08 Aralık 2023

Emniyet’te yaşanan “taciz ve şantaj” skandalının iddianamesinde neler var?

Evine uyuşturucu getirip, kendisi, eşi ve başka bir kadınla kullanıyor. İş yerinden başka tür madde bulunduğunu söyleyip, onlardan da getirebileceğini ima ediyor. Ve aynı polis müdürü, bunca olay yaşanırken aynı zamanda da uyuşturucu suçlarıyla mücadele eden birimde görev yapmış. Şaka gibi!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve başladıktan sonraki ilk kadro operasyonu emniyet birimi Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’ydı.

Yerlikaya, geçen ağustosta birimin en tepesindeki isim ve aynı zamanda eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakın ekibindeki İbrahim Hakkı Seydioğulları’nı görevden alıp yerine Isparta Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı’yı getirdi.

Seydioğulları’nın görevden alınmasıyla eş zamanlı olarak, daha önce Narkotik Başkanlığı’nda görev yapan başkan yardımcısı M.L. ile ilgili skandal niteliğinde olay patlak verdi.

Uzun süredir başkanlıkta görev yapan ve sonrasında bir süre daha Seydioğulları’nın yardımcılığını yürüten M.L., geçen ocakta Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde polis başmüfettişi olarak görevlendirildi.

Polis müdürü M.L.’ye yönelik iddialar sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturma başlattı. Bu kapsamda M.L., açığa alınıp görevden el çektirildi. 

Polis müdürüne, yağma, şantaj, cinsel taciz suçlaması

Eski Narkotik Başkan Yardımcısı M.L.’nin hakkında, geçen martta polise yapılan şikâyet sonrasında patlak veren skandallar zinciri çerçevesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlandı.

Sanıklar M.L. ile eşi A.L. hakkındaki suç tanımı, “yağma, şantaj ve cinsel taciz.”

Savcılık iddianamesinde, olayın mağduru olduğu gerekçesiyle şikayetçi olan Ö.Ç.’nin anlattıklarının yanı sıra sanık konumundaki polis müdürü M.L. ve eşi A.L.’nin savunmalarına yer verildi.

Taraflar arasında yaşananlar ile yine M.L. ve eşi A.L.’nin şikayetçi Ö.Ç.’ye gönderdiği mesajların yer aldığı iddianame +18’lik.

Bu sebeple, çok detaya girip sürecin asıl boyutunun önüne geçmek istemiyorum işi doğrusu.

Şimdi, iddianamede anlatılanları biraz kısaltarak aktaracağım.

Olayın mağduru olan Ö.Ç.’nin anlatımlarına bakılırsa; sürecin başlangıcı, M.L.’nin Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nda görev yaptığı Eylül 2019’a kadar gidiyor:

“M.L.’nin kızının doğum günü olması sebebiyle A.L. evine, kızının doğum gününe davet etti. Çok ısrarcı olunca kızımla davete katıldım. Bu katılmadan sonra zaman zaman beni arayarak kızım ile birlikte buluşma teklif etti. Zaman zaman buluştuk.”

Şikayetçi Ö.Ç., ilerleyen zamanda A.L. ile görüşmeye devam ettiğini, yine bir gün buluştuğu sırada A.L.’nin kendisinden para istediğini ve toplamda 20 bin dolar verdiğini anlattı.

“İş yerimde başka maddeler de var”

2020 yılı Şubat ayı başlarında bir cumartesi günü eşi işi gereğince Bodrum’da bulunduğu sırada A.L.’nin kendisinin aradığını, M.L.’nin şehir dışına gittiğini söylediğini anlatan Ö.Ç., yaşananları şöyle aktardı:

“A.L. ile birlikte avm’ye gittik. Alışveriş yaptıktan sonra eve geri geldik. Bir müddet sonra A.L.’yi eşi telefonla aradı. Hava muhalefeti nedeniyle M.L.’nin yoldan geri döndüğünü söyledi. M.L. eve geldi. Bir madde çıkartarak ‘bu esrar, bunu eriteyim, birer nefes çekin, kendinizi iyi hissedersiniz. Hatta benim iş yerimde başka maddeler de var, onlardan da getiririm. Sizler zayıflarsınız’ diyerek elindeki maddeyi çakmak ile ısıtarak erimesini sağladı. Maddeyi içtik. Bir tane meyve suyu ekleyerek hazırladığı alkol bardağını verdi. Bir iki kadeh içki aldıktan sonra başım dönmeye başladı.”

Ö.Ç.’nin eşiyle buluşma

Şikayetçi Ö.Ç.’nin anlatımlarına devam ediyorum:

“2022 yılı Eylül ayı gibi hesabımda bulunan ancak eşimin de vekaleti bulunması sebebiyle eşim, kontrolünde olan ve hesabımı maddi anlamda desteklediği için hesapları kontrol ettiğinde bankada bulunan dolar hesabındaki paranın bittiğini görmesi üzerine bu konuyu konuştuk.

