04 Kasım 2022

Bu hafta da her şeyiyle dopdolu, tartışılmaz bir magazin-haber dergisi sunuyorum..!

Ünlülerle ve polemiklerle dolu bu haftaki magazinimin editörlüğünü Melis Karaca tatilde olduğu için Kaan Kurtuluş yaptı. Bu yüzden övgülerinizi bana, şikayetlerinizi onlara bildirin...

Bence Çiğdem Toker ve Serpil Yılmaz, Sözcü'den kurtulmuş oldular -
Aydın Doğan, Radikal'de benim de patronum olmuştu ama birlikte hiç yemek yiyemedik - Önce Mülkiye, sonra Türkiye -
Favorilerimden Nejat İşler'le Cihangir 21'de kadeh tokuşturdum

Tamam. Bu hafta yine oralara taşındığım halde Dünya Göz Hastanesi'nden ve Taksim İlkyardım'dan bahsetmeyeceğim. Çünkü bir sürü okurum ve fanım bu magazini "Senin hastalıklarını öğrenmek için okumuyoruz" deyip tepki gösteriyorlar. Yine de bu sayfada yayımladığım az ünlü, orta ünlü ve çok ünlülerle dolu fotoğraflarıma bakıp sağlığımın dört dörtlük olduğunu da düşünmeyin. Bir kez daha hatırlatıyorum ki; vahşi kapitalist sistemin ezdiği bir gazeteci olarak ekmek paramın peşindeyim.

9 benzemez bir arada

Haftaya Cihangir 22'nin "yeni müdürü" İsmail Güneş'in 43. yılını kutlamakla başladım. Hava serinceydi ama dışarıda oturduk. 9 kişilik masada yok yoktu. Gazeteci, oyuncu, balerin, yapımcı, yazar, tarihçi; yani anlayacağınız her tür az ve orta ünlü oradaydı. Magazinimin girişinde de vurguladığım gibi, ben onlar gibi sabah 2'ye kadar kalmadım. Bir bira ve tekila shot içip, bir saat içinde evime döndüm. Benim paralarımı kimin ödediğini bilmiyor, merak da etmiyorum.

(Soldan sağa) Yazar Mehmet Bilal, oyuncular Tülay Günal ve Nihal Yalçın, #tarih Gürsel Göncü,
danışman ve gazeteci Ahmet Sever, yapımcı Ayşen Karcı ve tabii ki Gonzo Tuğrul.
(Ayakta duranları unutmadım) 43 yaşındaki İsmail Güneş ve baş balerin İlke Kodal

Nihayet Nejat İşler'le 

Bence kendi kuşağının en iyi iki-üç oyuncusundan biri olan Nejat İşler'i Cihangir'de otururken görürdüm. Sonra kayboldu. Yine hafta içinde Gonzo Ajansı muhabiri onun Cihangir 21'de olduğunu söyleyince koşarak yanına gittim. İyi ki de gitmişim! Benim kuşaktan oyunca Sevda Ferdağ'nın da katılmasıyla sinemadan yeterince bahsettik. Nejat İşler'in başrollerinden birini oynadığı yeni filmi 'Tamirhane' önümüzdeki hafta vizyona giriyor. Benim oyuncu olarak bildiğim yönetmen Erkan Kolçak Köstendil'in filminde yine Cihangir'den arkadaşım Ali Seçkiner Alıcı da oynuyor. Daha başkaları da var ama, onları filmin galasından sonra yazarım. 

Yeşilçam efsanelerinden Sevda Ferdağ, çok pahalı Roy Lichtenstein tişörtüyle Gonzo Tuğrul,
çaktırmadan orta yaşa giren Nejat İşler ve de Cihangir 21 patronlarından Tuncay Karaağaç  (Fotoğraf: İncilay Erdoğan)

İzlediğim yerli diziler

Belki daha önce de söylediğim gibi, çoğu Cihangirlinin aksine, ben yerli diziciyim. 'Yargı', 'Baba', 'Aldatmak' gibi dizilerin yanı sıra, çok sayıda arkadaşım oynadığı için 'Camdaki Kız' da becerebildikçe seyrettiklerimden. Gülseren Budayıcıoğlu'nun sınıf arkadaşım İlber Ortaylı'yı bile sinirlendiren hikâyesine rağmen hem Cihangir Caddesi'nde çekildiği, hem de arkadaşlarım Hande Ataizi, Nur Sürer, Devrim Yakut ve Tamer Levent oynadığı için söylene söylene izliyorum. Oyunculuklar müthiş. Fakat dün geceki bölüm oyuncular kadar bizler için de kâbustu.

