Geçen haftalarda bu sütunlarda Süper Lig takımlarına Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından tanımlanan “Takım Harcama Limitleri’’nin neyi ifade ettiği üzerinde durmuştuk.
Bu kez de, “Takım Harcama Limitleri”nin Süper Lig’de rekabeti nasıl etkilediğini irdeleyeceğiz. Getirilen yeni önlemin, Süper Lig’in mali yapısının düzeltilmesine ne ölçüde katkı sağlayacağını tartışacağız.
Tekrar 2019-20 sezonu için “Takım Harcama Limitleri”ni, aşağıdaki tabloyla size yeniden anımsatmak isterim.
2019-20 Sezonu için hesaplanmış takım harcama limitleri
TFF tarafından 2019-20 sezonunda Süper Lig takımları için belirlenen “Takım Harcama Limitleri’’ aşağıdaki tabloda yer alıyor.
Tablo: 1 Takım Harcama Limitleri Tablosu
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, Süper Lig kulüplerine TFF tarafından tanımlanan toplam Takım Harcama Limiti 2.104.256.731 TL olarak belirlenmiştir. Bunun pratikteki anlamı: Kulüpler toplam faaliyet gelirlerinin sadece 2.1 Milyar TL’lık kısmını harcama yapabileceklerdir. 2019/20 sezonu için kulüplere bu tutarın %30’u kadar aşım yapabilme hakkı da tanındığı için Süper Lig’in Toplam Takım Harcama Limiti 2.735.533.750 TL’na kadar yükselebilecektir.
Yukarıdaki tabloya göre en fazla harcama limiti 368.8 Milyon TL ile Galatasaray’a ait iken, Galatasaray’ı 256,5 Milyon TL’lık limitiyle Beşiktaş takip ediyor. Fenerbahçe ise, 206.4 Milyon TL’lık harcama limitiyle üçüncü sırada yer alıyor. Bu üç takımın toplam harcama limitleri 831.785.321 TL’na ulaşırken, toplam harcama limitinden aldıkları pay ise %39,53 olarak gerçekleşmiş durumda. Diğer onbeş kulüp ise toplam harcama limitinin %60,47’sini kendi aralarında paylaşıyor.
Yüzde otuzluk aşım dikkate alındığında, Galatasaray’ın harcama limiti 479,5 Milyon TL’na yükselirken, Beşiktaş’ın harcama limiti 333,5 Milyon TL’na, Fenerbahçe’nin de 268,4 Milyon TL’na artıyor.
Süper Lig’de kulüp başına ortalama harcama limiti 116.903.152 TL olarak gerçekleşmiş durumda. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı çıkarttığımızda, kulüp başına ortalama harcama limiti % 27,4 azalarak 84,3 Milyon TL’na düşmektedir.
‘’Takım harcama limitleri’’ uygulamasına eleştiri
1. Harcama Limiti’nin yüzde 40’ı üç büyük kulübe gidiyor
TFF’nin belirlemiş olduğu harcama limitleri kulüplerin bir sezonda ne kadar harcama yapabileceklerini belirlemesi bakımından kritik öneme sahip. Nitekim, yukarıda da detayıyla belirtmiş olduğumuz üzere, TFF’ nin bir yıl içinde kulüplere tanıdığı harcama yetkisi 2.1 Milyar TL civarında. Kulüplere tanına yüzde 30’luk aşım da dikkate alındığında bu tutar 2.7 Milyar TL’na ulaşıyor.
Harcama limitlerinden en fazla payı üç büyük kulüp alıyor. Galatasaray’ın harcama limiti 370 Milyon TL’na yaklaşırken, Beşiktaş’ın limiti 256 Milyon TL ve Fenerbahçe’ninki de 206 Milyon TL civarında.
Toplam harcama limitinin yaklaşık yüzde 40’ı (yüzde 39,53) üç büyük kulübe ait. Kalan on beş kulübün payı ise %60 civarında. Bu dağılıma göre, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın harcayacağı toplam tutar 831.785.321 TL oluyor. Harcama Limitleri’nden Üç Büyük Kulübün Payına düşen harcama tutarı kulüp başına ortalama 277.3 Milyon TL’na ulaşırken, diğer onbeş kulüp başına ortalama harcama tutarı 88.4 Milyon TL olmaktadır. Yüzde 30 aşım tutarı dikkate alındığında, bu tutarlar üç büyük kulüp için 360,4 Milyon TL’na yükselirken, diğer onbeş takımın harcama limitleri 110,2 Milyon TL olarak gerçekleşiyor. Buna göre, üç büyük kulüp ile diğer onbeş kulüp başına ortalama harcama tutar farkı 250,2 Milyon TL’na yükseliyor.
Sonuç - 1 - Bu durum doğal olarak, üç büyük kulübe daha fazla harcama olanağı tanırken, diğer onbeş kulübün harcama olanağı daha sınırlı kalıyor.
