Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesi olayında yer aldığı iddiasıyla hakkında iddianame hazırlanan sanık Levent Göktaş'la ilgili önceki gün önemli gelişme yaşandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesindeki Özel Kuvvetler Komutanlığı'na (ÖKK) bağlı MAK Alay Komutanlığı'ndan emekli olan Levent Göktaş'a yönelik Haskovo (Hasköy) İl Mahkemesi'nce verilen "ev hapsi" kararı Plovdiv (Filibe) İstinaf Mahkemesi'nce bozuldu.
Yasadışı yollardan ülkeye girmesi nedeniyle yakalanarak yargılanan Göktaş'a, "sağlık sorunları" sebebiyle yerel mahkeme ev hapsi kararını verdi. Ancak, mahkemenin bu kararına yine Haskovo İl Savcılığı itiraz etti.
İtirazı değerlendiren Plovdiv İstinaf Mahkemesi, çarşamba günü verdiği kararla, eski ÖKK'cı Göktaş'ın sağlık sorunlarının cezaevinde kalmasına engel olmadığını göz önünde bulundurarak ev hapsini kaldırdı.
Bulgaristan hukuk sistemine göre, İstinaf Mahkemesi'nin kararı kesin.
Böylelikle Göktaş, zorunlu ikamette bulunduğu adresten yeniden cezaevine geçecek. Türkiye'nin yaptığı "iade talebi"ne Bulgar makamlarının vereceği yanıtı hapishanede bekleyecek, Hablemitoğlu cinayetinin firari sanığı.
Levent Göktaş
* * *
Türkiye'yi sarsan cinayetin üzerindeki sis perdesini kaldıran iddianameyle ilgili dosyada yer alan önemli bir ifadeyi önceki Büyüteç'te kaleme alıp iki sorunun yanıtlanması gerektiğine dikkat çekmiştim.
Neydi o iki soru?
- Dosya şüphelisi olan ancak sonrasında takipsizlik kararı verilen Eski ÖKK'cı Altan Bora'nın ifadesinde geçen bakanın kim olduğu?
- Dosyada önemli konumdaki Levent Göktaş'ın nasıl firar ettiği ve Bulgaristan'da yakalanmayla sona eren süreçte kimlerin yardım ettiği?
Her ne kadar iki soruya muhataplarından yanıt gelmeyeceğini bilsem de; diğer yandan da kendi kaynaklarım üzerinden yanıtlara ulaşmaya çalıştığımı belirteyim.
Uzunca bir süredir soruların yanıtlarını kovalarken, hafta başında görüştüğüm Emniyet'ten bir kaynağım ilginç bir bilgiyi kulağıma fısıldayıverdi.
Kaynağımın aktardığı bilgiye göre, cinayetin baş şüphelisi eski ÖKK'cı Gökhan Nuri Bozkır'ın MİT tarafından 27 Ocak 2022'de Türkiye'ye getirilip savcılıkça sorgulanmasıyla birlikte elde edilen teknik veriler doğrultusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltına alınacak şüpheliler için liste hazırladı.
Söz konusu listede Levent Göktaş da bulunuyordu.
Ancak ne olduysa bu aşamada oldu. Toplam 15 şüphelinin adının bulunduğu gözaltı listesi bir gecede değişti.
Liste ikiye bölündü. Göktaş ile eski ve görevde TSK mensuplarının isimleri gözaltı listesinden çıkarıldı.
İsim listesinin ikiye bölünmesi sonrasında savcılık talimatıyla 6 Şubat'ta yapılan ilk operasyonda 6 şüpheli gözaltına alındı.
Göktaş ve diğer şüpheliler hakkındaki gözaltı kararı ilk operasyondan tam dört ay sonra 8 Haziran günü verildi.
Dosyanın kilit ismi Göktaş'ın firar sürecini hatırlatırsam; Göktaş'ın dışındaki zanlıların sabah erkenden aynı saatte gözaltına alınmasına karşın, Göktaş'ın yakalanması için İstanbul polisi, daha geç saatte belirlenen adrese girdi. Ancak Göktaş, kızının evinde değil, aynı sitede kiraladığı başka bir evde yaşarken, polisin gelmesini haber alıp kayıplara karıştı.
* * *
Tabii, söz konusu gözaltı listesi oluşturulması sırasında yaşananlar dikkate alındığında, ilk liste dışında bırakılan Göktaş'ın dört aylık sürede kendisi için hareket alanı yarattığı düşünmek yanlış olmaz.
Olası kaçış organizasyonunu planlamasında dört aylık süre, yıllarca TSK'nın operasyonel faaliyetlerinde görev alan Göktaş için fazlasıyla yeterli olsa gerek.
Önceki iki soruya bu durumda iki yeni soru daha eklemek mecburiyet oldu:
- Gözaltı listesinin ikiye bölünme kararını kim verdi?
- Gözaltı listesinin Göktaş'ın lehine olacak biçimde ikiye bölünmesine kimin karar verdiği ortaya çıkarılır mı?
* * *
Öte yandan Emekli ÖKK'cı Altan Bora'nın ifadesindeki bir bölüm var ki; Göktaş'ın firarında neden Bulgaristan'ı tercih ettiğini anlatmak için yeterli.
Ne demişti Bora:
(...) "Ukrayna'daki silah şirketlerinden imzalı mücbir sebep belgelerini alıp, konsoloslukta tercüme ettirdim, aynı işlemi Belarus ve Bulgaristan'da yaptım, oradan da benzer yazılar alarak tercüme ederek Türkiye'ye geldim." (...)
Bu bilgiden hareketle, Emniyet ve Jandarma'ya yurt dışından getirttiği silahları satan Göktaş'ın Bulgaristan'da kontak noktası / noktalarını bulunduğunu görmek mümkün.
Ülke kamuoyunca artık yakından tanınan Göktaş'ın Türkiye'ye iade edilip edilmeyeceği henüz belli değil.
Ama olur da Göktaş, Türkiye'ye iade edilip hâkim önüne çıkarsa işte o zaman dananın kuyruğu kopacak.
Hablemitoğlu cinayetinin aydınlatılıp faillerinin cezalandırılması kadar perde arkasında kalan birbiriyle bağlı süreçlerin de yargı marifetiyle şeffaf biçimde ortaya çıkarılması, iktidarın ülkeye borcudur.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|