Biri canavar anne (Nur Sürer), diğeri saf ve melek anne (Devrim Yakut) arasında bendeniz/
Fotoğraf: Mahalle Muhtarı Halil Kalafat

Tarihimden yapraklar

1969'dan 2022'ye...

Bu hafta tarihimi AÜSBF, Mekteb-i Mülkiye'de 64-74 arası okumuş olan üstad ve üstadelere ayırdım. Hayatta olan hepsini, Mülkiyeliler Birliği Vakfı'nın yaptığı genç öğrencilere burs projesine destek vermeye çağırıyorum. Şimdilik, hiç yıllıklara bakmadan aklımda kalan az, orta ve çok zengin Mülkiyelilerin isimlerini sıralamakla yetiniyorum. Tehdit gibi olmasın ama bir ay içinde eyleme geçmezlerse soyadlarıyla beraber teşhir edeceğim: Samiye, Berrin-Akın, Sumru, Alev, Oya-Ahmet, Nimet, Ferda, Halil, Cengiz Günay, Aksel, Veka, Günay, Haluk, Mehmet Ali, İlknur, Hasan C., Mehmet Y., Atilla, Işık, Alonor, Sudi, Tuğrul, Reha, Andaç, Canset, Alp, Tayfun, Uygur, İlber, Ferhan-Ahmet, Fatmagül ve tabii ki Macit... Yurtta kantinde sandviç, yemek, çay içmek için para avcılığına çıktığımız günler unutulmasın.

Projeye bağış yaparak katılmak çok kolay. Yapmanız gereken tek şey buradaki linke tıklayıp, yönergeleri takip etmeniz...

Linkler ve çağrılar

* Barış için dayanışmaya...


* Bianet; son üç aylık medya gözlem raporunu- yani ifade özgürlüğü ihlallerini yayımladı... 
* Gençlerin insan hakları konusunda düşündüklerini merak edenler için Konda ve Hafıza Merkezi'nden bir araştırma.

Alev Ebüzziya'ya sevgi ve saygılarımla...

Bu hafta Magazin Ombudsmanı'na Sözcü, Korkusuz gibi çaresizlikten "muhalif" denen medyayla başlayacaktım. Fakat perşembe öğlen T24'e geldiğim zaman Aydın Doğan Vakfı tarafından verilen 'Aydın Doğan Ödülü'nü bu yıl seramik sanatçımız Alev Ebüzziya'nın aldığını öğrendim. Kendisini taa 70'lerde Paris'teki elegant evinde yediğim yemekten hatırlıyorum. Güzel Osman Tokcan, Pamir Teker ve Gülten Çayan götürmüşlerdi. Neredeyse 50 yıl olmuş ama yine aynı keyfi hatırladım. Fakaaat... 

Her dem genç Alev Ebüzziya, Vuslat Doğan Sabancı'dan ödülünü alırken 

Hilton Oteli'nde Aydın Doğan'ın katılımıyla yapılan ödül törenine kimlerin davet edilip, benim çağırılmadığımı öğrenince bütün hasetlik ve hainlik damarlarım kabardı. Nereden öğrendim diye sorarsanız çok uzağa bakmanıza gerek yok. Genel Yayın Yönetmenimiz Doğan Akın'ın her yazısını büyük bir şevkle yayımladığı Ertuğrul Özkök'ten. Burjuvaziye bir şey söylemek benim haddim değil. Benim sorunum meslektaşlarımla. Bakın benim çağırılmadığım Hilton Bosphorus'taki 'happening'de kimler varmış: Zafer Mutlu, Doğan Şentürk, Sedat Ergin, Ertuğrul Özkök, Doğan Akın, İsmail Küçükkaya, Mehmet Y. Yılmaz, Nazlı Ilıcak. Meraklısı için not: Hasan Cemal de çağrılmamış. 

Sözümü tutamıyorum...