2. Mali yapıdan bağımsız en çok gelir elde eden, en çok harcama hakkına sahip oluyor
Harcama Limiti hesaplanırken, yapılan önemli bir yanlışı size aktarmak istiyorum. Aşağıdaki hesaplama yöntemini sonuna kadar okuduğunuzda, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Harcama Limiti Belirlenmesine İlişkin Örnek Hesaplama
Bu harcama limitleri nasıl belirleniyor? Bunu da kısaca anlatayım:
Harcama Limitleri iki yönteme göre hesaplanıyor. Bu iki yönteme göre hesaplanan tutarların daha sonra ortalamaları alınıyor ve buna göre belirlenen ortalama tutar, o takımın harcama limiti oluşturuyor.
İki hesaplama yönteminden bahsettik. Bunlardan ilki: Net Borç/Net Gelir Rasyosuna göre hesaplanan harcama limiti olup ikinci yöntem ise Toplam Faaliyet Gelir ve Toplam Faaliyet Gider Farkına dayalı hesaplama yöntemidir.
a) Net Borç/Net Gelir Rasyosuna göre hesaplanan Harcama Limitine Örnek
Örneğin bir kulübün 500 Milyon TL konsolide geliri ve 1.6 Milyar TL de konsolide net borcu olsun. Buna göre; (1.6 Milyar TL/500 Milyon TL) =%320 gibi bir rasyoya ulaşılır. TFF’nin belirlemiş olduğu Harcama Oranı Tablosundaki %301- 350 arasındaki harcama oranı olan %45’e karşılık geldiği için, bu kulüp toplam gelirinin %45’lik kısmı olan 225 Milyon TL’na kadar harcama yapabilir.
b) Toplam faaliyet gelir ve toplam faaliyet gider farkına göre hesaplanan harcama limitine örnek hesaplama
Yine, aynı kulüp için bu kez de gelir gider farkı bakımından da bir tutarı hesaplamamız gerekecek. Aynı kulübün toplam faaliyet gelirinin 600 Milyon TL, giderinin de 480 Milyon TL olduğunu varsayalım. Bu durumda:
Takım harcama Limiti= 600 Milyon TL- 480 Milyon TL= 120 Milyon TL harcama limiti belirlenmiş olur.
Sonuca ulaşmak bakımından, gelir-gider farkı üzerinden hesaplama yöntemine göre belirlenen harcama Limiti ile, Net Borç/Net Faaliyet Geliri rasyosu üzerinden belirlenen harcama limitlerinin ortalamasını almak suretiyle, nihai Takım Harcama Limitini belirlemiş olacağız.
c) Nihai hesaplanan takım harcama limitine örnek hesaplama
Şimdi ise, yukarıda iki farklı şekilde hesaplanan tutarların ortalamasını almak durumundayız.
Buna göre, Net Borç/Net Gelir rasyosuna göre yukarıda hesapladığımız tutar 225 Milyon TL idi. Net Gelir ve Gider farkına göre hesaplanan tutarı da 120 Milyon TL olarak bulmuştuk.
Şimdi, bu iki tutarın ortalamasını almalıyız ki, Nihai Harcama Limitine ulaşmış olalım.
Takım Harcama Limiti: (225 Milyon TL+ 120 Milyon TL)/2= 172.5 Milyon TL belirlenmiş olur. Yani, bu rasyo ve giderlere sahip kulüp toplam faaliyet gelirinin sadece 172.5 Milyon lirasını harcayabilecektir.
Yukarıdaki ifade ettiklerimizi bir tablo ile somutlaştıralım:
Sonuç: 2- Yukarıdaki açıklamalarımız da gösteriyor ki, mali yapıyı dikkate almadan, sadece Net Borçlara bakılarak, harcama limiti hesaplamak, özkaynak açığı olan kulüplere daha fazla harcama olanağı sağlıyor.
3. Özkaynak açığı bulunan kulüplere ‘’harcama cesareti veren bir cömertik’’ sunuyor
Yukarıdaki açıklamalarımızda da ifade olunduğu üzere, burada karşımıza çıkan temel sorun şudur: Finansal yükümlülüklerini yerine getirecek finansal yeterliğe ve sağlığa sahip olmayan, bir diğer anlatımla Finansal Dengesini Yitirmiş bir kulübe mali tasarruf veya maliyet yönetimi yapılması koşulu getirilmesi gerekirken, TFF bu kulübe “senin yüksek gelirin var, sen daha fazla harcama yapabilirsin’’ diyor.
Sadece üç kulübümüzün 2019 yılında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdikleri finansallar bile, TFF’nin bu uygulamada bazı konuları gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Çünkü, sadece cari yılı baz alarak yapılan bir değerlendirmeyle, geçmiş yıllardan gelen birikimli zararları göz ardı ederek, özkaynak açığını görmezlikten gelerek, mali yapısı hasarlı, özkaynak açığı veren kulüplere bu uygulama, harcama cesareti veriyor. Oysa, bugünkü temel sorunsalımız zaten budur. Mali konularda ‘’Temkinli ve Tedbirli’’ olunması gerekirken, cesaret sergilemek, kulüpleri ‘’Borç Batağı’’na, Süper Lig’i de Finansal darboğaza itti.