2023 yılı Mart ayı içerisinde Oran civarında bulunan bir kafede buluşarak eşimle, M.L. görüştüler. Bu görüşmede M.L. kendisinin suçsuz olduğunu, para almadığını, benim kendisini ayarttığımı, eşi A.L.’nin haberinin olmadığını, kendisinin tamamen suçsuz olduğunu söyledi. Oradan ayrıldık.

Çikolata kutusunda gelen polise ait flaş disklerden porno filmler çıktı!

M.L., 2 adet içerisinde porno film bulunan, biri metal üzerinde polis amblemi olan 'Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı' yazısı bulanan ve mavi renkte R harfi bulunan boncuklu flaş bellek, diğeri yuvarlak, her iki yüzünde Narkotik Daire Başkanlığı’na ait logo, içerisinde kurt resmi, NDB yazan flaş belleği, 2021 yılı sonbaharına doğru bizzat kendisi kalp şeklinde kırmızı bir çikolata kutusu ile birlikte evime getirip verdi.”

Yönetim zafiyeti değilse ne?

İddianamenin bundan sonraki müstehcen bölümlerini yazının tutarlılığını bozmamak amacıyla yazmadım.

Evet, sonuç itibarıyla sanık M.L.’nin eşi ile işlediği iddia edilen suçlar, görevle ilgili değil. Kişisel suç işlenme hali var.

Ancak, devletin suçla mücadele eden en önemli birimlerinden birinde, hem de üst düzeyde görev yapan biri polis müdürünün, bulunduğu konuma yakışmayan davranışta bulunması asıl sorun kanımca.

Hele ki dört yıldır devam eden sürecin, polis müdürü M.L.’nin sicil amiri konumundaki Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanı ve Emniyet Genel Müdürü’nce tespit edilememesine ne demeli?

Birim sıradan birim değil, adı geçen sıradan bir polis değil! Başkan yardımcısı. Emniyet teşkilatının “uçan kuştan haberi olan” birimlerden.

Üstüne üstlük, bir kadına ve ailesine yönelik şantaj yaparken, Emniyet birimlerine ait malzemeyi de kullanıyor! Cesarete bakın.

Kimlerden alınıyor acaba bu cesaret ve pervasızlık?

Evine uyuşturucu getirip, kendisi, eşi ve başka bir kadınla kullanıyor. İş yerinden başka tür madde bulunduğunu söyleyip, onlardan da getirebileceğini ima ediyor.

Ve aynı polis müdürü, bunca olay yaşanırken aynı zamanda da uyuşturucu suçlarıyla mücadele eden birimde görev yapmış. Şaka gibi!

Şimdi; hem birim başkanı Seydioğulları’nın, hem de dönemin Genel Müdür Mehmet Aktaş’ın neredeyse dört yıl devam eden “yüz kızartıcı” böylesi bir durumdan haberdar olmamalarının da bir açıklaması vardır, kuşkusuz!

Yönetim zafiyeti değilse nedir bunun adı?

Sevgilisini döven polis müdürüne soruşturma yerine ödül gibi görev!

Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’ndaki söz konusu olayın izini sürerken, aynı birimde daha önce yaşanan başka bir olayın ipuçlarına ulaştım.

Bu kez adını vermiyorum. İddiaya göre, yine aynı birimde üst düzeyde görev yapan bir polis müdürü, 2021’de Ankara’da bir kadını dövdü.

Aldığım bilgiye göre, Asena adıyla bilinen kadın, polis müdürünün sevgilisiydi. Yasak aşk olarak tanımlanacak bu ilişki sırasında polis müdüründen şiddet gören kadın, kaleme aldığı şikayet dilekçesiyle Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nı ziyaret etti.

Ziyaret sırasında kadın, kendisini döven polis müdüründen şikayetçi olmak istedi.

Bu arada, trajik olduğu kadar komik bir detayı vereyim.

Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nda “Asena” adıyla kullanılan özel bir analiz programı mevcut. 2000’li yılların başında geliştirilen söz konusu program, yıllar içinde güncellenerek suçla mücadelede kullanılageldi.

İşte adı bende olan polis müdürü, Asena adlı sevgilisine belki şirin gözükmek, belki deyim yerindeyse tavlamak için kendisinin adıyla özel bilgisayar programı hazırlattığını anlattı!

Birim yöneticileri, polis müdürü hakkında soruşturma açılacağını belirterek kadını savuşturdu.

Peki sonra ne oldu?

Sevgilisini döven polis müdürü sessiz sedasız ülkenin önde gelen turizm beldelerinden bir kente atandı. Ne soruşturma açıldı hakkında, ne de inceleme yapıldı!

Önceleri kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele etti! Şimdiler ise, kaçak göçmenlerle mücadele ediyor!

Nasıl, iyi mi?

Aynı polis müdürünün yakınlarda yeni bombasının patlamasına şimdiden hazır olun. Eli kulağında!

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ufuk Uras: Bahçeli "Bizim 50 vekilimiz var, çoğunluk AK Parti’de, onların adım atması gerekiyor" dedi

"Bahçeli, 'İlk adım olarak DEM grubunda el sıktım' dedi. Türkiye açısından tarihsel önemi var, atılan adımlar olumludur. Devlet akılsız olacağına, devlet aklı olsun. Bu olay bir turnusol kağıdı”

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

"
"