Daha iki hafta önce yandaş diye nitelendirilen medya organları dururken, az çok da olsa bağımsız kalmaya çalışanlara bulaşmayacağım demiştim. Ama olmuyor işte... Çok sayıda kişinin umut bağladığı Sözcü ve Cumhuriyet gibi gazeteler; Halk TV, TELE1 ve KRT gibi kanallar işten çıkarmalar ya da emek sömürmeyle suçlandığı zaman yaşlı da olsam bir anarko-Marksist olarak dayanamıyorum. Tamam inandık, 40 kişiyi işten çıkarmamışlardır inşallah ama Çiğdem Toker, Serpil Yılmaz gibi çok iyi gazetecilerin işine son verilmesine benden önce bu grupta çalışan Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Deniz Zeyrek... ses çıkarmalılardı. Ama olmadı. Eğer çıkardılar da ben duymadıysam internet gazeteciliği yaptığım için derhal magazinimi değiştirip, düzeltirim. Perşembe günü Medya Mahallesi programlarını izlediğim eski arkadaşım, az düşmanım Ayşenur Arslan bile ne diyeceğini şaşırmıştı. 

Medyaradar'da okuduğum kadarıyla Halk TV'de de ciddi bir yetersiz maaş sorunu varmış fakat kendim kimseye doğrulatamadığım için yazamıyorum. Ancak eminim İsmail Saymaz, Kadri Gürsel ve Timur Soykan buna kolay kolay izin vermezler. 

Mahlas değil, müstear

Herhalde gündeme girmezse çıldıracağını düşündüğü için Nagehan Alçı'nın eşi Rasim Ozan Kütahyalı, yeni ifşaatlarda bulunmuş. Kendisine mahlas kullandırılarak Özkök aleyhine yazılar yazdırıldığını söylemekle yetinmemiş, Özkök'ün de Hürriyet'te mahlas kullandırarak Ahmet Hakan'ı muhafazakâr mahalleye saldırttığını açıklamış. Bu üçlünün yaptıkları beni hiç şaşırtmadı, ancak bir itirazım var. Mahlas sözcüğü şairlere, sultanlara yakışır. Onlarınki olsa olsa müstear isim, hatta takma ad olur. 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

* T24 çizeri M. Kutlukhan Perker çarşamba günü Cihangir Caddesi'ndeki evinde verdiği parti ile inanılması güç olsa da 50 yaşına girdi. Yazar Sinem Sal'ın organize ettiği partide ünlü sayısı yetersiz olduğu için fotoğraf çektirmedim.

* Evet ona buna söylendim ama, Cihangir Kaktüs'teki Halloween partisine yarım saatlik de olsa katıldım. Bilmem biliyor muydunuz, her ne kadar kimisi paganizme kadar götürse bile bir sürü kaynak Halloween'in kökeninin kutsal anlamına gelen 'holy' olduğunu söyleyip işi Katolik azizlere bağlıyor. İngiltere'den çıkan bu Cadılar Bayramı kutlaması artık Güney Kore ve Türkiye dahil her yerde kutlanıyor. Hiç değilse bu saçmalıkta evrensel olmuşuz deyip kendimi avutuyorum. 

  • Halloween makyajıyla Posta'dan eski öğrencim Işıl Cinmen
    ve makyaja ihtiyacı olmayan ben | Fotoğraf: Rıza Sönmez

Advertorial (!) 

Deniz Türkali forever

Bu haftaki reklamımı komşum, Yeniden TV'den Ayşegül Doğan'ın her dem taze, dört kol çengi, Cihangir'in en tatlı kadını Deniz Türkali ile yaptığı söyleşiye ayırdım. Özellikle feministlere öneririm... 

Müzik önerisi

Bu haftaki şarkı köşemizi, tacizci olarak sürekli suçlanan Jerry Lee Lewis'e ayırdık. Sevimsiz bir adamdı, geçtiğimiz hafta 87 yaşında hayatını kaybetti. 'Great Balls of Fire' şarkısı, rock'n'roll müziğin klasiklerinden biridir. 'Balls'un biyolojik anlamı kafanızı karıştırmasın n'olur...

Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

Yazarın Diğer Yazıları

Motorlarla başlayıp şaraplarla devam eden ve Beach Boys ile biten bir magazin

Her fikre açık T24'ün Düzeyli Magazin servisinden her sese 'açık' Açık Radyo'ya sevgi ve selamlarla...

Tam bir Gonzo gazeteci köşesi

Bu yazıda düğün de var, hastane de... Ama 10 Ekim Ankara Katliamı'nı üzüntü ve öfkeyle anmayı da unutmuyoruz...

En ayıp kelimelerle en "siyâseten doğru" sonuçlar...

Bu magazinde Tezgah da var, Nihal Yalçın ve Leonard Cohen de...

"
"