Takım Harcama Limitlerinden en fazla payı alan üç kulübün özet finansal açıklamalarına birlikte göz atalım.
Galatasaray Sportif (GSRAY), 28.02.2019 tarihli 9 aylık bilançosunu açıkladı. Söz konusu mali dönemde 81 milyon lira konsolide net kar elde eden Galatasaray'ın toplam özkaynakları ise -235.7 milyon lira olarak açıklandı.
Beşiktaş Futbol Yatırımları (BJKAS), 30.11.2018 tarihli 6 aylık bilançosunu açıkladı. Söz konusu mali dönemde 156.4 milyon lira konsolide net zarar elde eden siyah-beyazlı kulübün toplam özkaynakları ise -665.7 milyon lira olarak açıklandı.
Fenerbahçe Futbol A.Ş. (FENER), 30.11.2018 tarihli 6 aylık bilançosunu açıkladı. Söz konusu mali dönemde 56.9 milyon lira konsolide net zarar elde eden sarı-lacivertli kulübün toplam özkaynakları ise -539.4 milyon lira olarak açıklandı.
Özkaynak Açığı Veren Kulüplerde Harcama Limitleri başka finansal rasyoları da dikkate alarak hesaplanmalıdır. Örneğin, Borç/Özkaynak rasyosu %100’ü aşan kulüplerde, bu uygulamanın disiplin sağlayıcı bir etkisi bulunmuyor. Bir sonraki hafta bu konuda ayrıca bir makaleyi daha kaleme alacağız. Zira, UEFA’nın Finansal Fair Play uygulamasıyla çakışacak bir uygulama içinde olmak gerekiyor. Aksi taktirde, bu uygulama ile haksız rekabet daha da körüklenmiş oluyor.
Sonuç - 3- Bu durum finansal yeterliği sağlamaktan uzak, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Rekabetçi denge, dengesiz rekabete dönüşüyor!
Buraya kadarki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, ‘’Takım Harcama Limiti’’ uygulaması ile öncelikle harcamaların kontrol altına alınarak, süreç içinde finansal dengeyi sağlama niyeti, bir iyi niyet olabilir. Ama, ortaya koyduğumuz eleştiriler, bu uygulamanın, hedefine ulaşmayacağını bize gösteriyor. Niyet güzel ama amacına/hedefine ulaşmayacak bu uygulamada, bazı şeyleri gözden geçirmez isek, Süper Lig’in rekabetçi dengesini daha da bozmuş olacağız. Bu da, doğal olarak rekabeti yeniden şekillendiren bir durumu ifade ediyor.
Zaten rekabet üstünlüğüne sahip bu kulüpler, bu uygulama ile haksız rekabet üstünlüklerini daha da arttırıyorlar. Bu uygulama kendi içinde tutarlı ve doğru gibi görülmekle birlikte, özkaynak açığı bulunan, sürekli zarar eden, varlıklarının üzerinde borca sahip kulüplerin mali disiplin altına alınmalarına çok da yarayacak bir uygulama olmayacakmış gibi duruyor. Çünkü, kulüplerin zaten finansal sorunları var ve bu darboğazdan ne yazık ki kurtulamıyorlar. Kurtulacakmış gibi de görünmüyorlar. Böylesi bir temel olumsuzluk söz konusuyken, bu kulüplerin daha fazla harcama limiti almaları, onları daha da fazla harcama yapmaya teşvik edecek. Bu anlamda, ben bu harcama limitlerini, harcama cesaretini artıran cömertlikte değerlendiriyorum.
Oysa, bizim bu dönemde ve ortamda cesaretli olmaktan çok, mali konularda temkinli ve tedbirli olmamız gerekiyor. Kaldı ki, bugüne kadar kulüplerimizin mali konularda çok cesur bir karakter sergilemeleri, onları borç batağına sürükledi. Burada esas sorun bu limitlerin, bu kulüplere tanımlanmasından daha çok, bu harcamayı yapabilecek kaynak ve bütçeyi nereden ve nasıl bulduklarına odaklanmak ve bunun hesabını kulüplere sormak gerekir. Yoksa, “ben kulüplere harcama limitlerini belirledim. Bundan sonra artık sadece kontrol edeceğim” demekle bu iş çözümlenmez ve amacına ulaşmaz. Bu harcama limitleri, düşünce olarak doğru, (zaten Finansal Fair Play kriterleri de buna kulüpleri zorluyor) ancak uygulama felsefesi ve mevcut finansal durum, uygulamanın misyonunu ve vizyonunu farklı yöne çevirebilir ve kulüpler daha da borçlanabilirler. Bu konuya çok dikkat etmek gerekiyor.
Bundan sonraki makalemiz, UEFA Finansal Fair Play uygulamasındaki yanlışlıklar üzerine olacaktır.