31 Mayıs 2016

Aynı şeyler niçin tekrarlanıyor?

İstenilen, binlerce ananın evladını kaybetmesi midir?

Sayın Binali Yıldırım bir hafta önce, “gelecek cumartesi Cumhurbaşkanımız ile Diyarbakır’a gideceğiz” dediği zaman sevinmiştim, galiba Kürt meselesinde yeni bir devir açılacak diye.

Ne de olsa, yeni bir hükümet kurulmuştu, ilk söylediği de “terörü gündemden çıkarma” hedefiydi; politika değiştirmek için fırsattı; iktidar politikanın yanlışlığını görmüş olabilirdi!

28 Haziran Cumartesi gününü “dört gözle” derler ya öyle, çok heyecanla, inanmasam da umutla bekledim.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan söylendiği gibi cumartesi günü Diyarbakır’a gittiler, halka açık “toplu açılış” ve valiliğin düzenlediği sivil toplum kuruluşları temsilcileri toplantısında konuştular. Bu dört konuşmayı, Cumhurbaşkanlığı ve Ak Parti internet sayfalarından indirip okudum; ikisi de terörün nedenini, kimin çıkarıp yürüttüğünü, kimlerin yardım ettiğini, anlatıyorlardı; gözlerime inanamadım, bazı cümleleri tekrar tekrar okudum!

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek? Bekleyenler çoktur aynı şeyleri yaptığı halde farklı sonuçlar bekleyen; ama hep hüsranla karşılaşılmıştır!

Dışarıyla ilgili cümlelere değinmeyeceğim; diplomasi dilinden bu kadar uzaklaşmanın ne yararı olabilir diye düşünüyorum; mamafih ben de eskilerde kalmış olabilirim!

Konuşmaların, yurttaşların yaşamına dair olan kısımları hakkında düşünmek istiyorum.

Önce Cumhurbaşkanı ve yeni Başbakan, “terör” diye adlandırılan olay karşısında genel tutumlarını halka adeta tebliğ ettiler. Tebliğlerini Pazar günkü fetih toplantısında da tekrarladılar: 
“Yapacakları tek şey var, silahları gömecek ve betonlayacaklar, koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler, başka çıkışı yok.”

Kanıtlanmış bir hipotezdi sanki, yıllardır uygulanan politikada hiçbir değişiklik yapılmayacaktı ama terör gündemden çıkacaktı!

Evet, Cumhurbaşkanı’nın yıllardan beri söylediği, Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’ndan “bir milimetre bile farklı olmayan” politikasının aynını şimdi bir kere de Sayın Yıldırım’ın sesinden dinliyordu Diyarbakırlılar.

Ülkemizde yıllarca uygulanmış, Türkiye dışında birçok ülkede denenerek başarısızlığı kanıtlanmış bu politika, bunca başarısız yıldan sonra, bir kez daha sınandığında niçin ve nasıl başarılı olacaktı?

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek? Bekleyenler çoktur aynı şeyleri yaptığı halde farklı sonuçlar bekleyen; ama hep hüsranla karşılaşılmıştır!   

Uygulanan politikanın, terörün şiddetini arttırarak ülkeyi başka bir hedefe taşıdığı belli, buna karşın aynı uygulamayı sürdürmeyi anlayamıyorum!

İzlenen politikanın söylenmeyen başka bir hedefi mi var diye düşünüyorum.

Üzerinde gözümüzü kapayıp koştuğumuz yolun sonunda bizi bir uçurumun beklediği çok açık değil mi?   

İktidar sahipleri konuşmalarında, hep terörün bitirilmesinden bahsediyorlar, fakat söyledikleri ve yaptıkları aynı! Korkuyorum, aynı şeyleri yapıp farklı sonuç bekleyenlerden miyiz diye!

Üzerinde gözümüzü kapayıp koştuğumuz yolun sonunda bizi bir uçurumun beklediği çok açık değil mi?

Şüphesiz aynı şeyleri yapalım, farklı sonuçlar alınsın denmiyordur; aynı politika izlendiğinde aynı sonuçların alınacağının bilindiğine inanıyorum!

O halde, yıllardır yaşadığımız sonuçlarla yaşayalım mı isteniyor: Terör artsın, bildiğimiz  sonuçlarla bir iki yıl daha yaşayalım; bu mudur istenen?

İstenilen, binlerce ananın evladını kaybetmesi midir? Kentlerin harabeye dönüşünü seyretmek için mi yıllardır yapılanları aynen tekrarlıyoruz?

Niçin? Evet Niçin? Bir kişi çıksın da anlatsın aynı şeylerin yapılmasının nedenini!

Yazarın Diğer Yazıları

CHP'nin tarihi görevi

Cumhurbaşkanlığı seçimleri, CHP’nin önüne demokratikleşme devrimi sorumluluğunu bir kez daha getirmiştir

Ne ararsak onu buluruz…

Türkiye’de demokratik bir parti yoktur!

Adalar'daki atların özgürlüğü!

Demokratik sistem de, dikta da sonuçta yönetim ister; yerinden yönetime geçilmeden bir ülke yönetilemez

"
"