âşığı olan sınıf arkadaşımız Gaye Köseoğlu'nu kaybettik. Geçen hafta fotoğraflarını yayınladığım beş güzel kadından biriyidi Gaye.
Üsküdar Amerikan'lı Gaye Köseoğlu'nun Mülkiye numarası 2566, benimki 2567 idi. Cebeci Kampüsü'nde arka arkaya kayıt yaptırmıştık. Çok özleyeceğiz...
Advertorial (!)
Kampanyaya çağrı
Kürt Dili ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu Van'dan sonra final mitingini 7 Haziran'da Diyarbakır'da yapacak. Diyarbakır stajyerim Sedat Yılmaz'ın bildirdiğine göre, ulusal ve uluslararası kurumlara sunulmak üzere başlatılan imza kampanyası da sürüyor. Bir imzayla destek verebilirisiniz.
Metni imzalamak isteyenler
linki tıklayabilir.
Müzik önerisi
Bu haftanın şarkısını Ankaralı 65+ gazeteci Nilay Karaelmas seçti.
Dört kadının yeni sözler yazdığı (menopoz gibi) Queen parçasını umarım siz de benim gibi çok seversiniz, eğlendirici. Feministler kızmasın, seçen de kadın, söyleyenler de kadın. Eminim Freddie Mercury de beğenirdi.